Ciel soğuk terler içerisinde yatakta hızlıca doğruldu derin nefesler alıyor kalbi deli gibi atıyordu sakinleşmeye çalışarak yataktan çıktı Sebastian'ın onu Uyandırması gereken saat çoktan geçmişti ciel hızlıca üstünü giyinip aşağı indi ev sesizdi sebastian dışındaki hizmetçiler izin almışlardı ciel neden Olduğunu bilmese de arada onlarında dinlenmesi gerektiğini düşünerek izin vermişti mutfağa girerek etrafa bakındı sebastian arkası dönük bir Şekilde kahvaltıyı hazırlamakla uğraşıyordu ciel Sebastian'ı görünce irkilip birkaç adım gerilemişti hâlâ gördüğü rüyanın etkisindeydi boğazını temizledi duyduğu sesle sebastian arkasını dönmüştü cielin yanına gelerek önünde durdu ciel tedirginlikle biraz gerilemişti.
Sebastian cieli biraz süzüp gözleğini pantolonun içinden çıkardı ciel şokla Sebastian'ın elini tutup sordu * n-ne yapıyorsun? * sebastian cielin tutuğu eline bakıyordu ciel durumu fark edip Sebastian'ın elini bıraktı *acele ile giyindiğinizden olsa gerek kıyafetleriniz hep buruş buruş efendim onları Düzeltiyordum * diyerek gülümsedi sebastian ciel onu tersleyerek cevap verdi * gerek yok ben yaparım beni neden saatimde uyandırmadın? * Sebastian biraz geri çekilerek cevapladı * dün gece geç uyuduğunuz için biraz daha uykuya ihtiyacınız olduğunu düşünmüştüm hem bugün fazla işiniz yok efendim * ciel Sebastian'a bakmadan başıyla onaylayarak arkasını döndü onu durduran Sebastian'ın sesiydi * efendim iyi görünmüyorsunuz hasta olabilirsiniz biraz yatın lütfen * ciel cevap vermeden Sebastian'ın yanından ayrılıp çalışma odasına girmişti bugünkü işleri kontrol ediyordu.
Ciel Sebastian'ı gördüğünde tuhaf hissediyor ve onun yanından hemen uzaklaşmak istiyordu onu düşünmemenin en iyi yolunun kendini işlerle Meşgul etmek olduğu düşünüyordu bir süre sonra kendini çalışmaya o kadar kaptırmıştı ki kapının çaldığını bile duymamıştı * lordum? * sebastian Bir süre cevap alamayınca tekrarladı * lordum? * ciel hiç tepki vermeden yazı yazmaya devem ediyordu sebastian cielin yanına gelerek omzuna dokundu Ciel yerinden sıçramıştı sebastian içinden * bu aralar fazla dalgın ne olduğunu merak ediyorum * diye geçirdi.
* lordum kahvaltı hazır * ciel başını sallayarak cevap verdi yemek odasına indiğinde Elizabeth yemek masasında oturmuş cieli bekliyordu Ciel böyle sürprizlere alışıktı ancak Sebastian'ın bunu ona söylememiş olması cielin garibine gitmişti lizzy masadan kalkıp koşarak ciele sarıldı Yüzünde her zamanki o büyük gülümsemesi vardı * ciel!! Seni çok özlemişim * ciel'de lizzy'e sarılarak karşılık vermişti.
Ciel lizzy ile nişanını bozmuştu ama ara sıra birbirlerini ziyaret ediyorlardı lizzy ciel ile ayrıldıktan 1 yıldan biraz daha uzun bir süre sonra başka biri ile Nişanlanmıştı ve her cieli ziyaret edişinde birlikte ne kadar mutlu olduklarını anlatıyordu ciel ise her seferinde bunları dinlemek zorunda kalıyordu.
Kahvaltıdan sonra lizzy ile biraz daha konuşmuşlardı bir süre sonra lizzy cielin yanından ayrılmıştı lizzy gittiğinde ciel yarım kalan işlerini de hızlıca Halletmişti Sebastian'ın dediği gibi bugün fazla bir işi yoktu ciel işleri bittiği için ne yapacağını bilmiyordu uzun zamandır kraliçeden mektupta Almamıştı.
Ciel bunları düşünürken kapı çaldı sebastian elinde bir dilim çikolatalı pasta ile içeri girmişti ciel Sebastian'ı görünce tedirgin olsa da belli etmemeye Çalışmıştı sebastian elindeki pastayı masaya bırakarak konuştu * efendim işleriniz bittiyse dışarı çıkmak ister misiniz * ciel Sebastian'ın böyle bir şey demesini beklemediğinden şaşırmıştı.
Ciel pastasını yerken cevapladı * neden böyle bir şey soruyorsun? * sebastian biraz susup cevap vermişti * işiniz olmadığı için sıkılmış olabileceğinizi Düşünmüştüm lordum * ciel cevap vermeyince sebastian boş tabağı da alıp odadan çıkmıştı kısa bir süre sonra ciel Sebastian'ın yanına geldi.
*olur gidelim * sebastian o sırada finny olmadığı için bahçe ile ilgileniyordu cielin sesini duyunca arkasını döndü ciel konuşmaya devam etti * nereye Gideceğimiz sana kalkmış * deyip eve geri döndü sebastian cielin arkasından reverans yapıp arabayı hazırlama gitmişti.
Sebastian arabayı hazırlarken bir yandan da nereye gidebileceklerini düşünüyordu sadece onların olduğu sesiz bir yere gitmek istiyordu sebastian son günlerde cieli daha fazla görmek istiyor her zaman onun yanında olmak istiyor ve onunla konuşmak istiyordu sebastian hernekadar hissettiği Duygularından haberdar olsa da bunları saklamayı ve kabul etmemeyi tercih ediyordu arabayı hazırlayıp hızlıca kapıda bekleyen cielin yanına gitti bu sürede nereye gidebileceklerini bulmuştu.
Yol boyunca ikisi de ne konuşmuş ne de birbirlerine bakmışlardı sonunda geldiklerinde ciel çok güzel bir yer olduğunu düşünmüştü beyaz güller ile kaplı bir dağın tepesinde mavi gökyüzünün altında sesiz ve sadece onların olduğu bir yerde idiler sebastian cielin etrafına büyülenmiş bir şekilde baktığını gördüğünde sevinmiş ama belli etmemişti.
Dağın tepesi güller ile kaplıydı sadece çok küçük bir alanda açıklık vardı sebastian cielin yanına gelerek onu güllerin ortasında küçük açıklığa götürdü. * efendim lütfen buraya yatın * ciel şaşırmışca cevap verdi * ne ? Yatıyım mı ? *
* evet * ciel hâlâ anlamsızca Sebastian'a bakıyordu sebastian cieli omuzlarından tutup daha ciel ne olduğunu anlayamadan çimlerin üstüne Yatırmıştı ciel itiraz etse de şu an sakince cimlerin üstünde yatıyordu Sebastian'da cielin yanına oturmuştu tuhaf ve sesiz bir ortamdı ikisi de hiç konuşmuyor sadece gökyüzünü izliyorlardı ciel yorgunlukla bir süre sonra uyuyakalmıştı sebastian bunu far etse de bir şey dememiş sadece uykudaki cieli izleyerek saçlarıyla oynamıştı.
◕‿◕~ gece gece yeni bölüm atamak 🤝🏻 ben ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemin Hediyesi | sebaciel
FanfictionDünyada o kadar insan , o kadar ruh varken neden sen?