Annemle alışverişten geldikten sonra kıyafetleri ve bazı gerekli malzemeleri dolabıma güzelce yerleştirmiştik.Sırada akşam yemeği vakti vardı.
O zamana kadar bizimkilerle zaman geçiriyim bali."Selamınaleyküm gardaşlarım."deyip elimi emire uzatıp selamlaştık.
Sonra emir elimi kendine çekerek ona toslamamı sağlamıştı.Sıkı sıkı sarılmıştı.
"Hayırdır emir ne bu sıkı fıkı sarılmalar,ama iyi oldu aklına geldikçe gel bana sarıl ha."
Ee onca yıl beraber zaman geçirememizin sarılmaları bunlar.Şimdi duygusala bağlamıycam.
"Ulan kızım nasıl kokuyosun diye seni kokladım sende maşallah bok gibi kokuyosun."
Ulan şimdi yedim seni...
"Birincisi sen köpek misinde kokluyosun fakat sen bir köpeksin bence,ikincisi daha önceden çok bokunu koktun heralde de benzetmeni iyi yapıyosun ve sonuncusu yedim ula seni kaçsan iyi edersin çünk-"
Cümlem yarıda kesilmişti çünkü emir kaç dediğimden sonra ayaklarını götüne vura vura kaçmaya başlamıştı.
Halısaha maçından sonra ki kavgada adamın gelmişini geçmişini sikmiştim çünkü.Tabi nasıl vurduğumu bir ben bir Allah birde çenesinin yayını gevşettiğim gevşek biliyodu.Ahh unutmadan o kavgada bir ara emir 'ben yoruldum canısı siz devam edin'diyip kavgayı izlemişti.O da görmüştü tabii..
Emirin dört nala koşmasının ardından bende marottnaya hazırlanan sporcular gibi arkasından koşmaya başladım.
Yalnız aramızdaki fark şu ki o bir ata benzetilmiş ben ise narin,işinde bir sporcuya...Nihahaha
"Hadsiz emir cümlemi bitirmemi bekleseydin bari sövmeyle ve ensene bir tane geçirmeyle kurtula bilirdin.Ama şimdi gelmişine geçmişine yan kayıcam."
Bahçede turlarken konuşmakta insanı yoruyomuş haa
"Minik ağzına sahip çık bir daha küfür ettiğini duymayayım."
Oldu paşam ağzımada bibaron sokalım istersen.
Tabiki bunları içimden söyledim.Şimdi göz var izam var Yılmaz abimin kolunda kafam kadar kas var.Yememiş içmemiş camış kas yapmış.Böyle bir adama şakada yapılmaz valla,anlamassa elinin tersiyle dokunsa iki seksen yerde karıncalara son selamı kendim okumuş olurum heralde..
"Tabi ki abicim sen ne dersen benim hayat felsefemdir."
"Yalakalık paçalardan akarken ben."
"Ulan yavşak sen hala konuşabiliyomusun?Ben sana yalakalığıda paçalarıda kafanı yerlerde siker-aman yani silerken göstericem güzel kardeşim."
Yılmaz abimin odasının penceresinden hala bana kötü kötü bakarken cümlelerimi dikkatle seçmeye çalışıyodum.İşte görüyosunuz ne kadar seçebildiğimi.
Ulan aklıma çok güzel plan geldi.
"Ahh EMİR yardım et ayağımı burktum sanırım canım çok acıyo."
Bahçede sadece dördüzler olarak biz vardık ve ben emire seslenmeme rağmen diğer ikiside hemen gelmişti.Bende yerdeydim şuan.
Noluyo amına koyayım ölmüyorum anaa ayağımı burktum diyemi endişelendiler .Yerim ben bu üç bölü dörtleri ama ben sikime takmaz geri işime bakardım işte kardeş farkı..
Ben değer bilmez hadsizdim sanırım...Puuu bana
Herneyse...
Elimi emir'in ensesine atıp sıkmaya başladım.