⚜️Medya: Angelina Michelle⚜️
(16.05.2021 düzenlendi)
*
*
*
"Gücün bu kadar mı çaylak!""Hayır efendim!"
"Ne duruyorsun ser beni yere!"
Karşımdaki çaylak hızlı bir şekilde bana atıldığında gözlerimi devirdim. Bunlarla göreve falan çıkılmazdı. Hamlelerini bu kadar belli edip, bu kadar kolay gaza geliyorlarsa birkaç dakikaya hepimiz ölürdük. Yaptığı hareketi hızlıca savurup göğüs kafesine vurduğum tekmeyle birkaç saniyelik nefesi kestim ve yere serdim. Terlememiştim bile! "Sizinle çok işimiz var. Bu hareketlerinizle ve dövüşmeyi bile beceremeyen hallerinizle göreve çıkacağınızı düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz! Sizi değil göreve göndermek, ekmek almaya bile göndermem! Sabrımı zorlamayı bırakın. Aranızdan adam gibi dövüşecek varsa hemen el kaldırsın yoksa 2 saatlik ceza sizi bekliyor!"
Gözlerimi hızla antrenman sahasının üzerinde duran çaylaklarda gezdirdim. Hiçbirinden ses çıkmıyordu. "Bende öyle düşünmüştüm!" Deyip hızla arkamı döndüm tam yürümeye başlamıştım ki arkadan gelen "Ben," sesiyle durdum. Yüzümdeki gülümsemeyi silme gereği duymadan geri döndüm. Keyfim yerine gelmişti.
Sesin sahibine baktığımda gülümsemem büyüdü. Thomas çaylaklar arasında en başarılı bulduklarımdandı. Oldukça güçlü ve antrenmanlar içindeki en yetenekli olanlarındandı. Birliğimdeki çaylaklar arasında göreve çıkarmayı düşündüğüm tek kişiydi ama bundan haberi olduğunu sanmıyorum."Beni gururlandırıyorsun Thomas. Potansiyelinin farkında olmana sevindim."
Üzerimdeki sporcu atletini düzeltip taytımın kayan belini yukarı çektim. Antrenman sahasının ortasına yürüyüp dövüşmekten dağılmış örgümü geriye attım. O sırada hazırlanmış bir şekilde beni bekleyen Thomas'ın kulağına eğilip sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım "Bir sonraki göreve hazır ol benim ekibimdesin. Ayrıca merak etme çok hırpalamamaya özen göstereceğim. Sonuçta kimse dağılmış birini göreve çıkarmaz."
Benim gülümsemem gibi onun yüzünde de oluşan gülümsemeyi görmüştüm. Etrafına hafif bakışlar atarak sevincini belli etmemeye çalışıyordu.
"Evet başla bakalım çaylak!"
Antrenman sahasının etrafında pozisyonlarımızı almış bir biçimde yavaş yavaş dönüyorduk ve ondan gelecek bir hareketi bekliyordum. İlk hamle her zaman önemliydi. Beni şaşırtmayıp bir yumruk attı, yumruk attığı elini tutup çevik bir hareketle kolunu ters çevirip sırtını göğsüme dayadım.
Kulağına yaklaşıp "Aradığım şey cesaret ve bu sende fazlasıyla bulunuyor Thomas." Diye fısıldadım.
Geriye doğru savurduğu tekmeyle beni kendisinden uzaklaştırdı. Bana doğru hızlı bir şekilde atılınca başımın hizasında atacağı tekmeden, yere eğilip ayaklarına attığım tekmeyle kaçtım ve onu yere düşürdüm.
Thomas iyi olabilirdi ama ben iyinin ötesindeydim. Bunun özgüvenini yapıyordum çünkü iyi oluşum sadece benim farkında olduğum bir şey değildi. Tüm çetelerin liderliği için önemli bir isimdim. Ve baş liderliğe en yakın adaylardan bir tanesi olduğumun farkındaydım.
Yerden kalkmak için hareketlendiği sırada ondan hızlı davranıp sırtına oturdum ve bir elimle boynunu kavrayıp diğer kolunu ise kırmaya hazır bir pozisyonda tutuyordum.
"İyisin Thomas, düşmanı devirebilirsin ama beni değil."
O sırada antrenman sahasına hızlı bir giriş yapan Alex'i görünce yavaşça Thomas'ın kolunu bırakıp ayaklandım. Alex bana doğru gelirken çaylaklara dönüp konuştum "Thomas sayesinde cezadan kurtuldunuz ama sadece bu seferlik! Dağılabilirsiniz!" Bitik bir halde antrenman sahasından uzaklaşmaya çalışan çaylaklara bir bakış attım.
O sırada yanıma gelen Alex'e bakıp ne oldu dercesine kafamı salladım.
"Yarın çıkacağımız görev için ekibini belirlemen lazım. Ayrıca planı gözden geçirip ekibini bilgilendirmen lazım El." Sonrasında ne olduğuna anlam veremeden üzerindeki kapüşonlu hırkayı üzerime geçirip önünü kapattı ve kafamın üstüne bir öpücük kondurdu. Gülümsedim."Terliydim Alex duş almamı bekleseydin keşke!"
"Vaktimiz yok El biran önce halletmen lazım bu işi. Sonrasında istersen seni güzelce yıkarım ve her yerini öperim bebeğim merak etme."
Yüzündeki sırıtışı görünce ben de gülmeye başladım.
"Reddedilemez bir teklif Alex. Her sunduğun teklif bu kadar güzel olsa keşke!"
Konuşmaya devam ederken binaya doğru yürüyorduk. Bir yandan kuracağım ekip hakkında derin düşüncelere dalmıştım. Toplantı salonunun önüne geldiğimde derin bir nefes alıp içeri girdim. İçerideki baş lideri ve kurulu selamlayıp yerime geçtim.
Önüme önceden kararlaştırdığım ekibimin dosyalarını aldım ve sırayla anlatmaya başladım.
"Öncelikle çaylak olarak Thomas kesin isimlerimin arasında, benimle çıkacağı ilk görev ama başarılı olacağından endişem yok. Fiziki özellikleri de görev için harika; uzun bir boyu, kaslı bir vücudu var yani dayanıklı. Uzun bir süredir yakından ilgileniyorum kendisiyle. A2VG'nin lideri -yani Alex- olmadan göreve hiç çıkmadım ve çıkmayı da düşünmüyorum. Alex benim esas adamım, o da görevde. Kameraları ve güvenlik sistemleri için Kevin şuana kadar beni yüzüstü bırakmadı şuana kadar başarısızlığına şahit olmadım o bu ekipte olmalı. Nancy çevikliğiyle beni etkileyenler arasında zaten kendisi sağ kolum gibidir o yüzden onu da bu görevde istiyorum."
Konuşmama ara verip birkaç yudum su içtikten sonra beni dinleyenlerin üzerinde gözlerimi gezdirdim. Gözlerindeki gururu görmek egomu okşamıştı.
"Plana gelecek olursak evin çevresinde yüksek duvarlar ve duvarın içerisinde her köşede dört, kapıda iki, evin içinde iki olmak üzere toplam sekiz koruma var. Sessiz bir operasyon olmasını istiyorum o yüzden Kevin hariç hepimiz duvarlardan tırmanıp evin sınırları içine girdiğimiz sırada adamların işini bitireceğiz. Kapıdakileri de hallettikten sonra Kevin kapının güvenlik sistemini kırar kırmaz evin içine giriyoruz ve içerideki üç katta bulunan üç adamı öldürüp esas adamımızı bilmemiz gereken şeyler için konuşturuyoruz, almamız gereken belgeleri alıyoruz ve 'bum' kafasına sıkıyoruz. Planda herhangi bir aksilik çıkmayacaktır. Sonrasında bunların hepsi için bize yüksek miktarda ödeme yapan adamımızla arabada buluşup parayı teslim alacağım. Her zamanki gibi %10 kurul ve baş lidere, kalan para kendi aramızda paylaştırılacak. Basit bir suikastçı için bile kolay bir plan."
Kafamı kaldırdığımda herkes memnun olmuş gözlerle bakıyordu. Selamladıktan sonra Alex ile beraber çıktık odadan. Biraz yürüyüp kurul odasından uzaklaştıktan sonra dönüp ellerini omuzuma koydu ve "İşte benim minik ama vahşi Elizabeth'im," diyerek kafamı öptü. Ardından beni kolunun altına aldı ve beni odama kadar bıraktı. Odaya girer girmez tüm kıyafetlerimi çıkarıp kaldırdıktan sonra iç çamaşırlarımla kaldım. Cama doğru ilerleyip hahifçe araladım ve önüne perdeyi çektim. Yatağa uzanıp tavanı izlemeye başladım. Yorucu bir gün olmuştu. Yarın hava karardıktan sonra göreve gidecektik ve öncesinde eğitmem gereken bir birlik vardı. Kendimi zorlukla yattığım yataktan kaldırdıktan sonra duşa doğru ilerledim. Bir yandan aklımda kalan melodiyi mırıldanırken diğer bir yandan havlumu dolaptan çıkarıp suyu ayarladım. Hızlıca bir duşun ardından üzerime
*
*
*
*
Şu anlık tek başıma eğleniyorum burada umarım hikaye tutar. Kurgu konusunda hiç şüphem yok aslında ama neyse. Olaylara giriyoruz yavaş yavaş. Esas kızımızın sertliği ve görev bilinci konusunda yazmak eğlenceli ama konu biraz daha oturduktan sonra her şey daha da eğlenceli olacak sanırım. Öpüldünüz:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL LİDER
Подростковая литератураLider olmak için yetenek gerekir, vicdandan arınmış bir beden, soğukkanlılık, karşındaki kim olursa olsun öldürebilecek kadar korkusuzluk, gece gündüz demeden çalışmak, bu uğurda çok şey feda etmek gerekir. Dünya ikiye ayrılır insanlar ve suikastçı...