17

8.5K 769 524
                                    

25/05/2021
İyi okumalarr🦕🥏








Jisung endişeyle sevgilisinin elini ellerinin arasına aldı. Dolu gözleriyle "Aptal. Kendine dikkat etsene. Arabanın anahtarı nerede?" dedi. Minho sevgilisinin endişesini görünce kafasının içindeki sesi kovdu. Kırmızı ona sadece sevgilisi vücudunda izler bırakınca yakışıyordu. Sevgilisi onu ayağa kaldırınca "Sağ arka cebimde." diye fısıldadı. Jisung Yunho'nun getirdiği bezi sevgilisinin eline sıkmayacak şekilde sarıp "Yunho benim yerime bugünlüğüne durabilir misin? Hastaneye gidiyoruz." dedi. Yunho kafasını sallayıp "Sorun değil sincap surat. Ben hallederim." dedi. Jisung minnetle tebessüm edip teşekkür etti.

Peşinden Minho'yu sürüklerken Minho vücudunun her köşesine istemsizce yayılan kıskançlık duygusundan nefret etti. Oysa sevgilisinin yeni arkadaşlar edinmesine çok seviniyordu. Jisung Minho'yu ön koltuğa oturtup sürücü koltuğuna geçti. Titreyen elleriyle arabayı çalıştırıp hastaneye dığru sürmeye başladı. Minho kafasını koltuğa yaslayıp güzeller güzeli sevgilisini izledi. Gözünden akan yaşa uzanıp yanağından süzülmeden sildi. Jisung sevgilisinin dokunuşuyla dudaklarını birbirine bastırdı. Yola odaklanmaya özen göstererek "Acıyor mu çok? Geldik sayılırız acile." dedi. Minho tebessüm ederek sevgilisinin hasret kaldığı yüzünü yakından izlemeye devam etti. Üç haftadır çektiği ruhsal acının büyüklüğü yanında şimdi çektiği fiziksel acı yok gibi geliyordu.

Jisung kısa sürede acilin önüne gelip arabayı park etti. Minho sevgilisini beklemeden arabadan inerken "Bu kadar endişelenme bebeğim. Acımıyor. Sadece kesik." dedi. Jisung dudaklarını büzüp sevgilisinin koluna girdi. Hızla acile girerlerken "Bardağı elinle yok ettin resmen. Ne demek sadece kesik?" diye azarladı. Minho ağlamamak için gözlerini kırpıştırdı. Sanki hala sevgililermiş gibiydiler. Hiç kavga etmemiş gibiydiler. Başını üzgünce yere eğip sevgilisinin kendisini yönlendirmesine izin verdi. Bir sedyeye oturtulduğunda da kafasını kaldırmaya kalbi el vermemişti.

Üç haftadır her hastaneye gelişinde karşılaşıp kendisiyle ilgilenen intörn elindeki malzemeleri sedyeye bırakıp "Minho-ah kendine dikkat etmelisin. Daha bu sabah seni evine yolladım." diye azarladı. Omuzlarımı düşürüp "Özür dilerim Yuna-sshi. Bardağı elimde nasıl kırdım ben de anlayamadım." dedi. Yuna edindiği arkadaşının saçlarını gülerek karıştırıp elindeki bezi çıkarttı. Arkadaşının elini ellerinin arasına alıp dikkatlice pansuman yaparken sırıtarak "Şu karşıdaki duvara yaslanmış elledi yumruk biçiminde bana kıskançlıkla bakan anlattığın sevgilin mi?" diye sordu. Minho şaşkınlıklı bakışlarını kaldırıp kendisine delice bakışlar atan Jisung ile karşı karşıya geldi. Kaşlarını çatıp kafasını yana doğru eğdi. Jisung'un da kıskanç bir yapısı vardı ama bunu saklamakta bu kadar berecikliyken neden şimdi belli ediyordu ki?

Jisung'un kıskançlığını tetikleyen özlemiydi. Üzüntüyle kafasını yere doğru eğdi. Gözleri doldu. Elinin sevgilisinin elleri arasında kaybolmasını özlemişti. Sevgilisini çok özlemişti. Hastanenin boğuk kokusuna dayanamayacağını anlayıp acilin kapısına gözünden düşen yaşlarla ilerledi.

Minho sevgilisinin bu hareketlerini garip buldu. Kolları arasına alıp boynuna öpücükler kondururken sorunun ne olduğunu sormak istedi. Kafasını üzgünce eğip "Evet. Evet, o benim güzeller güzeli sevgilim. Ama benden nefret ediyor." diye fısıldadı. Yuna elindeki pamuğu ve eldivenleri çöpe atarak arkadaşının alnına fiske attı. Gözlerini devirerek "Salak mısın? Az önce seni kıskandı. Bence hala seni seviyor ama seni affederse özsaygısını yitireceğini düşünüyor. O yüzden bana anlattığın gerçekleri ona da anlat." dedi. Minho yüzünü buruşturup "Korkuyorum." dedi. Yuna "Korkunun ecele faydası yok." diyerek yarası için yapması ve yapmaması gerekenleri anlattı. O sırada Jisung yanlarına gelmiş dikkatlice dinlemişti. Saygıyla eğilip teşekkür etti. Yuna ikisine de gülümseyip diğer hastalara bakınmak için yanlarından ayrıldı.

Jisung Minho'nun koluna tekrar girip acilden dışarıya doğru adımladı. Arabaya gitmeden önce eczaneye uğrayıp gerekli şeyleri aldılar. Arabaya döndüklerinde Minho utana sıkıla Jisung'a seslendi. Jisung arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken "Evet?" diye yanıtladı. Minho gözlerini güzeller güzeli sevgilisinin yüzünde gezindirip "Evimize gelecek misin? Biliyorsun sadece benim değil. Senin de evin. Ama üç haftadır evimiz senden hasret kaldı." diye mırıldandı. Jisung acı ve sevgi ile karışık gülümsedi. Hızla yüzünü ifadesizleştirip "Elin yaralı. Tek elle idare edemezsin. Galiba sana yardım etmek için biraz kalacağım." dedi. Minho sevgilisinin tekrar gideceği düşüncesiyle yüzünü asıp kendiyle kalmasına bile sevinemedi.

Jisung yanındaki bedene göz ucuyla baktı. Kısık sete şarkı açıp mırıldanmaya başladı. Minho'nun böyke biraz da olsa keyfinin yerine geleceğini biliyordu. Minho kulaklarına değen sesle bakışlarını tekrar sevgilisini yüzüne çıkardı. Eve gidene kadar sessiz kalıp bu anın tadını çıkardı.

Eve varıp içeri girdiklerinde Jisung karşılaştığı manzara ile yüzünü buruşturdu. Her yer içki şişeleriyle doluydu. Camları açmak için ilerlerken arkasındaki Minho'ya sinirle "Minho bu ne alkol banyosuna mı yattın ne yaptın? Çok sağlıksız. Kendine zarar vermeyi bırakmalısın." diye söylendi. Minho kendini koltuğa bırakıp ortalığı toplamaya başlayan sevgilisini izledi. Eli yerde yarım dolu olan şişeyi içmek için almaya uzandığın Jisung hızla şişeyi alıp tehditkar bir biçimde "Yemin ederim bu şişeyi kafana koyarım. Sana çorba yapacağım ve ben bu evdeyken sağlıklı besleneceksin. Anladın mı?" dedi.

Minho sevgilisine gülümseyip elini yanağına çıkardı. Nazikçe okşarken "Hep yanımda kalman için tüm sağlıksız şeyleri yapmam gerek o zaman." dedi. Jisung kaşlarını çatsa da yanağını sevgilisinin eline sürtmekten kendini alıkoyamamıştı. Hızla yerinden kalkıp şişeleri amerikan mutfaklarındaki çöpe attı. Minho ise elinin arasından kayan yüze homurdanıp üç haftadır yaptığı gibi siyah ekranı izlemeye başladı. Jisung ortalığı adam ettikten sonra ruhsuzca kapalı televizyonu izleyen Minho'nun yanına eğildi. Minho bakışlarını sevgilisine çevirip merakla baktı. Jisung kolunu koltuğa yaslayıp sevgilisinin yüzünü tek eliyle avuçladı. Minho'nun gözleri sevgilisinin dokunuşuyla titreyerek kapandı. Yüzünü eline bastırıp burnunu sürttü.

Jisung parmaklarıyla sevgilisinin gözaltlarını okşayıp gözlerini aralamasını sağladı. Kırgın ses tonuyla "Kendine dikkat etmezsen tüm o sağlıksız şeyleri yaparsan bir daha yüzüne bakmam." dedi. Jisung sevgilisinin gözlerinden geçen kaybetme korkusunu görünce yerinde kıpırdandı. Yunuşuyordu işte. O da bundan korkuyordu. Ama elini çekmedi. Sevgilisinin yanağını okşamaya devam etti. Parmakları yüzünde özlemle dolandı. Minho ise harelerini sevgilisinin yüzünden çekmedi. Uzanıp öpmek istese de karşısındaki bedenin artık kendini sevmediğini hatırlayarak geri durdu. Sevgilisinin hareketleri onu mayıştırarak uyuttu. Jisung uyuyakalan sevgilisine gülümseyip dudaklarını dudaklarının kenarına uzunca bastırdı. Belinde hissettiği el ile vücuduna bir elektrik verildiğini hissetti. Sevgilisinin dokunuşuyla baştan aşağı titredi.

Sevgilisinin yanındaki ufak boşluğa uzanıp parmaklarını yüzünde ve saçlarında dolaştırmaya devam etti. Arada yüzünden ve dudaklarından küçük öpücükler çalıyordu. Minho ağır bir uykuda dahi olsa refleksle sevgilisinin beline sıkıca sarılıp kendine çekti. Jisung sevgilisinin verdiği mayışmışlıkla dayanamayıp gözlerini kapadı. Başını göğsüne yaslayıp boynundan gelen kokuyu derince içine çekti.

İkisi de üç haftanın sonunda ilk defa huzurlu uyudu. Eski günlerdeki gibi. Minho sevgilisine belinden sarılıp kendine çekmişken Jisung kulağını sevgilisinin kalbine yaslamıştı. Duyduğu kalp atışlarıyla hayata döndüğünü hissetti.















26/05/2021
Öpüldünüz
Mwah🥺

jealous Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin