19-Gözlerimiz buluştuğunda

389 53 26
                                    

NCT için ilk performanslarını sergileme günüydü. TheOr ise yeni şarkılarını sergilemek için oradaydı. 2 grup arka arkaya sahneye çıkacaklardı. Geniş sahnenin seyirci koltuklarında onlarca fan onları bekliyordu.

Doyoung liderliğindeki TheOr sahneye açılan kapıya ilerledi. Mikrofonlarını bekliyorlardı. Hemen ardından Taeyong liderliğindeki NCT geliyordu. Uzun süreler boyunca rakip olarak gösterilecek gruplar için ilk karşılaşma anıydı.

Taeyong etrafta koşuşturan görevlileri aşarak menajerini takip etti. Arkasından da 9 üye geliyordu. Menajer en sonunda TheOr grubunun yanında bulunan boşluğa ulaştı ve durdu.

İşte o anda 2 grup saygı amaçlı birbirlerine eğilirken birçok göz birbirine denk geldi. Bunlardan biri Jaehyun ve Doyoung olmuştu. Afallayan Doyoung hafifçe gülümsemişti fakat aynı mimiği Jaehyun'dan alamamıştı. Jaehyun kaşlarını çatarak sırtını tamamen dönmüştü.

Bir diğer gözleri buluşan ikili ise Jeno ve Jaemin'di. Jaemin bunu beklediği için oldukça rahattı. Yüzündeki tek bir kası bile oynatmadan Jeno ile bakıştı bir süre. Jeno da ondan farklı değildi. 

Taeyong gözlerini sahneye açılan kapıdan ayırmıyordu. Arkasını dönmeyecek ve onlara bir saniye bile olsun bakmayacaktı. O sırada elinin üzerinde bir başkasını elini hissetmişti. Bu Chenle idi. Hyungunun sıktığı eline destek verircesine dokunuyordu. Gülümsemeyi denedi Taeyong ama başaramadı. Oldukça gergindi. İçinde bulundukları ortam dışında ilk sahneleri olacağı için de gergindi. Chenle'ya baş sallayarak gözlerini yeniden kapıya çevirdi.

Herkesin sessiz olduğu ortamda Donghyuck ilk konuşan oldu. Diğer grubun üyeleri de istemeden ona bakmıştı. "Taeyong hyung, sanırım uzun bir konuşma yapman gerekiyor."

Taeyong onu onaylar anlamda kafasını salladı ve üyelerin tam ortasına geçerek konuşmaya başladı. "Uzun zamandır bugünün hayalini kuruyoruz. Çıkışımızı başarılı bir şekilde yaptık. Sıra ilk performansımıza geldi. Biliyorum, ayaklarınız yara bere içinde. Bu sürece hazırlanırken birçok şey kaybettik aynı zamanda. Ama birbirimizi tanıdık ve kendimize NCT diyerek sesimizi duyurduk. Şimdi asıl noktaya geliyoruz. Çığlık atmaya hazır olun çünkü sahnedeyken hepinizin tüm gücünü göstermesini istiyorum. Biz NCT'yiz. O zaman sayıyorum. Eller ortaya. Bir, iki, üç."

"To the world, burası NCT!" Hep bir ağızdan bağırmışlardı. Ardından büyük gülümsemelerle birbirlerini alkışladılar. Hemen yanlarındaki TheOr da onları alkışlamıştı. Yukhei ellerini havaya kaldırarak "İyi şanslar." demişti NCT'ye.

Bu sırada Yangyang menajerlerinin yanına ilerlemişti. Hafifçe menajerinin kulağına eğildi ve bir iki kelime fısıldadı. Menajerinden onaylar bir kafa sallama alır almaz arkasını dönmüş ve Donghyuck'a ilerlemişti.

"Haechan-shi!" diyerek sarıldı arkadaşına. Donghyuck da onun gibi sarılmıştı Yangyang'a. "Yang-shi!" demişti. Herkesin odağı da olmuşlardı bu sayede. Yangyang gülerek Donghyuck'un omzunu patpatladı. "Heyecanlısın değil mi?" diye sordu. Donghyuck olumlu anlamda kafasını salladı ve ikisi de onun bu hareketine güldü. "Performansınız boyu burada durup destek olacağım. Gücüm seninle dostum." dedi Yangyang. Donghyuck da ona yeniden sarıldı. "Ben de seni destekleyeceğim Yang." dedi Donghyuck da. Onları ayıran bir çalışan olmuştu.

"TheOr, mikrofonlarınızı hazırlayın! Bir dakika sonra sahne hazır olacak!"

Yangyang istemeyerek arkadaşına el salladı ve yeniden grubunun yanına dönerek kendine uzatılan mikrofonu taktı. Donghyuck da arkadaşının gidişini izlemişti. O saniyelerde istemediği biri ile göz göze geldi. Mark ona bakıyordu, hem de çok derin bir şekilde. Donghyuck bir iki saniye ne olduğunu algılayamamıştı. Düşüncelerini düzenleyebildiğinde ona bakan Mark'a soğuk bakışlarını yollayıp önüne döndü.

Cries in a Cool Way::NCTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin