57;"düğün dernek"

1.9K 180 17
                                    

Selamün aleyküm me geldimmmm
Hemide güzel bölümcük ile.

O zaman ne yapıyoruz

Bol yorum yapıyoruz 80'i geçer ya demi bence siz yaparsınız her bir satıra izinizi bırakın ama saçma şeyler yazarak değil ^^

Keyifli okumalar<3

Nikah salonu önünde, kızlar ile bakışıyorduk. Hepsi de şahane görünüyordu. Abim ve Nisan yukarıda gelin odasında son hazırlıklarını yapıyorlardı. Miraç Efe ve diğerleri de gelince biz de artık içeri girmeye yöneliyorduk. Tabii eğer Karan hayvan gibi koşarak dışarı çıkmasaydı.

"Mısrağğ!" Koşa koşa Mısra'nın kucağına atlayınca ben şaşkınlıkla onun bu hâlini izliyordum. Bu çocuk ne zaman tam olarak büyüyecekti. Mısra gülecek gibi olsa da, son anda kaşlarını çattı. Karan durur mu? Mısra'nın yanaklarını öpmeye başladı bu kez de.

"Lan ne yapıyorsun ayı!" Mısra dayanamayıp güldü. Arkamda duyduğum sesler ile gözlerimi Mısra ve Karan'dan aldım. Muaz âdeta patlamaya hazır bir yanardağ gibi Mısra ve Karan'ı izliyordu. Ay bu bilmiyor şimdi Karan Mısra'nın kardeşi.

Hehe sizde benim gibi mi düşünüyorsunuz?

Pislik time!

Muaz'a doğru yürüyüp yanında durarak konuştum. "Çok yakışıyorlar değil mi?" Dediğimde hışımla bana döndü.

Tövbe estağfurullah!

Bu şimdi beni de döver felan, "ne yakışması lan!" Resmen dişlerinin arasından tıslıyordu.

"Ee, Karan yakışıklı çocuk sonuçta." Gözlerim Karan ve Mısra ikilisi üzerindeydi. Karan artık ne anlatıyorsa Mısra gülerek dinliyordu. Arada her abla-kardeş gibi didişselerde iyi anlaşıyorlardı.

"Karan kim?!" Amcamın oğlu, te Allahım ya kim olaca- ay gerçi bu çocuk onu bilmiyor demi neyse bilmesede olur.

"Hem niye gülüyor bu çocuğa?" Karan işte komik çocuk anlatıyordur birşeyler.

"Bilmem, Mısra'yı güldürecek birşeyler bulmuştur Karan yine." Biraz daha devam edersem Muaz, Mısra ve Karan'ı öldürecek. Daha doğrusu Karan'ı öldürecek.

"Başlarım lan güldürecek şeylerine!" Sakin abe can!

Muaz'ı kudurtmuş bir şekilde bırakıp tekrar Mısra'nın yanına geçtim.

"Ne diyor bu çocuk?" Dedim Mısra'ya.
Mısra'dan önce Karan hayvan gibi bağırarak konuştu.

"Mahur, Yenge buldum sana." Deyip kocaman güldüğünde gülüşü bana da yansıdı. Bu çocuk hep deli dolu olmuştur.

"Kimmiş?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Ya boşver şuna Mahur, hadi içeri geçelim. Karan'ın saçmalıkları adlı şeyler." Dediğinde kızlarla güldük. Karan da bize somurtarak içeri girdi önden. Miraç Efe yanıma gelince gülümseyerek ona döndüm.

"O çocuğa bir daha gülme!" Ayh, buna ne oldu Ayol!

"Pardon," dedim gözlerimi kısarak.

"Gülme sadece bu düğün boyunca, o kadar!" Deyip yanımdan cool cool uzaklaştı. Vay köpek! Sen millete gül insanlar şenlik yapsın bana gelince gülme hıh, adalet mi bu?

Somurta somurta Melis'lerin peşine verdim. Masalara geçip oturduğumuz da Abim ve Nisan tüm ihtişamları ile kapıdan içeri girdiler. Ya abim elden gidiyor ühühü.

Biraz duygulandım.

Abim ve Nisan yerlerini alınca şahitler de oturmuştu. Nikah memuru da defterini açıp ne gerekiyorsa söyledi. Abimden bir evet Nisan'dan bir Evet ve işte düğün şimdi başlamıştı. Düğün salonu iki kısma ayrılmıştı. Erkekler nikah kıyıldıktan sonra diğer tarafa geçmişlerdi biz kızlarda halay çifte telli, erik dalı, felan oynamaya başlamıştık. Düğün böyle mükemmel oluyordu. Erkekler olmadan rahat rahat oynuyorduk.

Nisan ilk başlarda durgun olsa da biz onu durgunluğundan kurtarmış ve oynatmaya başlamıştık.

Bugün de bol bol oynayak.

Mısra'dan devam ediyor

Yorulunca masalardan birine geçip oturdum. Âmâ yorulmuştum, Melis ve Mahur ha bire beni o tarafa bu tarafa çekiştirip duruyorlardı haliyle yorulmamak elde değildi.

Lavaboya gitsem çok iyi olurdu. Kızlara baktığımda hepsi kendinden geçmiş bir şekilde oynuyorlardı. Onlara birşey demeden kızların olduğu bölmeden çıktım. Erkeklerin olduğu tarafa fazla bakmadan lavabonun yolunu tuttum. Koridor alanına girince yolumu kesen Muaz ile durmak zorunda kaldım.

"Ne oldu?" Dedim, kaşlarımı çatarak.
Oda sinirli görünüyordu, ama Neden?

"O sana sarılan çocuk kimdi? Lütfen kardeşim de çünkü sabahtandır delirdim bunu düşünmekten." Kolunu duvara yaslamış gitmemi engeller şekilde durmuştu. Sinirlenmesinin sebebi Mahur diye düşmeden edemiyordum. Deli Mahur yapmıştı yine birşeyler.

"Evet de ne bu tavır?" Dedim, tek kaşım otomatikmen havaya kalkmıştı.

"Oh be! "Dedi rahatlamış bir şekilde. "Mahur yakışıyorlar deyince bende şalterler attı." Deyip elini ensesine atınca, hata yapan küçük çocuklara dönüşmüştü birden gözümde tebessüm etmeden durmadım. Onun da dudakları kıvrılımıştı.

"Burası hâlâ benim yürüyün facia." Deyip eli ile kalbimi işaret edince utanmıştım. Bu çocuk benim ayarlarım ile oynuyordu.

" Şimdi eşkıya gibi yolumu kesmeyi bırakta lavaboya gideyim."

Eli ile reverans yapıp "buyurun madam" dediğinde kıkırdadım.

"Gülüşün asla solmasın." Dedikten sonra gitmişti.

Ben galiba küçük bir zelzele yaşıyorum.

_________________ Bölüm sonu ♥♥

Selamlarrrr

Ben geldim ay nasılda özledim ben sizleri ve buldum seni! Sakinlerini

Eee nasılsınız? bende iyiyim sağolun sdkdkd

Uygar'ım göçtü sırada Sırma yani sarmam var belki zaman atlatma yapabilirim canlarım.

Merak etmeyin Yudum ve Melis'e de yer vereceğim bölümlerde.

Bir dahaki bölüme kadar Esen kalın!







Buldum seni! | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin