Melek yüzlüm, ay ışığım...
Ne güzel işlemişsin kalbine beni tane tane, nazikçe.
Birlikte geçirdiğimiz anıları yazmışsın bu deftere.
Seni fark etmeden kırdığımı yazmışsın, sana çok aşık baktığımı söylemişsin neredeyse her sayfana.
Birer birer yazmışsın, üstündeki etkimi.
Lavinialar çizmişsin yaprakların kenarlarına.
Biliyor muydun çiçeğin anlamını? Çoktan karar vermiştin kanatlarını özgürlüğe kavuşturmaya öyle değil mi?
Sen aşkıyla yanıp tutuşan bir kum, ben ise ne olursa olsun o kumu eriten tuzlu deniz suyuydum..
Benim içime işlediğinde, seni yakardım. Sen ise her seferinde girip gözlerini gözlerimden çekmezdin.
Tuzlu su yakmış mıydı canını, göz bebeklerinden usul usul sızarken...
Usul usul sızlarken koynumda, yakmış mıydım canını bakışlarımla?
Okyanus gibiydin Hoseok...
Ucun bucağın yoktu. Tertemiz, mis gibi kokardın.
Ve ben sana yanardım bir güneş misali...
Suyunu ısıtırdım senin inatla, aynı kulaklarına sadece fısıldamakla yetindiğim "Her şey düzelecek" saçmalıkları gibi...
Ve sen gece çökünce soğuturdun asil suyunu ruhun misali... Ben gidince soğuk çökermiş sana, geceleri ağlarmışsın.
Sen okyanusların prensi, ben ise dünyanın kehaneti...
Yok ettiklerim çok daha anlamlı gelirmiş senin yokluğundan önce...
Ve Min Yoongi; Kehanetini sadece kendisiyle yok edemedi, senin aksine güzel oğlanım...
'Fa' tuşu aynı senin bakışların gibi, hüzünlü, içli içli gitti çöp kutusuna... Bir okyanus misali, dalgaların ne güzel yer edinmiş taş kalbime...
Bölümü yazma tarihi: 13.05.2021
Lavinia, ''ölüm" anlamına gelen çiçek... Kendisinin ölüm kadar ağır bir yarası var bende :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
36 But 20 : Yoonseok
Fanfiction|sope| bir lavinya saksısı, içinceki bile lavinyasız.