Yedinci Bölüm

27 4 2
                                    

Gün aydığı zaman her zaman huzurlu olurdum. Kuşların cıvıltıları, insanların sesi, sıcak yemek kokuları ve tabi ki çevremdeki sevdiğim insanların varlığı,
Hoseok

Hoseok ile küçüklüğümden beri arkadaştık. Hiçbir zaman aramızda tartışma sayılabilecek bir konu bile geçmemişti. Her şeyimizi bilir her düşüncemizi dile getirmeden anlardık, biz ruh ikiziydik..

Bugün uyandığımda sanki adadaki bütün dertler kafama girmek için sıraya girmişti. Her şeyi düşünüyordum,her ayrıntıyı.

Hoseok gece boyu sessizce ağlamıştı, beni rahatsız etmemek için. Ama gece boyu uyumamıştım, asla uyuyamazdım. Hava aydınlandığı zaman da ses etmemeye çalışarak yatağını topladı ve çıkmıştı.

Bir elim kafamın altında diğer elimde birbirimize verdiğimiz mavi rozetlere bakıyordum. Arkadaşlığımızın simgesi. Gözümden birkaç damla yaş aktı. O günü hatırladım. Beni kaldırımın oraya çağırıp buraya geleceğini söylediği zaman. Tereddüt etmeden onunla geleceğimi söylemiştim. Kalbim acımıştı, Jungkook'u bırakacağım için ama Hoseok benim için daha özeldi, öyle olmalıydı..

Daha fazla düşünmek istemediğim için yataktan kalktım ve rozeti tekrar cekmeceme koydum. Bugün revire gitmeyecektim çünkü izinliydim. Hoseok erkenden nereye gitmişti merak etsem de sanırım yine o adam ile buluştuğunu düşünmüştüm. Peki ya öyleyse acaba dün niye ağlıyordu?

Dolabından üzerinde palmiye ağaçları olan gayet güzel bir gömlek ve siyah dar pantolon giydim. Az kalsın unutuyordum, gözlük şarttı.

Sanki buraya tatile gelmiş bir turist gibi görünsem de pek takılmayarak dışarı çıktım. Tabi ki bungalow'a gidecektim..

Birkaç kere parfümümden sıktım, bu kokuyu Jungkook çok seviyordu. Kendime son kez baktım ve kapıyı açtım,
Hoseok?

Sanki hiçbir şey olmamış gibi oldukça mutlu şekilde karşımda duruyordu. Koluma girdi "ben de tam seni çağıracaktım." Ne olduğunu anlamayarak boş boş bakıyordum "Sen, ben ve Min Sung bugün yine sahile iniyoruz. Tatilimizin keyfini çıkartalım" yine şu adam..
"Ama Hose-" parmağı ile ağzımı kapattı. "itiraz istemiyorum. Bizi dışarda bekliyor"

..

Yol oldukça sıkıcıydı. Hoseok ve Min Sung denen adam sürekli flört ediyordu ve ben de arkada adaya bakıyordum. Şuan kesinlikle bungalow da olmak istiyordum, Tae ile..

"Evet, geldik" adam sonunda küçük kamyonete benzer arabayı park etti ve Hoseok'a inmesi için yardım etti. "Bugün çok eğleneceksin Jimin" içten olmayarak gülümsedim. Gelmiştim bir kere, anın tadını çıkartmak zorundaydım

"Min Sung'du değil mi?" Adam hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Hoseok da bahsetmiyordu. Madem görüşmüştük, birkaç şey öğrenebilirdim. "evet, sen de Jimin" gözlüğüm ile oynadım. "Tam olarak asker misin?" Yapma şekilde güldü ve ilk önce Hoseok'a sonra bana baktı.
"Tam olarak buradaki askerlerin başında olan generalim" anladım anlaminda başımı sallamistim. Uzatmaya gerek yoktu "ve unutuyordum, Tae'de benim emrim altında" kesinlikle yapmacıklığı kadar da egoist birisiydi. Neden Hoseok bu adamdan hoşlanmıştı karar verememiştim. Hiçbir şey demeyerek, ve Tae ile ne ima ettiğini anlamayarak devam ettim.

"Bugün hava çok sıcak aşkım"
"Seni nasıl serinletebilirim?"
Sapık..
"Hmm, bilm-"
Hoseok'un lafı tam da yarıda kesilmişti.
"Merhaba Min Sung, uzun zamandır görüşmüyoruz" sadece kalça kısmını küçük bez parçası ile kapatmış, göğüsleri açık ve sallanan bir kız gelmişti. Hepimizin de bütün dikkati oradaydı ama hoseok ve benimki alışık olmadığımız bu durum içindi. Esmer olan kız hiç rahatsız değil sürekli hareket ediyor ve Min Sung ile de oldukça yakınlaşıyordu. Min Sung da anlamlandıramadığım şekilde eli kalçalarında geziyor, sıkıyor ve güldükçe şaplak atıyordu. Gözü tamamen göğüsünde sürtüyor ve elliyor -bildiğiniz avuçluyor- ve en garip yanı Hoseok sesini çıkartmadan olanlari izliyordu.
"Demek öyle, ah seninle tanıştığıma memnun oldum Hoseok" hoseok nazikçe tam gözlerine bakarak elini sıktı
"Ben de memnun oldum Adele"
Demek adı Adeleydi. Bunu kaçırmış olmaliydim. Bana baktı ve içten gülümsemesi ile selam verdi. Ben de aynısını yaptım.

"Canım, o kız kimdi?" Canım mı? Hâlâ canım mı diyordu? Hoseok kesinlikle iyi değildi. "Sigara alışverişi yaptığım bir yerli hayatım" bana daha çok başka şeylerin alışverişini yapıyor gibi gelmişti ama konuşmama kararı almıştım. Hoseok'u üzemezdim.

...

Sonunda akşam olduğu zaman Min Sung bizi eve tekrar bırakmıştı. Hoseok ile vedalaşırken bakmaya daha fazla katlanamamıştım. Hoseok'un rahatsız olmadığını biliyordum ama ben pek bu konularda rahat değildim.

Sonunda eve girince kendimi direkt yatağa atmıştım. "Hoseok, sence o kıza fazla rahat değil miydi?" Hoseok bana bakmadan konuştu "o sadece erkeklerden hoşlanıyor Jimin" eminim o an şeyi kalkmıştı ama bakmamıştım. Buna midem kesinlikle dayanamazdı, asla..

Yatana kadar pek konuşmadık. Dünün konusunu da acmadim. Eminim kendisi hazır olduğunda bana dersini söyleyecekti. Biz dosttuk..

"İyi geceler Jimin" okuduğum kitaptan başımı kaldırdım. Çoktan uyuma pozisyonundaydi..

"İyi geceler Hoseok"

İkimiz de yataklarımıza sinmiş ve gözlerimizi kapatmıştık..



Sahildeki Kulübe × VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin