1. " Beni Görmen İçin ! "

342 44 77
                                    

Merhabalar;) Senelerdir bir şeyler yazan ama yayınlayacak kadar iyi bulmayan biri olarak artık yazım dilimin ve kurgularımın size sunabilecegim kadar değerli olduğunu düşündüğümden ilk hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Keyifle okuyun çünkü ben keyifle yazıyorum ;)

Başlama tarihi alabilir miyim? 💓🐤🐥

~~~~~~~~~~
O ay kadar parlak ve bir kadın kadar güzeldi. İçim giderek ona bakmayı sürdürdüm. Yanındakilerle sohbet edip gülüşüyor biraz küçük ama bembeyaz dişlerini cömertçe sergiliyordu. Gülümsemesinin etkisiyle küçücük kalan gözlerine bakıp onun gibi güldüm.

O anlattığı şeyi bir çocuk nesesiyle, elini kolunu sallayarak anlatırken yanındakilerde kahkahalarla onu dinliyordu. O masada karşısında olmayı, ona içkisini getiren garson olabilmeyi çok isterdim. Böylece onun yakınında olur, tatlı sesini duyardim. Gorkemin omzuna hafifçe dokunan ince, beyaz elle gözlerimi hızla yanındaki karısına çevirdim. Kanıma sızan kıskançlıkla tir tir titredim.

İki yıldır güzelliğini gizlice, uzaktan seyrediyordum. Güzelliği ve hassas ruhu beni büyülemiş, kalbimin ona atmasina sebep olmuştu. Kabul ediyorum ilk önce beni çeken çocuklar gibi neşeyle gülen, daima kısılmış koyu kahve gözleriydi. Yumuşak ve çocuksu, bir o kadar çekici yüzüydü. Fakat ruhunuda görmüştüm. Biliyordum. Çocukları, güzellik, yaş farketmeksizin nasıl kucakladığını görmüştüm. Her insana olan ilgisini, başlarına gelen felaketlerdeki merhametini görmüştüm.

Bir şeyler değişmiş gibiydi. Görkem onunla eskisi kadar mutlu gözükmüyordu. Ben bir şeyler yapmalı ve onun tarafından tarafından farkedilmeliydim. Kuvvetli biçimde onu benim yapma arzusu duyuyordum. Artık onu öylece uzaktan izlemek yeterli gelmiyordu. Aklımda dolaşan bize dair olumsuz ihtimallere rağmen ondan uzak kalmak en şiddetli işkenceden daha dayanılmaz geliyordu.

Bir anlık deli cesaretiyle ayağa fırlayıp masalarına doğru koşar adım yürüdüm
Onun tarafindan beğenilmek için giydiğim siyah dar elbiseyi yukarı cekistirdim. Kalbimin gümbürtüsü kulaklarımda çınlıyor, sıtmaya tutulmuş gibi titriyordum.
Yanlarına vardığımda titreyen ellerimi arkamda birleştirip kekelemeden konuşmaya çalıştım.

Sadece onun yüzüne bakıp mırıldandım.
" Görkem bey bana bir dakikanızı ayırabilirmisiniz?"
Masadakilerin sesleri kesildi ve şaşkınlıkla bana bakmaya başladılar.
" Buyurun?" Bana hitap eden tatlı sesine karsi gerginlikle gülümsedim.
"Balkona kadar bana eşlik edebilir misiniz? Önemli bir mesele." Dedim.
"Burada da söyleyebilirsiniz." Dedi.
"Lütfen" diye ısrar ettiğimde pes etmeyeceğimi anlayıp ayağa kalktı.

Hoşnutsuzlukla bana bakan karısının dudağına teskin edici bir öpücük kondurunca hızla bakışlarımı onlardan kaçırdım. Bu öpücüğün bir gösteriş olduğunu düşünüyordum. Kendine, karısına, biraz da bana ne kadar mutlu olduğunu göstermeye çalışıyordu. Yinede kıskançlıkla yanmama engel olamadım.

Dolan gözlerimi saklamak isteyerek hızla arkamı dönup restoranın ön tarafındaki balkona yürüdüm. Anne kazı takip eden yavrusu gibi beni sessizce takip etmesiyle kalbim sıcacık oldu . Onu hemen affediverdim.

Terasa çıktığım gibi yuzume dokunan yumusak ,ılık havayla gülümsedim. Ruzgar saclarimi oksayarak hafifçe dağıtıyordu. Görkem yanimdaki yerini aldiginda balkonun demirlerine sıkıca yapışarak yapicagim konuşma için cesaret toplamaya çalıştım. Merakla bana bakıyordu.
"Evet. Sizi dinliyorum." Derin bir nefes çektim içime.

" Beni kinayacaksiniz. Hislerimi ayiplayacaksiniz belki ama ben daha fazla kendime saklayamiyorum hislerimi." Onun tarafindan reddedilebilecek olmak bile beni ve hissettiklerimi hic bilmemesinden daha iyiydi.

" Hisleriniz değil bana bunu itiraf etmenizi nahoş olan ." Dedi hiç sasirmadan katı bir sesle.

"Tek soyleyeceginiz sey bu mu?"

" Ukala davranmak istemem. Ama beğenilmek, mesleğimdeki başarımdan dogan ünüm yüzünden alışık olmadığım bir durum değil." Dedi.

Hislerimi ucuz bir begeni olarak nitelendirmesiyle acı icinde kaldım.

"Hislerimi yalnızca bir beğeni olarak görmeniz beni kahreder. Aksini ispatlamam için bana şans tanıyın."
Kalbimin göğsümden firlayiverecekmis gibi vereceği tepkiyi bekledim. Hosnutsuzca bana baktı.

"Benim evli olduğumu biliyorsunuz. Öyle değil mi?" Yorgunca kafa salladım.
" Evli bir adama aşk itirafı yapmanın hic yakışık alır bir tarafı yok." Dönup arkasini gidecegini anladigimda kolundan tutup onu kendime cevirdim. Konuşmaya başladığımizdan beri ilk defa düz ifadesi yırtıldı. Şaşırmıştı. Muhtelemen bu cürreti nerede buldugumu dusunuyordu.

"Uzun bir süredir sizi seviyorum." Kesik bir nefes alarak devam etmeye çalıştım.
"Bunları söylememek için defalarca mücadele ettim kendimle ama beceremedim. Beni yargılamayın lütfen. Anlamaya calisin. " Hafif bir utanç hissiyle dudaklarımı kemirdim. Resmen yalvariyordum.

" Ne söylesem bilemiyorum." Hafifçe gülümseyerek sakinlesmeye çalıştı.
" Tek bildiğim şey şu; ben bunları hiç duymamış gibi eşimin yanına gideceğim. Sizde bir daha etrafımda dolasmayacaksin." Sertçe reddedilmistim. Sözlerinin yakıp yıkıcı etkisi ondan ibaret olan dünyamı başıma yıkmisti. Hüznüm sinirimi fitilledi.

"Kendimi dizginlemeye çalışmadığımı mı dusunuyorsunuz? Benim mutlu bir evliliği olan bir adamın aklını bulandirmaya meraklı bir şeytan olduğumu mu sanıyorsunuz? Sadece ben size .."

Daha fazla konuşmama tahammül edemez gibi lafımı kesti.
"Lütfen saçmalamayı kesin. Hadi evli bir adama hislerinizi açmaya utanmiyorsunuz. Bu konuşmayı karımın olduğu mekanda yapmaya da mı utanmıyorsunuz? "

Arkasını dönüp hışımla içeri karısının yanına geçti. Sınırsız öfke ve delice hüzün arasında bocaliyordum.
Orada öylece durup bastiramadigim göz yaslarimi akittim. Kendimi biraz toparlagimda güçlü durmaya çalışarak masama dönüp hiç bir şey olmamış gibi yapmalıydım. Seslerimizin yükseldiğini ve restorandakilerinde bizi duyduğunu tahmin edebiliyordum.

Aynami açıp gözlerimin altına akmış makyajımı temizleyip dimdik karşıya bakarak masama yürüdüm. Etraftaki bir kaç kişinin kınayan bakışlarıni üzerimde hissediyordum. Onlara pek aldırış etmedim. Gerçek aşktan ve onun yaptırabileceklerinden bihaberlerdi. Aşkımdan hiç utanmıyor ve itirafimdan pişmanlik duymuyordum.

Ona cok sinirliydim.Canim yanıyordu. Kırgındım. Çokça kirgin. Ama vicdanım onun haklı olduğunu, sinirlenmin mantıksız olduğunu haykırıyordu. Evet ona karşı öfke doluydum ama
o kadına olan sadakati, bağlılığı , hayranligimi arttirip zehirli ask sarmasiginin kalbimi daha da siki sarip sarmalamasina sebep olduğunu inkar edemezdim.

Kendimi engelleyemeyerek Görkeme döndüm. Masasından kahkahalar yükseliyordu. Arkadaşlarına beni anlatmış olmalıydı. Gerci onun benimle alay ettiğini sanmıyordum. Öyle biri değildi. Ama arkadaşlarının benimle alay edip güldüğünü biliyordum. Onun yanındakinin ben olduğumu hayal ettim. Yüzümde engelleyemedigim buruk bir gülümsemeyle.

Yüzümdeki titrek tebessumle ona bakarken o kadınla goz göze geldik. Kipkirmizi ince dudaklarını sinirle kemirerek bana bakiyordu. Benden nefret ettiği apacik ortadaydi. Onu oyle rahatsız ettiğimi görmenin bana ince bir memnuniyet verdiğini inkar edemezdim Pek iyi bir kadın değildim sanırım. Gerci iyi olmak veya kötü olmak da umrumda değildi. Umursadığım tek bir şey vardı. Sadece biri.

Yemegimi dolu gozlerimle acele etmeden bitirip hesabi istedim. Garsona yuklu bir bahsis verirken ona agzim kulaklarimda bir gösteriş gulumsemesiyle karşılık verdim.
Hiç bir şey olmamış gibi omuzlarım dik çıktım o restoranttan. Gülümseyerek.
Bu sahte gülümseme arabaya bindiğimde hızla beni terk etti.

Eve vardigimda ayakkabilarimi umursamadan içeri girdim. Kapiyi titreyen ellerimle kilitlemeye çalışıp beceremeyince daha fazla ugrasamadan kendimi yere attım. İçimde tuttuğum gözyaşları büyük bir patlamayla dışarı aktı. Gözlerim kıpkırmızı olana kadar , ona olan sinirim , küskünlugum geçene kadar ağladım. Kendimi iyileştirmek için, bir an önce kalbimin onunla barışması için saatlerce ağladım.

GÖRKEMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin