2. Bölüm "Boşluk"

252 54 49
                                    

19 Mayıs 2021

       Yaşadığımızı sandığımız her an , ölüme yaklaştığımız her dakika , sizi sevdiğini söyleyen insanlar , gelecek kaygısı , parayla değişen insanlar , güvensizlik , sizce hayat yaşamaya değer bir yer mi ?

     Yaşama amacımız ne bunu hiç sorguladınız mı mesela ?

      Dünyanın her hangi bir yerinde doğuyorsun . Belki zengin bir ailenin çocuğu , belki sokakta yaşamak zorunda olan bir çocuk , belki doğuştan engelli bir birey olarak dünyaya geliyorsunuz . Neden herkes zengin değil yada neden herkes sağlıklı değil ? Dünyanın adaleti sorgulanmak için can Atarken biz neden masumca ölmeyi bekliyoruz . Daha 18 yaşında öldürülen bir kız çocuğunu düşünün . Onun gelecek hayalleri , planları , sevdiği ve onu sevenler insanlar nasıl bir acıya mahkum bırakılıyor . Neden bir insan 100 yaşına kadar yaşarken diğeri 18 yaşında öldürülüyor ? Adaleti olmayan bir hapishanede yaşıyoruz . Koskocaman bir evren var ve biz ufacık bir gezegene hapis edildik . Bir nevi denek gibi hissedebilirsiniz kendinizi . Ortaya para denen aptal bir kağıt parçası çıkarılmış . İnsanlar bu kağıt parçası için birbirlerini öldürüyorlar . Halbuki her ikisi de güzel ve mutlu bir hayat yaşamayı hak etmiyor mu ? Hayat yaşamaya değer bir yer değil hiç birşeyi kafanıza takmadan eğlenebildiğiniz kadar eğlenin . Çünkü hayat üzülmek için fazlasıyla kısa .

      Gözlerimi yavaşca araladım . Tepemde beyaz pasparlak bir ışık duruyordu . Kafamı biraz sağa doğru oynatmaya çalıştım ama mümkün olmadı canım öyle bir yanmıştı ki ağzımdan ufak bir çığlık koptu . Sanki birisi balyozla kafama vura vura bana işkence ediyordu .

     "Oğlum iyi misin , doktor bey uyandı oğlum uyandı ." Yaşlı bir adamın sesiyle irkildim bu canımın daha çok yanmasına sebep oldu . Ona doğru gözlerimi diktim .
Elli li yaşlarda siyah bir takım elbise giymiş , saçları beyazlamaya ant içmiş , göz rengini tam seçemediğim bir adamdı .

Oğlum mu diye geçirdim içimden . Bu adam kim bana neden oğlum diyor ben neden buradayım bana ne oldu neden hiç bir şeyi hatırlamıyorum ? Allahım kafayı yemek üzereydim .

    "Sen kimsin ?" Sesim çıkmamak için yalvarıyordu ama zar zor olsa da çıkmayı başardı .

     " Ne ? Oğlum benim tanımadın mı baban ." Babam mı ne babam mıydı bu adam benim hiç birşey hatırlamıyordum . Vücuduma ağrı girmeye başladığında serumun sonuna yaklaştığını anladım ağrı kesicinin etkisi azalıyordu .

    "Babam mı ? Ben hiç birşey hatırlamıyorum ." Cümlemi bitirdikten sonra babam olduğunu iddia eden adamın gözleri kocaman olmuştu . Ağrılarım daha da bastırdığında dayanamadım ve ağzımdan bir çığlık daha koptu .

     "Doktor yokmu oğlum uyandı ama fenalaşıyor " korktuğu belliydi öyle bir bağırmıştı ki kulaklarım yerinden çıkacaktı.

Odaya iki hemşire olduğunu düşündüğüm kadın girdi biri bana sorular soruyor diğeri serumumu değiştiriyordu . soruların hiç birini anlayamadım çünkü ağrılarım daha da artmıştı lanet olası vücudum neden acı çekiyor ben neden hastane yatağındayım .

Vücudum ve bilincim uyuşmaya başladığında yeni serum takıldığını anladım bilincim yavaş yavaş kapanıyordu . Tam kapanmadan bir kaç konuşmaya kulak misafiri oldum .
   
    "Doktor oğlum beni hatırlamıyor bu ne demek oluyor ? " Korkulu ve aşırı hüzünlü bir sesle .
    
     " Bu tür kazalarda çok sık rastladığımız bir durum bu sizden ricam ona anılarını hatırlatacak fotoğraf yada eşyalar getirmeniz ." Doktor oldukça tecrübeliydi sanırım çünkü sesi oldukça sakindi sanki bir asırdır doktorluk yapıyordu .

     "Peki hazırlayabilecek mi doktor" sesi hala çok endişeliydi adamın .

     " Henüz birşey söylemek için çok erken " bilincimi daha fazla ayık tutamadım ve derim bir uykuya daldım .

     Birden uyandım . Ağzım bir anda yılan ağzı gibi büyüdü . Bu nasıl olabilirdi . Boşluktaydım , yatağım haricinde heryer simsiyahtı ben ve yataktan başka hiç birşey yoktu . Yataktan kalktım dolaşmaya başladım . Sorun olan şey sadece yürüyordum , ne bir ışık nede bir varlık vardı . Uzun bir süre böyle dolaştım . Cehenneme mi gelmiştim , cehennem böyle bir yer miydi ?
     
      Bir parıltı gördüm . Gittikçe aydınlandı , aydınlandı ve aydınlandı . Aydınlığın içinden bir kadın yürüyerek bana doğru yaklaşıyordu . Kumrala dönük saçları , yeşil gözleri , ortanca boyu tıpkı bir kraliçeyi andırıyordu . Sanmıyorum burası cehennem olamazdı cehennemde böyle güzel bir kadının ne işi olabilirdi ki.

    Yürüdü , yürüdü ve yürüdü . Tam önümde durduğunda nutkum tutulmuştu .
O kadar içten bir gülümsemesi vardı ki . Kimdi bu kadın neden buradayız diye düşünmeden edemedim . Birden "oğlum" dedi ve sarıldı . Oğlum kelimesi kafamda çınlarken birşeyler hatırlamaya başladım .

     Annemdi bu benim . Ona dair bütün anılarım yerine gelmişti ama onun dışında hiç birşey hatırlamıyordum . Ben çok küçük yaştayken vefat etmişti . Onu gördüğüme o kadar sevinmiştim ki o zaman öldüm ve cennete geldim annemle birlikte cennetteyiz diye geçirdim içimden .

     Burası cennetse annemle sonsuzluğa kadar bu boşlukta durabilirdim . Ama eğer bu bir rüyaysa yıkılırdım . Lütfen Rüya olmasın lütfen Rüya olmasın .

     "Seni çok seviyorum oğlum" dediğinde ona daha da sıkıldım onu o kadar çok özlemiştim ki göz yaşlarıma engel olamadım .

    "Bende seni çok özledim anne bende seni"
Evet çok özlemiştim onu yıllardır sadece rüyamda görüyordum ama bu sefer gerçek gibiydi .

     "Uyanmalısın oğlum hayata sımsıkı tutunmalısın" duyduğum sözler karşısında yıkılmıştım . Bu bir rüyaydı , ben birazdan uyanacaktım ve bu güzel anı kaybedicektim . Beni anlımdan öptü ve her yer beyaza büründü .

     Kısa bir süre sonra her tarafın beyaza bürünme sebebini anlamıştım . Doktor gözümü aralamış ışık tutuyordu . İrkilerek doğruldum . Ben irkilince doktorda korkmuş olucak ki iki adam geriye gitti . Ama korkusu fazla uzun sürmedi uyandığımı görünce yüzünde büyük bir gülümseme oluştu .

     "Rüzgar iyi misin evladım ?" Yaşlı ama bir o kadar sevecen bir doktor .

     "Bana ne oldu neden hiç birşey hatırlamıyorum ?" Elinde bir bilgisayar tutuyordu gözlerinde acır gibi bir hal vardı.
Saçma olan şey bilgisayar bana aitti buna emindim , bu benim bilgisayarımdı .

    "Trafik kazası geçirdin , bir motor yarışında ah siz gençler yokmusunuz" yüzünde ki gülümseme bir anda kayboldu sanki birşey hatırlamıştı . Gözü ayaklarıma kaydı ve gözünden bir damla yaş düştü .

    Onun bu halini görünce ayaklarıma baktım ve oynatmaya çalıştım . Olmuyordu sağ bacağımı hareket ettiremiyordum . İçimdeki ani korkuyla ağlamaya başladım .

     "Doktor bacağım oynamıyor . Hafızamı kaybettim şimdi bacağımı da mı kaybettim ben" o kadar içten ağlıyordum ki . Düşünsenize bir bacağınızı kaybediyorsunuz . Hayatınızın yarısı artık yok .
  
     "Birşey söylemek için erken Rüzgar şimdilik his kaybın var ama düzenli bir tedavi ile düzelebileceğini umuyoruz" kendisi bile inanmıyordu ses tonundan anlaşıldığı kadarıyla .

     Odaya babam olduğunu söyleyen adam girdi . Yüzünde koskocaman gülümsemesiyle . Belki de gerçekten babamdı , hafızamı kaybetmiştim hatırlamıyordum sonuçta . Yanıma oturdu bilgisayarı açtı ve bir sürü resim göstermeye başladı . O gösterdikçe anılarımı hatırlamaya başladım . Okul basketbol takım kaptanıydım şu ana dek . Gelecek hayallerim aklıma geldi . Onlar artık yoktu , ben bir bacağımı kullanamadan basketbol oynayamazdım .

     Babamdan dışarı çıkmasını uyumak istediğimi söyledim. Hüzünlü gözlerle bana baktı sımsıkı sarıldı ve iyi olmamı söyledi . Daha sonra arkasını döndü ve odadan çıktı.

     Benim bir hayatım kalmışmıydı ? Kaldıysa bile yaşamaya değer miydi ? Bacaklarıma bakıp hüngür hüngür ağladım saatlerce ve sonunda ağlamaktan yorgun düştüm ve derin bir uykuya daldım .

Devam edicek ....

    

2RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin