-Fa-

83 16 12
                                    

Sabah erken kalkıp annem ile babamın mezarlığına gittim.

Uyandığımda dudaklarına güzel bir öpücük bıraktım.  5 dakika sürmeden hazırlanıp yola çıktım.

Hesap sormak istiyordum, neden bu kadar berbat bir aile oldukları hakkında...

Mezarlığa gitmeden önce bir çiçekçiye uğrayıp lavinyalar aldım, o zamanlar çiçeklerine seni süslememiştim bir tanem. O iğrenç insanlara seni büyüttüğüm çiçeklerini götürmüşüm farkında olmadan.

Bir çok ölülerin olduğu o ürpertici yere girdiğimde gözüme ilk kestirdiğim yan yana duran mezarlar yüzümü ekşitmeme sebep olmuştu.

Nasıl iğreniyordum onlardan bir bilsen, nasıl nefret ediyordum.

Çiçekleri üstlerine nazikçe yerleştirdim. Onlara olan sevgimden değil, çiçeğe olan saygımdandı.

Aslında bakarsan tanrın bana çok yardım etmiş ölümün için. Lavinyaları hayatıma eklemiş, bana gideceğini söylemene izin vermiş... Daha niceleri...

Ama ben kendime yedirememişim senin ölebileceğinin düşüncesini...

kalbim, şeytanlığıyla hissetmiş öleceğini. Ama bana söyleyememiş üzülmemem için...

Mezarlarına bakınca gülümsemeden edemiyordum.

Senin inandığın tanrın, yanına sadece pislik insanları alır Hoseok. Ölmeyi hak edenler ölür. Sen ölmeyi hak etmemiştin.

Koca mezarlıkta tek başıma ağlıyordum mezarlarının başında...

Özlediğimden değil. Nefretten.

Neden. bu kadar iğrenç olduklarını sordum onlara. Neden abimi severek büyütüp beni para uğruna sattıklarını sordum.

O da oğullarıydı, bende öyleydim.

2 aylık masum bir bebeği neden para uğruna satabilirlerdi?

O sıra düşünmüştüm, ya bizim de bir çocuğumuz olursa diye.

Gülümsemeden edemedim, benim aksime çok güzel bir baba olurdun.

Onunla ağlardın, onunla gülerdin. Sen onu severdin. Sen, benim gibi anne baba sevgisini bilmediğin halde ona çok iyi bakardın.

Oysaki ben, anne ve baba kavramının ne demek olduğunu bile bilmiyordum.

O sorumuluğu alabilecek kadar iyi bir insan değilim.

Daha seni büyütemezken, bir çocuğa ne kadar sahip çıkabilirdim?

Ya ben de onu bırakırsam diye düşünmüştüm, ne kadar da acınası öyle değil mi?

Üzgünüm Hoseok. Benim bebekken kurtulduğum bu travmalar, aynı benim gibi senin de kölen olmuşlardı.

Kurtaramadım seni babanın işkencelerinden, annenin sigara ateşi  ile yaktığı narin bedenini koruyamadım.

Ben sana hak ettiğin sevgiyi vermek için çok çabaladım, ne olursa olsun.

Gerçekten inan bana, lütfen yalan söylediğimi düşünme...

Seni çok sevdim. Seni çok hissederek sevdim. Aşkı senden başka kimseyle hayal edemedim Hoseok. İnan bana...

Ama  sen, beni ne güzel sevmişsin. Beni sevişin bile aşık olmam için bir lütuf gibiymiş.

Sadece sana çok geç kalmışım bir tanem. Sana çok geç kalmışım...

'Fa ' tuşu  mezarından avuçladığım kuru toprak kırıntılarıyla çöpe gitti. Çiçeklerine can veren toprağının aksine bunu güneşimin altında özellikle kuruttum. Aynı seni kuruttuğum gibi...

 Aynı seni kuruttuğum gibi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
36 But 20 : YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin