1.Bölüm: Festival Başlasın!

291 16 112
                                    

Yavaşça gözlerini araladı Yağmur. Elleri arkadan bağlanmış bir sandalyede oturuyordu.

Etrafa hafifçe göz gezdirdi. Yanındaki demir sandalyede kendisinin aksine oldukça uyanık durumda olan arkadaşı Victoria oturuyordu.

Sarı saçları oldukça kirlenmişti. Üstünde kırmızı bir sıvı vardı. Kan olmasından başka bir ihtimal gelmiyordu aklına Yağmur'un.

Victoria onun uyandığını fark etmiş olacak ki kafasını Yağmur'a çevirdi. Masmavi gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Korku hissettiği belli oluyordu.

"Bunu yapmamalıydık Yağmur. Bunu yapabileceğimizi düşünmemeliydik. Şimdi kim bilir neler gelecek başımıza? Ne kadar acıyla öleceğiz?"

Haklıydı. Bunu yapmamaları gerekliydi. Umbrella şirketine ihanet etmemeliydiler. Tüm bu deneyleri önüne geçebileceklerini nasıl düşünmüşlerdi ki?

"Biliyorum Victoria biliyorum. Sadece hızlı ölmek için dua ediyorum. Ama en azından bir yol bulduk ve her şeyi orada bıraktık. Tüm o notları bulan başka insanlar olursa belki de bu sefer onlar başarıya ulaşabilirler."

"Böyle bir durum için fazla umutlusun. Anatolio'ya olanlara baksana."

Yağmur ilerisinde duran büyük kitleye daha dikkatli baktı. Gerçekten de bu Anatolio'nun bedeniydi.

Gözleri ellerindeydi, oyulmuşlardı belli ki. Parmaklarının bazıları kopmuştu. Bir ayağı da aynı şekilde bedeninden ayrılmıştı. Ağzı bir bıçakla vahşice kesilmişti. Saçları boynuna o kadar sıkı sarılmıştı ki, onlar yüzünden ölme ihtimali vardı. Ve en sonunda üniformasının üstündeki isimlik kopmuştu. Yağmur'un yakınında duruyordu. Pencereden yansıyan ay ışığı sayesinde üstündeki yazı okunabiliyordu.

"Anatolio Hurtado Ferriero"

Victoria titrek bir ses tonuyla konuşmasını sürdürdü.

"Onumla sadece yolda karşılaşmıştık. Kalem almıştık ondan. Olayla zerre ilgisi yoktu. Sırf o kalemi bize vererek Patrona göre bize bilmeden destek olduğu için öldü. Sahada çalışmıyordu bile. Rapor tutuyordu sadece."

Öyleydi. Anatolio İspanyol bir gençti. Genç derken 25 yaşı falan kast etmiyorum. 18 yaşındaydı daha.

Şirkete sadece beş ay önce dahil olmuştu. Tüm gün şirkete katılan yeni çalışanlarla birlikte saha projelerinin raporunu tutar, sonra da yatakhanede kitap okurdu. Sessiz biriydi. Ve sanırım onun uzun saçları onun asıl sonu olmuştu. Kendi saçlarıyla boğulmak kötü bir his olmalıydı.

"Victoria..."

"Efendim Yağmur?"

Artık Yağmur saklayamıyordu hislerini. Zaten öleceklerdi, ne gerek vardı susmaya?

"Ben ölmek istemiyorum Victoria. Çok korkuyorum. Ben sadece anne babama sarılmak istiyorum. Küçük kız kardeşime bisiklete binmeyi öğretmeye devam etmek istiyorum."

Kız da aynı fikirdeydi. Artık hislerini saklamanın anlamı yoktu.

"Ben de ölmek istemiyorum. Ben de ablamla kitap okumak, annemle yemek yapmak istiyorum. Ama biz hatayı çok önceden yaptık. Daha çocuktuk, bize verdikleri teklif cazip gelmişti. Ama böyle olacağını bilmiyorduk. Kuralları açıklamamışlardı. Sadece 15 yaşındaydık. Yapabileceğimiz bir şey yoktu."

Yağmur da ağlamaya başladı. İkisi sessizce yan yana göz yaşlarını akıttılar. Gerçekten de hatayı çok küçük yaşta yapmışlardı.

Umbrella şirketine girenlerden hiçbiri şirketten ayrılamazdı. İstifa diye bir kavram yoktu. Bilgi sıztıracakları gerekçesiyle işten çıkmak isteyenler, sadece öldürülmekle kalmaz, işkence edilirdi. Deneylerde kullanıldıkları da çok olmuştu.

Exanimum -Morte 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin