UZUN SÜRE SONRA GELDİMM🥳😭
*
*
Karmaşık sesler devam ederken gürültü artık beni aşırı derecede rahatsız etmeye başlamıştı. Etrafa uzun süre dinmeyecek bir kan kokusu hakimdi. Görevlerde hoşuma bile gidebilecek bu koku dostlarımdan ve diğer suikastçilerden geldiği için midem bulanmaya başlamıştı. Yüksek patlamanın etkisi olan kulak çınlaması yavaş yavaş geçerken kendime gelmeye çalışıyordum. Eğitimimiz dolayısıyla hakim olduğumuz sakinlik ve planlama hepimizin bedenlerini terk etmiş gibi görünüyordu. Baş lider ve kurul büyük ihtimalle yakın korumalarıyla beraber sığınaklara inmişlerdi. Bir an önce bu karmaşıklığa son verilmesi gerektiği için savrulduğum yerden kalktım.Kalemize bir saldırı düzenlenmişti. Yaklaşık on beş dakika önce büyük bir gürültü ile kalenin sol tarafında olan beş adet BVG binası ve antrenman sahaları patlatılmıştı. Patlama o kadar şiddetliydi ki iki tarafın arasındaki antrenman sahalarını ayıran koca duvar bile yıkılmıştı ve bizi savurmuştu. Yeni haftanın antrenman kampı ilan edilmesi sebebiyle iki tarafında çaylakları ve liderleri antrenman sahalarındaydı. O sırada kimsenin binalarda olmaması büyük bir katliamı önlemişti.
Şuan ise herkes savrulduğu yerden kalkıp toparlanmaya ve çığlıklar, yüksek bağrışlar eşliğin de arkadaşlarını bulmaya çalışıyordu. Ortalık savaş alanına döndü sözünün gerçek halini yaşıyorduk an itibariyle. Herkese hızla yardım edilmesi gerektiğinin ve eğer böyle devam ederse bunun gerçekleşmeyeceğinin bilinciyle hızla ayaklandım. Ani kalkışımın etkisiyle baş göstersen göz kararması beni terk edene kadar gözlerimi açmadım. İyi olduğumu anladığım an kolumda, bacağımda ve başımda hissettiğim ağrı ve uyuşmaları göz ardı ederek gözlerimle etrafı taradım. En yüksek alanı belirler belirlemez hızla oraya doğru koştum ve kendimi yükselttiğim gibi kırılan duvarın molozlarından oluşan yığının üzerine çıktım.
Taşların arasında gördüğüm uyarı fişeğini kaptığım gibi cebimden çıkardığım çakmağım ile ateşledim. Çıkan yüksek gürültüyle herkes anlık sessizliğe kapılmış ve sesin kaynağını arıyorlardı. Sesin benim tarafımdan geldiğini fark ettikleri an bana dönen bakışlarda gözlerimi gezdirdim. Yüzüme sabitlediğim ciddi ifadeden ödün vermeden sesimi tüm kalabalığın duyması için bağıra bağıra konuşmaya başladım.
"Bağırmak ve telaşa kapılmak kimsenin yararına değil! Yaralılarımız var ve ağır durumda olanlara acil müdahale edilmesi gerekiyor! Şuandan itibaren herkes sakinleşiyor ve gruplara ayrılıyoruz. Durumu ağır olan her yaralıyı antrenman sahası bire taşıyoruz, durumu daha hafif olan ama yine de müdahale edilmesi gereken herkes antrenman sahası ikiye geçiyor. Geri kalanlar içerisinden ileri düzey ilk yardım bilenler hariç herkes koşarak AVG tarafına gidip bulduğu tüm pansuman, ilk yardım malzemesi ve suları antrenman sahası dörde dizsin. İleri düzey ilk yardım bilen herkes antrenman sahası üçte toplanıp kendisini sakinleştirsin, derin nefesler alsın ve hazır olsun. Malzemeler gelir gelmez saha birden başlayarak pansuman yapılacak gücünüzü toplayın. Bu bir emirdir! Tekrar ediyorum bu bir emirdir!"
Konuşmam biter bitmez herkes söylediğim şeyleri bir, bir gerçekleştirmeye başlamıştı. Yanımdan kalenin içine koşarak gidenlerde bunun bir kanıtıydı. Az bir vakit sonrasında herkes emirlerimi gerçekleştirmiş, pansumanlarına başlamışken bende pansuman yapan grubun içindeydim. Az önce bize malzeme bulmak için koşan herkes şimdiyse pansuman yapan kişilere sağ kolluk yapıyordu. Banaysa Alex denk gelmişti. Onun yaralanmamış olması beni bu karmaşada çok mutlu etmişti. Benim birliğimden yaralanan sadece Dimitra ve Mark adında ki iki çaylağımdı. Onlarında durumunun hafif olması yüreğime su serpmişti.
*
*
Yaklaşık bir buçuk saatlik pansuman maratonundan sonra herkes bulduğu yerlere çöküp ellerindeki şişelerden su içiyordu. Benim son bir kişiye daha pansuman yapmam gerekiyordu, şans yüzüme gülmemişti ki bu çok harika(!) kişi iki gün önce yemekhanede tartıştığım B1VG lideriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL LİDER
Teen FictionLider olmak için yetenek gerekir, vicdandan arınmış bir beden, soğukkanlılık, karşındaki kim olursa olsun öldürebilecek kadar korkusuzluk, gece gündüz demeden çalışmak, bu uğurda çok şey feda etmek gerekir. Dünya ikiye ayrılır insanlar ve suikastçı...