Bölüm Yirmi Dokuz: "Acılar Ve Kalp Ağrıları."

53 8 57
                                    

Multimedya:

Ve Multimedya da Dolunay var, sizi çok özledi ve poz verdi. Merhaba diyor :')

Merhaba dolunaylarım 🌕 çok özledim burayı :') ara çok fazla uzadı biliyorum bunun için özür dilerim. Ramazandı, bayramdı derken her şey üst üste geldi ama sonunda buluştuk. Anlayışla karşılayacağınızı biliyorum şimdiden teşekkürler. :) arkadaki uzunluğu kapatmak için uzun uzun yazmaya çalıştım. Dolu dolu ve bir o kadar da heyecanlı, Alkan'lı Mina'lı bir bölüm yazmaya çalıştım, umarım beğenirsiniz ve keyifle okursunuz.

Gelelim bölüme girmeden önce durumlara. Öncelikle çok karışacak söyleyim. Bu bölüm ile birlikte başlıyor o yüzden çokta musmutlu bir bölüm değil maalesef. Küçük bir yerde de TG ile bağlantılı aslında biliyorsunuz. O yüzden artık gerçek kurgu ve Veca'ya başlıyoruz. Okurken neden böyle oldu? Mutlu olsunlar diyeceksiniz bende çok istiyorum olacak ama zamanı var. Sabır edelim, sizde sadece bana bırakın ve arkanıza yaslanın. Unutmayın musmutlu günlerden önce acılı günler olur. :)

Haydi şimdi bölüme ✨

Bölüm Yirmi Dokuz: "ACILAR VE KALP AĞRILARI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Yirmi Dokuz: "ACILAR VE KALP AĞRILARI."

Duyduğumun doğru olmadığını düşünmek istiyorum. Mümkünse duymamayı.

Alkan, canım, elinde bir adamın kanı olması... Bu mümkün değil. Alkan can alacak adam değil ki, yapmaz... Yapamaz. Başımı olumsuz salladım. Birkaç adım geri yürüdüm ki masamın yanında olan çöp kutusuna çarpmıştım. Çöp kutusu gürültü çıkararak düştü. Alkan sesli duyması ile arkasına döndüğü gibi beni gördü. "Kaan sen dediğimi yap konuşuruz," diyerek telefonu kapadı.

"Ney yapacak Kaan?" Sıkıntılı bir nefes bırakıp bana doğru yürüdü.

"Sevgilim..."

"Sana, Kaan ne yapacak diye sordum!" Karşımda durdu, düz bir şekilde bana baktı. Konuşmasına izin vermedim. "Sen taksici adamı mı öldürdün?" Şok olmuştum, şaşkın ve ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Diğerlerine bakamıyorum bile. Sessiz kalıp bizi izliyorlardı. Büyük ihtimalle herkes şaşkındı. "Konuşmama izin ver önce."

"Öldürdün ve babanı da öldüreceksin değil mi?"

"İt benim babam değil!"

İlk defa bana sesini yükseltmişti. İrkilip şaşkınca ona baktım. Gözlerimi kırpıştırdım. Farkına varıp yutkundu. Bakışlarımı ondan çekip etrafta gezdirdim. Bizimkilere baktığımda sinirden gülecek oldum. Barlas Pusem ve Tuna'nın arkasına saklanmış gizli gizli bakıyordu. Başımı çevirip önüme baktım. Bir süre sessizlik oldu. Aslında bu sessizlik herkesin sakin olmasını sağlamıştı. Çalışma masamın sandalyesine çekip oturdum. Alkan ayakta kalmıştı. "Herkes sakinse durum nedir konuşsak?" Çağdaş orta yolu bulmak için konuşmuştu ama faydası yoktu, en azından benim için.

VECA. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin