-SAPLANTI-

AYDINLIK

Tekrar olay yerindeyiz. Metin bey ve Selim bey incelemeler yapıyor. Onlara hasta hakkında bilgiler verdim. Birazdan morga inip herhangi bir darp izi var mı diye bakacağız ama önce hasta odasına bakmamız gerek.

-Burada hiç iyi şeyler olmamış Selim.

-Evet Metin abi makasa baksana kanlı.

-Muhtemelen cesede saplanmış ve duvarda da kan izleri var. Pekala bunu kim yapmış olabilir? Halit bey şüphelendiğiniz birileri var mı?

-Hayır burada böyle şeyler yaşanmaz.

-Oda arkadaşı var mı?

-Var ama o çok sakin bir hastadır ve içine kapanıktır.

-Onu dinlememiz gerekecek

-Tabii neden olmasın.

Hastane bahçesinde ölen hastanın oda arkadaşı Kemal'i arıyorum. Ve onu nihayet buldum.

-Kemal bey birkaç soru sorabilir miyim size?

-S sorma. Bana s soru sorma. Ben yapmadım. Üzerime üzerime g geldi. B beni öldürecekti o. O beni öldürecekti anlıyor musun kaltak o beni öldürecekti.

Sanırım şokta ama onun yapmadığı belli..

-Anlat bana ihtiyar kimdi o?

-Geldi.. üzerime doğru geldi. Mm makas! Makasla geldi. Yüzü kapalıydı ama erkekti hissettim erkekti erkek o erkekti. Ama bi anda, bi anda benden vazgeçti ve ona yöneldi o ona. O spazm geçiriyordu ve köpükk köpük geliyordu ağzından. Ondan kurtulmak istedi benim yüzümü yastıkla kapattı ben görmeyeyim diye ve iğrenç sesler duydum ben. Sonra onu galiba pencereden paketledi ve Azrail'in kollarına bıraktı.

-Bunları gelip polislere de anlatır mısın ihtiyar?

-Gelmem oraya gelmem gelmem ben gelemem gele mem..

Polisleri çağırdım ve olayı aydınlatmayı başardım.

Peki bu kimdi? Sanırım polisleri biraz daha misafir etmemiz gerekecek. Morga gidip cesedi inceleyeceğiz. Zemin katta olduğu için o azılı hastanın hücresinin de önünden geçtik. Polisler sormadan edemedi ve ben de onlara bildiğim kadarıyla anlattım. Morga girdik ve cesetteki darp ve bıçak izlerine baktık. Bu gerçekten korkunçtu ama belli etmemeye çalışıyordum. Midem daha fazla kaldıramadı ve dışarı çıktım. Temiz hava almak istiyordum ve Aras da bana eşlik etti. Onu hiç böyle keyifsiz görmemiştim epeyce canı sıkılmış duruyordu, bir o kadar da karizmatik. Asık suratı yüzünü kötü göstermeye yetmiyordu. Her neyse! Kendimi duraklama özelliğine iyi ki sahibim. Akşam olmak üzere.