2.Bölüm: Hiçbir Şey Yok...

122 11 81
                                    

Victoria ve Yağmur bir çöp konteynırının kenarında bilinçlerini yitirmiş bir durumda yatıyordu.

Önce Yağmur uyandı. Etrafına bakındı. Yanında sarışın bir kadın duruyordu. Evet, Victoria olmalıydı bu kadın. Ama bir saniye, nereden tanıyordu ki bu kadını?

Boş boş etrafına başladı. Sokaktan geçen birkaç bisikletli vardı. Başka hiçbir şey yoktu.

Victorianın da hafifçe bilinci yerine gelmeye başladığında o da etrafına bakındı. İkisi de birbirlerine yardım edemeyecek durumdaydı. Çünkü ikisi de ne olduğunu anlamamıştı.

Yeni doğmuş bebekler gibiydiler. Hatırladıkları tek kişiler birbirleriydi. Peki neden?

"Sen...Yağmur mu adın?"

Yağmur Victoria'ya çevirdi kafasını. Evet ya, buydu adı.

"E-evet. Sen de Victoriasın, değil mi?"

"Sanırım ama... Sen nereden tanıyorsun beni?"

Yağmur tekrar zorladı beynini, ama hayır hatırlayamıyordu. Sadece kadının ismi ve sureti çok tanıdıktı.

"Bilmem. Bu arada, biz neredeyiz?"

"Ben de bilmiyorum. Çok karışık her şey."

Gerçekten de öyleydi. Hafızasını neredeyse tamamen yitirmiş iki kişiydiler sonuçta. Nasıl sakin kalabilirlerdi?

Victoria Yağmur'un yardımıyla ayağa kalktı. Korkuyordu biraz. Bu adamı tanıyordu ama tanımıyordu da. Ve etrafındaki her şey çok yabancıydı.

Yürümeye başladılar. Yağmur Victoria'nın elini tuttu. Kız tepki vermedi. Korkamadı da. Sonuçta birbirlerinden başka güvenebilecekleri kimseleri yoktu.

Yürürken bir ton insan geldi geçti önlerinden. Bazıları dik dik baktı ikisine. Ne vardı ki hallerinde?

Dükkanların, mağazaların, cafelerin önünden geçerlerken hep mutlu insanlar çarptı gözlerine. Her şeyin farkında gibiydiler. Peki nasıl?

Durmadan yürümeye devam ettiler. En sonunda bir bina dikkatlerini çekti.

Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi

"Burası gerçekten de neresi Yağmur? Ve biz kimiz?"

"Bilmiyorum bilmiyorum. Ama yorulduğumu biliyorum."

Bir kaldırım taşına oturup dinlendiler. Kafaları çok karışıktı. Onlara ne olduğunu bilmiyorlardı. Neden her şey bu kadar bulanıktı?

O sırada karşıdaki ev benzeri binadan 4 kişi çıktı dışarı. Bir süre sohbet ettiler, sonra da Yağmur'un ve Victoria'nın olduğu tarafa bakmaya başladılar. Şaşırmış gözüküyorlardı. Adamlardan birisi ikisinin yanına gelip onlarla konuşmaya başladı.

"Yağmur sen burada ne arıyorsun? En son yurt dışına çıkmamış mıydın sen? Ayrıca bu hanımefendi kim?"

Bunu söyleyen siyah kıvırcık saçlı, hafif esmer tenli biriydi. Adam sorgulayan gözlerle bakıyordu ona. Ama daha önemli soruları vardı Yağmur'un. Mesela kimdi bu adamlar?

"Üzgünüm, sanırım beni başkasıyla karıştırdınız. Ben sizi tanımıyorum."

Adam bunu hiç ciddiye almamış gibiydi.

"Lan Yağmur sen manyadın mı? Çok pardon da böyle salak bir oyun oynama bence. Kaç yıllık arkadaşına söker mi lan bu şaka?"

Yağmur daha da anlamamaya başlamıştı. Emindi, hayatında bir kez bile görmemişti bu adamı.

Exanimum -Morte 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin