Lovesick girl & Jirosé

25- Sonuç=evlilik

"Result=merriage"

■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■

Avustralya'ya gittikten sonra hayatta gerçek bir aşk, gerçek bir mutluluğun olabilmesi benim için tamamen imkansız hâle gelmişti. Evet Avusturalya'dan sonra çünkü öncesinde o zamanlar imkansız olduğuna kanaat getirdiğim şeylerin neredeyse hepsine sahiptim; Çok âşık olduğum bir sevgilim, her zaman destekçim olan ailem ve mükemmel arkadaşlarım... Avustralya'ya gittikten sonra bu üç şeyden sadece her zaman destekçim olan ailem ve biri dışında mükemmel arkadaşlarım kalmıştı. Ne trajiktir ki tüm bunlara o mükemmel arkadaşlarımdan olduğunu sandığım, aslında içten içe beni kıskanan o biri neden olmuştu, Mina... fakat bu felaket sona erdiğinde onunla bir ilişkimiz kalmamış, Mina ve biz farklı bir sayfa açmıştık.

Avustralya'da ne kadar bunlara karşı çıksam da Jimin hep kalbimin derinlerinde, her daim aklımdaydı. Onu o kadar çok seviyordum ki unutmak; parmağa yapışan sinir bozucu bantı tek hamlede parmaktan koparmak kadar kolay olmamıştı mesela...

Fakat hayat öyle bir devrim yarattı ki yaşantımda, onu unutmak isterken kendimi onunla nikah masasında; her an bu zamanın süresi dolacakmışçasına heyecanla evet derken buldum... evet, tam şuan kaderlerimizi resmi olarak da birleştiriyorduk.

Bizim mutluluğumuza engel olan herkez hakettiğini yaşarken hakkımız olan huzuru yaşamak da bir o kadar gözlerimi yaşartıyordu...

Sevdiğim ve değer verdiğim herkes burada, en unutulmaz anımda bana eşlik ediyordu. Lalisa ve Jungkook'un kısa bir süre önce çıkmaya başladıklarını öğrenmiştik. Jisoo unniem ve Namjoon oppa son randevularında birbirlerine olan hislerini dile getirmiş, iyi bir ilişkiye başlamışlardı. Taehyung ve Jennie unniemde bizim gibi evlilik kararı almış doğru zamanı bekliyorlardı. Kısacası hepimiz mutluyduk, geç de olsa hakettiğimiz mutluluğu bulmuş doğru kişilerle hayatlarımızı birleştirmiştik.

"Chae... sanırım şuan seni öpmem gerekiyor"

İmzalar atıldıktan sonra klasik damat gelini öper geleneği kendini belli etmiş oluyordu ki herkez "öp!" Tezahüratı yapıyordu. Eh tabiki bizede bu geleneği şevkle yerine getirmek kalıyordu.

"O zaman öpsene, neyi bekliyorsun?"

O da tam bunu dememi beklermiş gibi hızla dudaklarıma yapışmıştı. İnsanların "Ooo" sesleri duyuluyordu.

"Hop! Akşama da saklayın biraz şu enerjinizden! Ben daha teyze olacağım!"

Lalisa'nın müstehcen uyarısı da eksik kalmamıştı ne yazık ki. Yanaklarım bir elma gibi kıpkırmızı olduktan sonra dudaklarımızı ayırmış, gözlerimizin kavuşmasına izin vermiştik.

"Hayatımın en iyi seçimi olduğun için teşekkür ederim... bu mutluluğumun sebebi olmanı nasıl öderim bilmiyorum... karıcığım"

"Akşam evimizde bir ödeşme yapabiliriz... kocacığım"

Jimin ile olan ödeşme mevzumuz nikah memuru sayesinde yarıda kalmış akşam evimizde devam etmek üzere kapanmıştı. Ailelerimiz ile geçen bol öğütlü ve nasihatlı konuşmalardan sonra hayalimdeki o düğün töreni sona ermiş işin asıl eğlencesi Jimin'in değimiyle eve girdiğimizde başlayacaktı.