7 ay sonra...
Doğum için belirlenen süreye bir ay vardı ciel Sebastian'ın ruhundan yediği için kendini iyi hissediyordu ama sebastian oldukça halsizdi yine de beslendiği için ciel'le ilgilenebiliyordu cielin halsizliğinden eser kalmamış olsa da doğum yapana kadar herkesin hasta olarak bilmeye devam etmesine karar vermişlerdi.
Sebastian her gece ciel uyurken yaşadıkları şehrin en uzak yerlerinde 1 den fazla ruh avlıyordu yine de bu onu tatmin etmeye yetmiyordu lilith o günden beri Sebastian'la hiç iletişime geçmemişti ya da ödeyeceği bedeli söylememişti.
Ölüm melekleri bu ani ruh kayıplarını aylardır araştırıyor ama hiçbir sonuca ulaşamıyorlardı biri hariç Grell Sutcliff olayların Sebastian'ın işi olduğunun farkındaydı ama şimdilik dikkate Sebastian'ın üzerine çekmemek için ondan uzak duruyordu aklında bunu onu ziyaret etmek için kullanabileceği vardı. O sırada ölüm
meleklerinin yerinde...
Ronald elindeki kağıt destesi ile grell'in üstüne koşuyordu * grell-san! ...grell-san * grell yaptığı işi bırakıp ronald'a dönmeden ronald grell'in üstüne atlamıştı ikisi birlikte yere düşmüşleri ronald kağıt destesini sıkıca tutuğu için onlar dağılmamıştı hızlıca grell'in üstünden kalktı ve heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
* grell senpai dün gece yine aynı saatte bir ruh çalma olayı yaşandı hatta birden fazla bu gece 6 tane ruh çalınmış * grell şaşırmış bir surat ifadesiyle Ronald'ın elindeki kağıtları hızlıca çekip almıştı ve ruhu çalınan insanları kontrol etmişti hiç birinde özel bir şey yoktu ama genellikle evsiz olanlar ya da çevresinde kimsesi olmayan yalnız kişilerdi.
Grell aklından * aah seboş seni görmek için sabırsızlanıyorum ama ne yapmaya çalışıyorsun cidden * düşünceleri yüz ifadesine de yansımıştı ronald'a grell'e anlamsızca bakıyordu koluna dokunup * grell senpai iyimisin? * demişti grell hemen kendisine gelip kafasını salladı * ah bir şey daha vardı greel senpai bu davayı çözmesi için bizi görevlendirdiler* grell hem sevinmiş hem de üzülmüştü davanın ona verilmesi artık geçmişte yaptığı şeylerin göz ardı edilmesinin başladığının bir göstergesiydi ama bu dava sayesinde Sebastian'ı hiç göremeyecekti eğer onunla görüşecek olursa sebastian bir şeytan olarak şüpheli olacaktı grell aklından * ooooof istemiyorum olmaz olmaz kesinlikle olmaaaaz!! * diye bağırıyordu ronald yine endişeli bir şekilde grell'e baktı * senpai cidden iyi misin? *....
Malikanede
Saat çoktan gece yarısını geçmişti sebastian ruh avlamak için dışarıdaydı ciel ise uyuyordu sessizce cielin camından girdi ve cielin yatağına oturdu narin elleri ile cielin saçlarını okşuyordu ciel biraz yerinde kıpırdansada uyanmamıştı elini cielin saçlarından çekip karnının üstüne getirdi.
Eli ile cielin karnını okşarken cielin kulağına eğilip fısıldadı * bebeğinin adı amaris olacak * kızıl saçları olan kadın bu sözlerden sonra bir anda ortadan Kaybolmuştu.
Sebastian malikaneye döndüğünde hissettiği his ile hızlıca cielin odasına çıkmış ve onu kontrol etmişti ciel iyiydi bir şey olmamıştı sebastian cielin yanına oturarak mırıldandı * neden geldin... Lilith * biraz oturup cielin yanına yatmıştı ve ona sarılmıştı cielde uyku sersemi hali ile fark etmeden Sebastian'a sarılmıştı sebastian sabaha kadar ciele sarılarak onu izlemişti.
Ciel sabah kalktığında yanında gözleri kapalı yatan Sebastian'ı görse de aldırış etmemiş ve ona daha fazla sokulmuştu * neden buradasın * sebastian gözlerini açmadan cevap verdi * seni özledim * ciel kıkırdadı * yalancı * sebastian tebessüm ederek gözlerini devirmişti ciel Sebastian'ın dudaklarına bir öpücük kondurup yataktan kalktı ve dolabın içinden kıyafetlerini çıkardı sebastian ise yatarak onu izliyordu ciel tam pantolonunu giyecekken aklına gelen fikirle pantolonu geri çıkardı * bir zamanlar birileri bana sadece gömlekle daha iyi göründüğümü söylemişti * sebastian ıslık çalarak yataktan kalktı ve cielin yanına geldi.
Cielin göbeğine dokunarak mırıldandı * fazla büyümemiş * bu ciel'i de endişelendiriyordu normal hamilelerinki gibi büyük bir göbeğe sahip değildi ve doğuma sadece 1 ay vardı sebastian ciel'in de yüzünün düştüğünü görünce hemen konuyu değiştirmeye çalışarak cielin belinden tutu ve kendine çekti * acaba bu günü yatakta mı geçirsek? * cielSebastian'ınn omuzlarından tuttu * hmm olmaz * sebastian üzgün bir kedi suratı takınmıştı * neden? * ciel parmak uçlarında yükselerek yüzünü Sebastian'ın yüzüne yaklaştırdı * açım * sebastian sırıtarak cielin kulağına eğildi * o zaman beni ye * ciel kırp kırmızı olmuştu sebastian dan geri çekildi sebastian iki elini de yukarı kaldırarak oflamıştı * tamam pes ediyorum sizin için güzel bir kahvaltı Hazırlayacağım lordum * ciel kafasını sallayarak kitabını aldı ve yatağına geri döndü.
Sebastian'ın mutfağa gitmesinin üzerinden 5 dakika geçmişti ki ciel karnında dayanılmaz bir sancı hissetmeye başladı kitabı yere atmıştı yerinden Kalkamıyordu bağırmak istese de acıdan sesi çıkmıyordu alt tarafında bir ıslaklık hissetti zorla göz bandını açıp mırıldanmıştı * se.. sebas-tian * sebastian anında cielin yanına gelmişti endişeli bir şekilde onu yatağa yatırdı ve sakinleşip bağırmasını söyledi doğum başlamıştı...
~ okuyuculardan küfür yememek için bölüm uzatma çabaları ✌🏻 ~~ bunlar yazdığım diğer kitaplara göre daha romantik oldular gibi geldi 😩✋🏻 öyle mi ~
tatlı
love you too ♡
( ÖĞŞKXSJDÖŞKDHWJŞPALZKAOÇÖSODJSSĞAKQÖSOSJSĞSOSÖŞJWÖÜSKSÜÇ çok güzel üstüme alınırım )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemin Hediyesi | sebaciel
FanfictionDünyada o kadar insan , o kadar ruh varken neden sen?