Draco ortak salonun bir köşesine oturmuş, eline aldığı kağıt kalem ile Quidditch takımlarının oyuncularını yazıyor ve değerlendiriyordu. Hangisinin "Kahve" olarak adlandırdığı anonimi olabileceğini çözmeye çalışıyordu.
"Gryffindor'u sil bir kere."
Kalemiyle Gryffindor takımının üstünü karaladı. Onlardan biri olamayacağını biliyordu, ordaki her bir öğrenciyle özel olarak uğraşmıştı.
"Slytherin'i de sil."
Çocuk onunla aynı binada olmadığını söylemişti. Geriye on dört kişi kalıyordu. Bunlardan kız olanları da sildiğinde kaldı sana sekiz kişi. Bu sekiz kişiyi bir inceledi.
Elvis Song
Drew Hanson
John Smith
Robert Pink
Jamie McDonald
Jeff Turner
Louis Styles
Riven JacksonBu kişileri zerre tanımıyordu ama tanıyacak, okuldaki tüm dedikodulardan haberdar olan birini tanıyordu.
"Bir dakika, şimdi sana iki anonim mi yazdı? Ve ben bunu şimdi öğreniyorum." dedi siyah saçlı kız şokla. Draco omuz silkti.
"Sormadın ki."
Kız ona bir surat yaptı. Listeye tekrardan bir baktı. "Şimdi, Styles ve Turner'i eleyelim, onların sevgilileri var. Vıcık vıcıklar. Jackson da olamaz, biliyorsun, o benim eski sevgilimdi ve hetero olduğuna eminim. Song da Gryffindor'dan River Williams'a platonik."
Draco başını salladı. "Geriye kalanlar: Hanson, Smith, Pink ve McDonald. Biraz bunlardan bahset."
Pansy elini çenesine koyup düşündü. "Hanson bildiğim kadarıyla biraz inek, genelde sessiz bir çocuk. Smith ise sosyal, genelde binası dışındakiler tarafından da seviliyor. Pink'e gelecek olursak, o tam bir playboy, şerefsizliğin vücut bulmuş hali. McDonald da normal, binasında arakadaşları var, çok bir özelliği yok. Sence hangisi senin "Kahve"ye daha uyuyor?"
Draco bir müddet sessiz kaldı. Kahve ile yazışmalarını iyi düşündü. Onun tavrını, söylediklerini... Sonra bu dörtlü ile karşılaştırdı.
Bakışları aydınlandı. Sanıyordu ki kim olduğunu bulmuştu.
"Hangisibolduğunu çözdüm."
Pansy el çırptı. "Çok güzel, kim?"
Draco ona cevap vermeden yanından ayrıldı.
"Dursana Draco, beni bekle." dedi kız ona yetişmeye çalışırken.
Draco ona cevao vermeden oştura koştura yatakhaneye giderken bir adet Blaise Zabini'ye tosladı. Blaise'nin telefonu elinden tam anlamıyla uçtu. Draco bir hassiktir çekti, Blaise'nin acısını hissetmişti.
Blaise anında telefonu yerden aldı ve kırılmış olup olmadığına baktı. Telefonun herhangi bir zarar görmediğine emin olduğu zaman rahat bir nefes aldı. Sonra öfkeyle Draco'ya döndü. "Lan Pezevenk bu telefon kaç para biliyor musun sen?"
Draco elini salladı. "Amaaan, amma naz yaptın. Çok istiyorsan sana yenisi alırım."
Blaise ona kötü kötü bakarken sarılı tekrar odasına koşmaya başladı. Odaya girergirmez yatağa koştu. Yastığının, yorganının altında hızlı hızlı telefonunu arandı.
"Nerde bu sıçtığımın telefonu?"
Yatakta bulamayınca komidine, sonra yatağın yakınlarındaki sandığa eğildi. İçini birazcık karıştırdığında son model telefonunu en sonunda bulmuştu. Birkaç şükür duasının ardından telefonu hemen açıp Kahve'ye mesaj attı.
Draco: Pışt Kahve
Draco: Kim olduğunu biliyorum
Cevabın gelmesi çok gecikmedi.
Kahve: Gerçekten mi?
Draco: Evet
Kahve: Bu çabuk oldu
Kahve: En azından bir iki hafta uğraşırsin diye düşündüm
Draco: Aşırı zeki olduğumu biliyorsun:)
Kahve: Hemen kendini öv zaten
Kahve: Salak
Kahve: Ay öleceğim galiba
Draco: Dur ölme hemen
Draco: Sen Jamie McDonald mısın?
Kahve: ...
Kahve: Hayır değilim djzbskdbkdbdjd
Draco: nE
Draco: Ne demek değilim
Kahve: Değilim işte
Kahve: O kadar da ip ucu vermiştim
Draco: Ama nasıl
Draco: Kimsin o zaman?
Kahve: Beni bul
Kahve: Ve bu sefer yanıma gel
*Kahve çevrimdışı*
Draco: YETER ARTIK ULAN ÇILDIRTTINIZ BENİ
Sonunda bölumu yazabildim. İstediğimden kısa oldu ama yapacak bit şey yok geldiğine dua edin.
Siz nasılsınız canlarım?
Ben aynıyım işte, haftalardır sol ayağımın üstüne basamıyorum, bir geçmiş olsununuzu alırım.
Haziranda okula gidiyormuşz galiba, hazır mısınız?
Valla vakalar hoplamazsa iyi.
Benim de konu tekrarı yapmam lazım. Bir dahaki sene için yazın kesinlikle konuları bir gözden geçireceğim, çünkü okul zamanı çalış(a)madığım oluyor. Bari konuları tam bilmiş olayım.
Bu arada Olivia albüm çıkarmış, gideyim de dinleyeyim.
Bir de, madem Kamil'in şarkısı tiktoka düşmüş, ben de Hayri'ninkini şuraya bırakayım.
Amma boş yaptım.
Neyse işte, bu gadar.
Sizi seviyoreeee
Güncelleme: LAN BEN BÖLÜMÜ ATTIM SANIYORUM DİYORUM NİYE KİMSE BAKMADI SABAHTAN BERİ ÜZÜLÜYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay mı, Kahve mi?《Drarry》
Fanfic"Çay mı, kahve mi?" Günlük hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan bir soru. Ama Draco ile bu soruyu çok daha farklı bir şekilde ele alacağız.