Chapter_Twelve

63 6 18
                                    


◅MC Anlatıyor▻

Gözlerimi tekrar açtığımda öldüm mü yoksa yaşıyor muyum emin değildim, çünkü açık kahve bir yere bakıyordum ve vüducumda neredesye hiç ağrı yoktu. Bir-iki kere kırptım gözlerimi ama manzara değişmedi, sonrasında yavaşça sola doğru baktım. Bir dakika, ben bir evdeyim? Hemde burası benim evim değil, tamamen farklı bir ev. Acaba öldüm de anılar gözümün önünden mi geçiyor diye düşündüm, ama bizin ve Sayori'nin ailesinin hiç böyle bir evi olmamamıştı. Zaten böyle kahve ve krem rengi tonlarında evleri annem sevmezdi, çünkü kendisi siyah-gümüşü daha güzel buluyor. Yutkundum ve hatırladığım son anları düşünmeye başladım, ama tek hatırladığım yere düşüşüm ve orada bayılışım ya da...ölümümdü. Sonrasında aklıma gelen korkunç fikirlerle kafamın dolmasına izin vermemek için tam yattığım yerden doğruluyordum ki, ipek gibi ama biraz kızgın bir ses beni kendime getirdi.


XXXXXX : Boşuna uğraşma, tek başına kalkamazsın. Bekle, sana yardım edeyim~


Etrafı biraz bulanık görüyorum, o yüzden cisimleri seçmekte zorlanıyorum. Ama görüş alanıma girince ve yakınlaşınca o kişiyi seçebiliyorum; Bu Monika?! Y-yani burası onun evi mi, bu da onun koltuğu, sanırım..


MC: M-Monika? Bu sen misin..?

Monika: Sen kimi bekliyordun, bakalım?


Kolumdan tutup doğrulmama yardım etti, sonra da koltuğun öbür ucuna geçip oturdu. Ses tonunun aksine yüzü duygusuz görünüyordu, gerçekten hiçbir ifade görmüyorum onda şu an.


MC: S-sen miydin, beni k-kurtaran..?

Monika: Evet, ama tam olarak kurtarmak demiyelim de, yardım etmek gibi.

MC: Ama sen beni orada bıraksaydın, b-ben büyük ihtimalle...

Monika: Bırak düşünmeyi, senin sadece dinlenmen lazım. Bir sorun olursa bana seslenebilirsin, ama sakın yerden kalkma.


Bunları söyledikten sonra kalktı ve koltuğun yanından geçip merdivenleden çıkıp gitti. Fakat anlamadığım bir nokta var, Monika neden benim olduğum yerdeydi? Y-yani orada ne yapıyordu ki beni buldu ve yardım etti..? Benim bulunduğum ara sokak onu evine yakındı tamam da o ara sokaklara girmeyi sevmez. V-ve ayrıca bana kızgın veya kırgın olduğunu sanıyordum, yani o zaman beni orada bırakırdı, değil mi? Yada belki sadece gönlünü rahatlatmak için bana yardım etti, ve sonrasında beni tekrar evime bırakacak, bilmiyorum kafam karıştı.



◅Monika Anlatıyor▻

Odamda kafamı yastıma gömmüş ağlıyordum, umarım sesimi duyaz dedim kendi kendime. A-ama duysa da umursamaz ki, onun umursadığı kız ben değilim ne de olsa. Evet, onu kurtardım ama neden ona karşı tuhaf davranıyorum ki şimdi..? Aslında ona gerçeği söylemek isterdim neden orada olduğum ile ilgili, fakat ona söylersem ama hasta muamelesi yapmasından korkuyorum gerçekten. Çünkü orada olmamın sebebi pekte iç açıcı değil, zaten şu an hasta yani yaralı olan o, benim ona bakmam lazım; onun bana değil.

Ona karşı neden hem kızgın hemde sevgi dolu hissediyorum ki ben, hemde aynı anda. Açıkçası onun kanlar içindeki halini gördüğümde içim burkuldu ve hala daha da öyle, ama şimdi uyandıktan sonra onun sözleri istemesem de bana dokundu. Acaba onu kurtaranın benim değilde, Yuri olmasını istermiydi..? Onun evinde olmayı, koluna sargıları onun sarmasını, ve eve getiriken Yuri'nin üzerinin onu kanı ile dolu olmasını mesela, ister miydi? B-bu demek değilki ben onu evime taşırken nefretle hareket ettim, aksine canını yakmamak için extra özen gösterdim. Çünkü koluna sayamayacağım kadar iğne, çivi ve onun gibi şeyler batmıştı. Onları bir kasenin içine koydum, b-belki sonra görmek isterse diye. Kolundaki cisimleri ben her çıkardığımda oradaki yaradan kan çıkıyordu, iki tane havlu ile kurulamama rağmen dizlerim kan içinde kalmıştı. Dizlerim diyorum, çünkü yanına bir sandalye çekmiştim ve kollarını sararken dizlerime koymuştum. Tabiki o bunu hissetmedi ya da hatırlamıyor çünkü ben onu bulduğumda da eve getirdiğimde de baygın gibiydi, ama canı yanınca hafifçe inliyordu. Bende canını yakmamaya çalışıyordum ama elbette tamamen yakmamak çok çok zor. V-ve ayrıca onun ağızından kan gelişini ve karnındaki tahta parçası gözümün önünden hiç gitmiyor, ne yapsam gitmiyor ve o an her aklıma geldiğinde gözlerim doluyor tekrardan.

Yastığıma daha da fazla sarılıyorum ve bir elimle de göz yaşlarımı siliyorum, aklıma gelen kötü anlar bitmiyor ki göz yaşlarım bitsin.. İlk gelen anı, MC'nin beni sildiği an..sonra Yuri ile MC'nin öpüşme sahnesi, en sonda şu an ki an, çünkü şu an da gayet hüzünlü bir an...İçimden, acaba MC Yuri ile öpüşürken MC nasıl hissetmiştir diye geçiriyorum, büyük ihtimalle iyi ve mutlu hissetmiştir diyorum sonrasında da. Ama ben kimseyi öpmedim ve bu nasıl bir his bilmiyorum, gerçi öğrenmeyi de isterim o ayrı. Değişik fantezelerinim olduğunun farkındayım ama kendimi MC'yi düşünmekten alıkoyamıyorum, onun acınası hali bile bana tatlı geliyor. Sonra da MC seni sevmiyor diyorum, o seni sevmiyor ve hiç sevmeyecekte aynı zamanda. Göz yaşlarım yine yanaklarıma iniyor ve ben yine nefessiz kalıyorum, düşünceler beni bir gün öldürecek galiba..

Ben yine ağlarken birden kapının oradan kaygılı ama tatlı bir se geliyor;


MC: M-Monika, s-sen iyi misin..?




(Selam benim tatlı keklerim, nasılsınız bakalım? Ben iyiyim ve bu bölümü beğendim, siz ne düşünüyorsunuz? Umarım sizde beğenmişsinizdir ve okurken keyif almışsınızdır, sağlıkla kalın ve hoşçakalın!)


-769 Kelime

Hep Böyle Kal, Tamam mı..? (Monika x MC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin