"Evet Power 11 toplanın bakalım!" Kareografın sesi tüm odada yankılanmıştı. Farklı işlerle uğraşan üyeler ellerindekini bırakıp odaya giriş yapan kareograflarını izlemeye başlamışlardı. Bugün ilk kez çıkış şarkılarının kareografisini öğreneceklerdi. Albüm içeriği ve şarkıların birçoğu hazırdı. Geriye sadece müzik videosu ve kareografi kalmıştı.
Karegraf elindeki kumanda ile pratik odasının bir köşesinde duran müzik çaları açtı. Odayı Power 11'ın sesleri doldurmuştu. Bütün üyeler kendilerini garip hissediyordu. Zorlu bir yarışmayı atlatmışlar ve en sonunda olmak istedikleri yere gelmişlerdi. Şu anda çıkış yapmaya hazırlanan bir gruplardı. İsimleri, şarkıları ve fotoğraf çekimleri vardı. İşte her şey şimdi başlıyordu.
×××××
"Bunu nasıl yaptın aklım almıyor Jaehyun." Taeyong elindeki havluyu köşeye bırakırken yanındaki gence seslendi. Jaehyun ise pek onu dinliyor gibi değildi. O daha çok dinlenmek istiyordu. Yere otururken yavaşça ayak bileklerini ovuşturdu. Tamamen bitmişti.
Taeyong cevap alamasa da yineledi. "Nasıl becerdin bilmiyorum ama iyi bir şey yaptığın kesin." Jaehyun genişçe sırıtmıştı. SM seçmelerine Johnny ve Taeyong adına kayıt yaptırmanın iyi bir sonuç vereceğini biliyordu. Tabiki kendisi de kayıt yaptırmıştı. 1 haftadır ise 1 ay sonra olacak seçmeler için çalışıyorlardı.
Jaehyun ayakkabılarından kurtulurken pratik odasına tanıdık bir yüz girmişti. Bu Johnny'di. O da Taeyong ve Jaehyun gibi terliydi fakat pratik yaptığı için değildi. Vermesi gerektiğini düşündüğü kilolar için spor yapıyordu. 1 haftada 2 kiloyu geride bırakmıştı. Arkadaşları onu binlerce kez uyarsa da Johnny hiçbiri dinlememişti. 5 kilo daha vermesi gerektiğini düşünüyordu ve önünde 1 aydan daha az bir süre kalmıştı.
Adımlarını duvar kenarına oturmuş iki gence çevirdi. Onlar da oldukça yorgundu. Bu seçmeler hepsi için çok önemliydi. Donghyuck uzun zamandır SM'de staj görüyordu. Jaemin ise 1 ay önce dans hocası yoluyla SM'e önerilmişti. Geriye sadece üçü kalmıştı.
Jaehyun'a göre Taeyong'un şirkete girme ihtimali kesindi. Oldukça iyi dans ediyordu. Rapi dansı kadar iyiydi. Vokali bile vardı. Aynı zamanda iyi bir yüze sahipti. Tamamen SM'in istediği bir idol tipiydi. Johnny ise iyi bir dansçı, rapçi ve vokalistti. Korece ile beraber akıcı İngilizce biliyordu. Kendisi ise... Sesinin iyi olduğunu kabul ediyordu ama geriye kalan özellikleri istediği seviyede değildi. Taeyong ve Johnny ona binlerce kez söylemişlerdi. Ama Jaehyun kabul etmezdi. Ona göre her zaman bir eksik vardı. Yetenekli değildi. Sadece ortalama bir sesi vardı.
Jaehyun kendi düşüncelerinde boğulurken Johnny birden ayağa kalktı ve müzik çalara ilerledi. "Oturarak seçmeleri geçemeyiz. Hadi bakalım!"
×××××
Chenle uykuluydu. Girmesi gereken dersleri ve ardından gitmesi gereken dans ve vokal dersleri vardı. Gece uyuyamamıştı. Uzun zamandır tüm düzeni bozulmuştu. Sabahları zar zor kalkıyordu. Gece sürekli uyanıyordu. Hatta bazen sıçrayarak uyandığı oluyordu. İdol olmak için verdiği çaba daha ilk günlerden onu zorlamaya başlamıştı.
Bazen düşünürdü, Çin'den Kore'ye gelmek iyi bir fikir değildi. Belki de yapması gereken ailesi ile kalmalı ve yerel bir şarkıcı olmalıydı. Ama Çin ile sınırlı kalmak Chenle'yu kısıtlamıştı. O tüm dünyaya açılmak istiyordu. Bunu Çin'de gerçekeştiremezdi. Fazla uzakta olmayan Güney Kore bu hayali için en uygun yerdi. Valizini toplayıp Güney Kore'ye bu yüzden gelmişti. Sesini duyurmak için.
Gözlerini kaşıyarak kafasını koyduğu sıradan kaldırdı. Derste uyumamak için tenefüsünü kullanıyordu. Zaten pek arkadaşı yoktu. Çok büyük bir sorun değildi. Ellerini hafif bir ritim tutarcasına masaya vurdu. Ayaklarını ise o ritme göre hareket ettirdi. Dans hocasının ona çalışması için gösterdiği hareketlerden birkaçını pozisyonu el verdiğince uyguladı.
Zil çalarken o ayak hareketleri ile ritim tutmaya devam ediyordu.
×××××
"Çok çalıştık, mola verelim." Yuta en sonunda kendini yere atmıştı. Kimsenin bir adım atacak hali yoktu. Yuta kendini yere atınca hepsi ona uyarak bedenlerini zorla da olsa bir köşeye bırakmışlardı. YangYang dans odasının hemen ortasına uzanmış derin nefesler alıyordu. Alnından terler hızla şakaklarına dökülüyordu. Uzaktan biri görse delicesine yağan bir yağmurun altında dans ettiğini iddia edebilirdi.
Elini yavaş yavaş cebine soktu ve telefonunu yokladı. Daha sonra onu suyu ve havlusunun yanına bıraktığı aklına geldi. Zorda olsa kendini dikleştirdi ve çok uzakta olmasa da gitmesi o an için YangYang'a zor gelen köşeye baktı. Bilekleri tek bir adım atmayacağına yeminli gibiydi. Tek istediği sihirli bir değneği olmasıydı.
Biraz çırpınsa da telefonuna ulaşmıştı. Saate baktıktan sonra whatsapp'a girdi ve yakın bir arkadaşından gelen mesaja tıkladı.
Donghyuck: Yang
Ne yapıyorsun bakalım?YangYang: Ciğerimi satıyorum
Donghyuck: Ne diyorsun be salak
YangYang: Ciddiyim
Bana yeni ciğer lazımDonghyuck: Sen istedin bunu
Yarışmaya katılmayı bu kadar isteyen sendinYangYang: Bu derece zor olacağını bilmezdim be Hyuckie
Donghyuck: Hadi yine iyisin
Bir iki hafta sonra tamamen seni anlayabileceğim bir duruma geleceğimYangYang: Nasıl?
Donghyuck: SM'e girdim
:)YangYang: OHA
"Deve!"
YangYang'ın bağırmasıyla herkes oma döndü. En küçük üye aşırı şekilde yorulmasına rağmen ayağa kalkmış ve şaşkınca elindeki telefona bakıyordu. Yuta yavaş yavaş doğruldu ve YangYang'a döndü. "Ne oldu kara fare?"
YangYang heyecanla pratik odasının ortasına geldi ve elinde telefonunu sallayarak herkese seslendi. "Yakın dostum SM'e girmiş! İnanabiliyor musunuz, idol kankaları gibi olacağız! Mükemmel bir şey!" YangYang sevinçle sıra sıra üyelere bakıp gülümsemişti. Fakat hiçbiri kendine değildi. Zorla yüzlerine yerleştirdikleri şaşkınlık ifadesi bile işe yaramıyordu. Buna rağmen Yukhei bir soru sorabilecek enerjiyi kendinde buldu. "Kim o dostun?"
"Donghyuck, Lee Donghyuck."