Chapter_Eight

76 9 14
                                    

◅Monika Anlatıyor▻

Uyanmış kitap okuyordum, bir yandan da kahvemi yudumluyordum. Hava iyice kararmıştı ve etrafta kimse yoktu, sadece kedi ve korna sesi geliyordu dışarıdan. Ortam sessizken kitap okumak gibisi yoktur, hele ışıkları da kıstın mı gerçekten hoş oluyor. Tabii, şu anda birisi ile olmayı, onunla kitap okumayı yeğlerdim ama yalnızım, ve o kişi şu an evinde büyük ihtimalle TV izliyor. Keşke...benimle olsaydı, benimle bir şeyler yapsaydı, akşam yemeğini onunla yiyebilseydim..ama işte,sadece keşke.

Fazla düşünüp kendimi yormamak için kitabı bırakıyorum ve kalan kahvemi tek yudumda içiyorum, sonrasında kalkıyor ve bulaşığı mutfağa koyuyorum. Bulaşık makinesini de çalıştırıp buzdolabını açıyorum, bakalım ne varmış~ Hmm; biraz iceberg, biraz domates, biraz turp ve biraz da salatalık ile salata yapsam benim için yeterli olur herhalde. Nede olsa vejetaryenim ve yıllardır da böyle yaşıyorum, alıştım diyebilirm. Neyse, malzemelerimi alıyorum ve tezgaha koyuyorum, sonrasında kesme tahtasını alıyorum ve yemeklik malzemelerimi doğramaya başlıyorum. Doğrama işini hemencik bitiriyorum ve onları salata tabağıma atıyorum, üzerine biraz soya soyu ve az limon suyu ekliyorum, bu haliyle enfes görünüyor doğrusu. Salata tabağımı tutup diğer elimlede çatal alıyorum, sonrasında masaya oturuyorum ve yemeğe başlıyorum. Şimdi düşünüyorum da, son günlerde yalnız yemek bana zor gelmeye başladı, aslında son dört yıldır yalnız yaşıyorum ama bu son günlerde olduğu kadar koymamıştı bana. Nedendir bilmiyorum ama daha önce de dediğim gibi, artık herşeyi yaparken yanımda birisini istiyorum... Bunu sadece MC için demiyorum, herhangi birisi olabilir, benim için özel olsun yeter bana...




∎Ertesi Gün Saat 12:24∎

Bugün Cumartesi yani tatil demek, o yüzden biraz geç kalkmaya kadar verdim. Normalde dersler 8:00 da başladığı için 7:00 gibi kalkmak zorunda oluyorum ama bugün saat 9:00 gibi kalktım, geç olduğunu biliyorum ama bazen kendime izin çıkarıyorum. Yatakta oturmuş sosyal medyaya bakarken birden telefon çalıyor, Yuri beni arıyor? Yuri, Clubla ilgili veya çok önemli bir şey olmadıkça beni aramaz, umarım bir sorun yoktur.


Monika: Selam Yuri, günaydın.

Yuri: Sana da günaydın Monika, şey senden bir şey isteyebilir miyim..?

Monika: Um, tabii.

Yuri: Ama kimseye söyleme olur mu..?

Monika: Evet, dinliyorum

Yuri: Ş-şey, nasıl söyleceğim bilmiyorum...

Monika: İçinden nasıl geliyorsa, öyle söyle.

Yuri: B-ben....MC'den hoşlanıyorum! V-ve ona bunu söylemek istiyorum...

Monika:(İç çeker) Peki, bunun benimle ne ilgisi var acaba?

Yuri: O-ona bir mektup yazdım..ama vermeye korkuyorum, s-sen verir misin..?

Monika: Ne!? Neden bunu benden istiyorsun! Neden gidip kendin vermiyorsun ona!

Yuri: Üzgünüm...haklısın galiba...

Monika: Dinle, eğer yaparsan sana fena öde-


Telefonu kapatıyor, tanrım neden ben!? Bana neden aşk mektubu taşıyıcılığı yapırmak için beni arıyor? Tartışmadığım bir tek Yuri kalmıştı ama sanırım yakında onun da ismini listeden sileceğiz. Ugh, işte yine başlıyoruz...!



◅MC Anlatıyor▻

Sıradan bir Cumartesi günü, dün gece biraz dağılmış olmalıyım ki bu sabah zor kalktım. Ayaklarımı sürüyerek banyoya gidiyor ve yüzümü yıkıyorum, anladığım kadarı ile bayağı bi' dağıtmışım kendimi..

Banyodan çıkıyorum ve kahvaltı yapmak için mutfağa gidiyorum, buzdolabını açıyorum ve iki donut alıp tekrar kapağı kapatıyorum. Bir de tabak alıyorum donutları oraya koymak için, sonrasında bir bardak ılık süt koyuyorum kendime ve masaya oturup onları yiyiyorum. Küçük oldukları için yemesi kolay, ılık sütte sindirmesine yardım ediyor. Yemeğimi bitirdikten sonra onları makineye koyuyorum ve telefonumun şarjını kontrol edip üstümü değiştirmeye gidiyorum. Sabah sporumu yapmak için spor kıyafetlerimi giyiyorum, sonrasında telefonumu alıp hole yürüyorum. Spor ayakkabılarımı giyiyorum ve dışarı adımımı atıyorum; hava açık, güneşli ve hafif rüzgarlı. Tam da spor yapmalık bir hava, öyleyse bizde boşa geçirmeyelim değil mi? Derin derin nefes alıyorum ve telefonun kronometresini ayarlıyorum, sonrasında evimin yanından denizin kıyısına ulaşan kısayolu kullanıyorum. Az süre sonra oradayım, denizin sesi ve görünümü göz kamaştırıyor.

Denizin kenarında yavaş tempo yürümeye başlıyorum, bir yanda da denize bakıyorum çünkü gözlerimi alamıyorum.. Tempomu az az arttırıyorum ki koşmaya daha kolay alışabileyim.

Yaklaşık on beş-yirmi dakika sonra biraz yorulduğumdan dolayı yakındaki çimenliklere oturuyorum, çimenlerin kokusu çok hoş...Dinledikten sonra kalkmaya çalışıyordum ki, bir el elimi tutuyor ve beni kaldırıyor.




(Selam benim tatlı keklerim! Umarım iyisinizdir ve bu bölümü beğenmişsinizdir. Biliyorum bu bölüm kısa olsu ama en heyecanlı yerinde kesmek zorundaydım. Herneyse, sağlıkla diğer bölüöü bekleyin Hepini çok seviyorum~)


-651 Kelime

Hep Böyle Kal, Tamam mı..? (Monika x MC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin