Selaam, nasılsınız bakalım canlarım? Yeni bir 'Are You Still Mine' bölümüne hoşgeldiniz. Umarım bölümü beğenirsiniz, oy ve yorum atmayı unutmayın biliyorsunuz görüşleriniz benim için değerli.. Medyadaki şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar💖
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●_DYLAN'DAN_
"Şaka gibi cidden, insan en azından gelir bir. Ya da ne bileyim mesaj atar, arar. Hiçbirini yapmadı. Beni bu kadar mı önemsemiyor. Gazetelerde, internette hatta magazinde bile şuan hastanede olduğum yazıyor. En azından birini görmüştür. Cidden ben onun için bu kadar endişelenirken o bir mesaj bile atmadı." Dylan kendi kendine konuşurken birden kapı çaldı. Hızla "Gel" diye seslendi. Fakat gelen beklediği kişi değildi.. Hemde hiç beklediği birisi değildi. Britt koşarak içeri girdi "İyi misin Dylan? Neyin var? Ne oldu sana böyle?" diye sordu. Endişeli görünüyordu. "Ben iyiyim" diye cevap verdi Dylan. Britt "Emin misin? Ağrın falan yok değil mi?" Dylan gülümseyerek "Hayır yok merak etme" dedi. Britt'te gülümseyerek "Peki o zaman" dedi ve bakışlarını yüzüne çevirdi. "Senin için endişelendim" dedi. "Endişelenmene gerek yok gerçekten, ben gayet iyiyim" dedi Dylan. "Ben hâlâ seni çok seviyorum Dylan, sen her ne kadar beni sevmesende benim duygularım hâlâ eskisi gibi. O yüzden duyar duymaz koşup geldim. Ama eğer gitmemi istersen gidebilirim" dedi ve cevabını beklemeye başladı. Dylan biraz bekledi. "Hayır kal lütfen" dedi. Çünkü eğer Britt giderse yine hisleriyle, düşünceleriyle yalnız kalacaktı ve bunu istemiyordu. En azından şimdilik. Bu yüzden kalmasını istemişti. Ayrıca onu böyle güzel seven birini bir kez daha kaybetmek istemiyordu. Hele ki Thomas onu bırakıp gitmişken..._THOMAS'DAN_
Thomas'ın başı ağrıyordu artık. O kadar çok ne yapacağını düşünmüştü ki. Fakat hâlâ hiçbir fikri yoktu. Thomas'ı bırakma fikri canını yakıyordu. Ama söz konusu olan kardeşi Ava'ydı. Onu da bırakamazdı. Burada geçirdiği 2. gündü. Ve yarın bir karar vermesi gerekiyordu. Ya çok sevdiği, yeni kavuştuğu sevgilisini ya da kız kardeşini bırakacaktı. Muhtemelen Ava'yı bırakıp Dylan'ı seçerse onu öldürürlerdi. Ama Dylan'ı bir kez daha bırakmak istemiyordu. Çünkü bu kez Dylan'ın onu affetmeyeceğine emindi. Kafası karman çorman olmuştu. Kendini kaybetmişti. Düşünme yetisini kaybetmişti. Şuan neyin doğru neyin yanlış olduğunu bile bilmiyordu..._DYLAN'DAN_
"Ee Dylan, sen neler yapıyorsun?" diye sordu Britt. "Gördüğün gibi şimdilik pek bir şey yapamıyorum." Britt "Ah özür dilerim, unutmuşum." Dylan "Sorun değil" dedi ve gülümsedi. Sonra kapı çaldı. Dylan bu kez o olduğuna emindi. "Gel" diye seslendi. Fakat yine beklediği kişi değildi. O kadın gelmişti. "Dylan günaydın, nasılsın bakalım bugün?" Dylan yüzündeki sert ifadeye engel olamıyordu. "Senin ne işin var burada?" diye sinirle sordu. "Neden oğlumu ziyaret edemez miyim?" diye alayla sordu. Dylan tam konuşacakken Britt araya girdi "Merhaba efendim" Kadın "Ah Britt merhaba canım, nasılsın?" dedi ve gülümsedi. Britt "Teşekkür ederim efendim iyiyim siz nasılsınız?" diye cevap verdi. "Bende iyiyim canım. Ben sizi yalnız bırakayım madem konuşuyorsunuz. Sonra uğrarım yine" dedi ve çıktı. "Dylan iyi misin?" diye sordu Britt. "İyiyim" dedi ve yatağa uzandı. Britt "Ben seni yalnız bırakayım biraz dinlen sen en iyisi" dedi ve ayağa kalktı. "Tamam teşekkür ederim Britt" dedi ve gülümsedi Dylan. "Rica ederim Dyl." dedi ve o da gülümseyip odadan çıktı. Dylan yine yalnız kalmıştı düşünceleriyle. Sonra aklına bir şey geldi. Geçen gün bir arkadaşı telefonunu kaybetmiş ve nasıl bulduğunu anlatmıştı. Bir uygulama sayesinde her kimin telefonunu isterse yerini bulabiliyordu. Fakat bu uygulamayı sadece belirli kişiler kullanabiliyordu. Hemen o arkadaşını aradı ve olanları anlattı. Arkadaşı bulabileceğini söyleyince Thomas'ın numarasını söyledi. Arkadaşı 30 dk sonra onu arayacağını söyleyip telefonu kapattı. Dylan pencerenin önüne geçip beklemeye başladı...~30 Dakika Sonra~
Dylan dışarıyı izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı bile. 25 dk sonunda telefonu çaldı. Arayan kişi arkadaşıydı. Bir adres bulmuştu. Dylan hemen adresi yazıp arkadaşına teşekkür etti. İşte şimdi Thomas'ı bulmuştu.Hemen kıyafetini değiştirip bir taksiye bindi ve adresi söyledi. 45 dk sonunda o adrese gelmişlerdi. Taksiciye ücreti ödeyip indi. Fakat burası ıssız gibi görünen bir depoydu. Thomas'ın burada ne işi olabilirdi ki? İçeri girdiğinde sandalyeye bağlı birisi vardı. Fakat kim olduğu seçilmiyordu. Yanına yaklaştığında yüz gittikçe tanıdıklaşmaya başladı. O Thomas'dı. Hemen koşarak yanına geldi. Thomas'ın yüzü gözü kan ter içindeydi. "Thomas iyi misin? Kim yaptı sana bunu?" diye endişeyle sordu. Fakat Thomas baygındı. Hiç hareket etmiyordu. Elini hemen nabzına götürdü, hâlâ atıyordu. Yavaş bir şekilde yüzüne birkaç kere vurdu. Ama Thomas ayılmadı. "Lütfen Thomas, kendine gel lütfen" dedi gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Böyle olunca hemen etrafina bakındı. Ve bir şişe su gördü, hemen onu alıp yanına tekrar geldi. Ve suyun birazını yüzüne döktü. Yavaş yavaş Thomas sonunda gözlerini kırpıştırmaya başladı. Ve bir süre sonra tam olarak açtı. Dylan "Thomas iyi misin? Beni duyuyor musun? Lütfen bir şey söyle" dedi. Thomas karşısında o tanıdık yüzü gördüğünde gülümsedi. "Sen mi geldin?" dedi. Dylan "Evet Thomas ben geldim, bak yanındayım" dedi ve elini yüzüne koydu. Thomas'ın hâlâ elinin bağlı olduğunu fark etti ve hemen çözmek için oraya gitti. Çözüp tekrar yanına geldiğinde Thomas ağlıyordu. Dylan "Ne oldu sevgilim? Sana bunu kim yaptı? Neden ağlıyorsun" dedi ve endişeyle yüzüne baktı. Ama Thomas onun yüzüne bakmıyordu bile. "Lütfen git, beni unut buna mecbursun." dedi. Dylan "Sence ben bunu yapabilir miyim?" dedi ve elini çenesine koydu kendisine bakması için. Thomas kafasını kaldırıp baktı. "Buna mecbursun-" dedi fakat sözü yarım kaldı. "Aaa kimleri görüyorum burada? İki adet aşık sevgili, ah çok romantiksiniz. Ağlayacağım şimdi.." dedi ve elini yüzüne koydu. Dylan sesin geldiği yöne baktığında o kadını gördü, annesini...
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Yazarınız sonunda bölüm yazdı😅 Ama yine güzel bir bölüm yazmadı maalesef.😔 Bunun için sizden özür dilerim, umarım bölümü beğenmişsinizdir diyeceğim ama pek beğenilecek bir bölüm değildi bence💔 Sizleri seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Are you still mine?
FanfictionHâlâ eskisi gibiydi Dylan'ın duyguları, hiç değişmemişti ama peki ya Thomas'ın duyguları?