20 Mayıs 2021
Gözlerimi açtığımda çoktan sabah olmuştu . Bugünün tek güzel yani ağrılarımın ilaçlar sayesinde hafiflemiş olmasıydı . Yanımdaki koltukta uyuyan babama baktım uzun bir süre . Bütün anılarım yerine oturmaya başlamıştı . Babamla olan kötü anılarım da buna dahildi . Annem ile ettikleri kavgaları hatırlıyorum . Bize hiç vakit ayırmıyordu . Aklı fikri kariyerindeydi . Kariyeri batsın diye düşündüm içimden . Annem öldükten sonra biraz ara vermişti işlere . Bir hafta falan sürdü acısı , sonra yine işinin başına döndü . Bu yaşıma kadar beş dakika bile babamla vakit geçiremedim . Şimdi neden buradaydı çokmu umurundaydım sanki . İçimdeki kini bastırmaya çalıştım elimden geldiğince . Aradan yarım saat geçti babam da uyandı . Gözlerini açtığında ona baktığımı görünce başladı yalakalığa .
"Oğlum uyanmışsın"sarılmaya gelirken elimle dur işareti yaptım . Gözlerimden de sakın dediğimi anlamıştı . Olduğu yerde kalakaldı .
"Bırak bu palavraları çokmu umurundayım" şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyordu . "Ne bakıyorsun yalan mı ? Sevdin mi sen bizi . Annemi sevdin mi mesela çünkü en son ne zaman annemin mezarını ziyaret ettiğini hatırlamıyorum 5 sene olmuştur dimi baba." Gözlerinde en ufak bir masumluk aradım ama bulamadım . Zaten göremezdiniz Osman kara'ydı o masumluktan en uzak insan .
"O ne demek oğlum öyle" gözlerimi dikmeye devam edince pes etti . İşte görmeye alışık olduğum Osman Kara .
"İyi be ne halin varsa gör Funda ablan dışarıda onu gönderiyorum benim işin başına dönmem lazım . Eve gideceğiniz zaman da şoför bırakır sizi" tamda benim babama yakışır sözlerdi bunlar . 'defol git artık' bakışı atınca daha fazla duramadı ve odadan çıktı .İşi varmış işin batsın lan senin en kısa zamanda fakir kal inşallah diye geçirdim içimden . Bir insan bütün hayatını neden sadece mesleğine bağlardı . Hiç sevip sevilmeden yaşıycaksa yaşamasının bir anlamı var mıydı ?
"Oğluşum iyi misin" derin düşüncelerimi bozan sessizlik Funda ablaya aitti . Bu kadını babamdan çok sevdiğime yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım . Onu görünce bütün neşem artmıştı . Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle cevapladım .
"Değilim abla değilim" ona yalan söylemeyecektim . Tek derdimi anlatıp yanında rahat ağlayabildiğim insan oydu . Yüzünü burukluk kapladı ve bana sımsıkı sarıldı . Bir anne gibi sarılırdı her seferinde .
"Geçicek Rüzgar'ım geçicek sen pes etmezsin her zaman istediğini alırsın ben senin bacağının tekrar eski haline döneceğine inanıyorum bitanem" burukça gülümseyip tekrar sımsıkı sarıldım ve yaklaşık on dakika öylece ağladım .
Sonra onu daha fazla rahatsız etmek istemediğim için ayrılıp yatağa uzandım başımı okşadı kantine gideceğini söyledi ve odadan çıktı . Yanımda duran bilgisayarımı elime aldım . Arkadaşlarımın paylaştığı şeylere baktım . Hepsi mutlu mesut hayatlarına devam ediyorlardı beni aramamışlardı bile . Belki de aramışlardı telefonum neredeydi . Neyse Funda abla gelince ona sorarım diye düşündüm . Mesaj kısmına geldim . En üstte kuzey kişisinden 69 mesajınız var yazıyordu . Girdim ve okumaya başladım .
"Rüzgar iyi misin oğlum çok merak ediyorum seni" ah çocuk çıldırmıştır meraktan diye düşündüm .
"Hangi hastanedesin Rüzgar kimse hangi hastanede olduğunu bilmiyor" sanırım beni merak eden nadir kişilerdendi kuzey .
"Oğlum ölmedin dimi bak telefonuna ulaşamıyorum sen kolay kolay ölmezsin en azından güzel bir takımda basketbol oynamadan ölmezsin inadın inattır seni" son cümleyi okuyunca o kadar kötü olmuştum ki . Basketbol oynayamayacaktım . Hayalimi gerçekleştiremeyecektim . Boğazıma oturan o ağır şeyi hiç sevmiyorum . Herkese illaki olmuştur . Hiç ağlamayan insan yoktur herhalde dimi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2R
Ficção AdolescenteNormal , popüler ve lüks bir hayat süren Rüzgar'ın trafik kazası sonrası hafızasını kaybetmesi tüm popülerliğinin bitmesine sebep olur ve oda kendini bilgisayar kodlarına bağlar . Kendini yalnız hissettiği dönemlerde bilgisayarına bir virüs girer...