-Beni duydun. Rollerimizi değişelim. Sen ben ol ben sen olayım.
Bom'a uzaylı görmüş gibi bakıyorum. Cidden bunu kabul edeceğimi mi sanıyor? Benim bu hayatımda bir düzen var! Bu düzeni kimse bozmaz. Ilk aşkımı çok merak ediyorum ama hayatımı bu kadar riske atamam. Hem ben olmadığım anlaşılır.
-Bunu kabul edeceğimi mi sanıyorsun?
-Bak kardeş-
-Bana kardeşim demeyi kes! Hem neden değişmemizi istiyorsun?
-Bu hayattan sıkıldım Bomi. O kadar sıkıcı ki. Ama senin hayatın hiç de o kadar sıkıcı değil. Çok eğlenceli olacak sende göreceksin.
Kahkaha atmaya başladı ve Restorant'daki herkes bize bakmaya başladı. Kahkaha atmasından nefret ediyorum!
-Sana nasıl güvenebilirim? 3 hafta geçtikten sonra bilgileri vermezsen ne yapacagım?
Belki kabul edebilirim. En fazla ne olabilir ki? 3 hafta kısa değil. Ama katlanabilirim. O anne baba denilen iki insancıklara katlanabilirsem gerisi kolay.
-Sen onu bana bırak.
Göz kırptı. Bana bana Bomi'ye. Bana göz kırptı.
-Sana bırakmak istemiyorum. Ayrıca mal mal göz kırpmayı bırak.
-Merak etme Bomi. Sekreterime zarf vericem ve 3 hafta sonra bana vermesini isticem. Yani sana anladın mı?
Yine malca gülmeye başladı. Bende bu hayattan sıkılmıştım. 3 haftayı iyi değerlendirebilirim.
-Anlaştık. Ama sakına insanlardan soğutacak hareket yapma. Yaparsan ölürsün.
-Anlaştık kardeşim.
Bilerek yapıyor bunu! Bilerek bana kardeşim diyor. Ne kadar nefret ettiğimi bile bile. Neyse sakinim.
- Sana bilgilerimi mesaj atacağım. Anladın mı? Dedim. Anlamamıştır eminim.
-Oradan bakınca mala mı benziyorum. Anladım tabikide.
-Evet.
Fısıltıyla söyledim. Bunu duymadığına eminim. Duysa ne maceralar olurdu hayatımda. Ama bu bile yeter.
-Ben de mesaj atarım.
Alayla söyledi bunu. Hiç ciddi olduğunu görmedim. Neden böyle?
-Söyleyeceğin birşey yoksa gidiyorum. Hemen burdan gitmek istiyorum. Az önce hayatımın hatasını yaptım. Farkındayım.
-Nereye gidiyorsun bugün benimsin.
-Ne dedin gülüm?
Ne diyor bu? Ben bunun dilini anlamıyorum cidden. Ne anlamda benimsin dedi bu? Tırsmaya başladım.
-Ilk önce şu sitilinden kurtulmamız lazım. Nasıl böyle ünlü olabildin?
Acıyan bakışlarla baktı. Böyle ünlü oldum. Zoruna mı gitti? Ha ?
-Tamam nerden başlıyoruz?
Birden kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Ben yürümeyi bilmiyorum sanki. Kuaför Salonuna gelmiştik. Bir kadın geldi ve Bom ile konuşmaya başladı. Ne kadar sıkıcı bir konuşma yaptılar. Kadın saçıma birşeyler yapıyordu. Pardon yoluyordu. Bu nasıl birşey. Saçım acıyor agagag.
-Ah. Biraz yavaş olsanız. Yolmasanız hani.
Birden kadın bana ölümcül bakışlar atmaya başladı. Ne dedim ya ben?
-İşime karışmayın!
O kadar çok bağırdı ki kulağımın zarı patladı. Bu kadar kızacak ne vardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY SMALL LOVE
Fanfiction6 yaşında amansız bir hastalığa yakalanan bu yüzden çocukluk aşkından , arkadaşlarından ayrı kalması gereken kibirli bir bayanın gerçek aşkını beklemesiyle birlikte oyunculuğunu yaparak hayatını sürdürmesini anlatıyor.