Kahve: Şıtt
Kahve: Hoop
Kahve: Noluyor sana
Draco: Ne
Draco: Ne oluyormuş bana
Kahve: Salak salak sırıtıyorsun
Kahve: Telefona bakarak
Kahve: Biri ile yazışıyorsun
Kahve: Kim o
Draco: Sen hayırdır
Draco: Beni mi izliyorsun?
Kahve: Şey.. evet
Draco: Sapık mısın be
Kahve: Şey... evet
Draco: Bi de utanmadan evet diyor
Draco: Puuu
Kahve: Sus konuyu değiştirme
Kahve: Aptal gibi sırıtarak kiminle konuşuyordun?
Draco: Kimseyle
Kahve: Öyle mi
Draco: Sana hesap mı vereceğim
Kahve: Pekala, pekala
Kahve: Sadece sordum
Kahve: Ama bu kadar gerildiğine göre özel biriymiş sanırım
Draco: Ne alakası var
Kahve: Çok alakası var
Kahve: Neyse, sanırım rahatsız ettim
Kahve: En iyisi daha sonra konuşuruz
Kahve: Tabi istersen
Draco: Dur bekle
Draco: Trip mi attın sen az önce
Kahve: Ne tribi
Kahve: Niye trip atayım ki şimdi
Draco: Bana öyle geldi
Draco: Kıskandın sanki
Kahve: Yani özel biri olduğunu kabul ediyorsun
Draco: Hayır
Draco: Ama sen kıskandığını kabul ediyorsun galiba
Kahve: Eh, doğrusunu istersen biraz kıskanmış olabilirim
Kahve: Peki, madem özel biri değil, neden onunla yazışırken sırıtıyordun?
Draco: Çünkü o bana OTP'min tatlı gelişmelerini iletiyordu
Kahve: Ne?
Draco: Hadi ama, en sevdiğin shipin tatlış anlarını okurken hiç sırıtmaz mısın?
Kahve: Buna inanmalı mıyım?
Draco: Sana yalan borcum mu var?
Kahve: Bildiğim kadarıyla yok
Kahve: Ama siz Slytherinli'ler çok iyi yalancılarsınız
Draco: Yalan söylemediğime emin olabilirsin
Kahve: Peki, inandım diyelim o halde
Draco: Neyseeee
Draco: Fazla benden konuştuk
Draco: Eee sen neler yapıyorsun
Yüzüne düşen kumral saçlarının arasından yarım ağız sırıttı oğlan. Telefonu kapattı. "Neden bunu kendi ağzınla sormuyorsun, Malfoy?"
Çocuk, arkasından bir kıkırtı sesi duydu. Adım sesleri birinin yaklaştığını işaret ediyordu. "Bunu planlamıştın, değil mi?"
Telefonunu bir kenera koyup arkasını döndü. "Eh, beni daha önce bulmanı beklemiştim ama sabırsızlandım ve ufak bir yardımın gerektiğine karar verdim."
Draco gülerek kafasını iki yana salladı. "Siz Ravenclawlı'lar, kendinizi çok zeki sanıyorsunuz."
"Ve öyleyiz."
Draco, çocuğun arkasına çevirdi gözlerini. Biraz uzaktaki duvara yaslanıp kollarını göğsünde birleşiren Pansy'e "eyvallah" bakışı attı. Kahve ile yazışırken aynı anda Pansy'e yazmış, ondan etrafa bir göz atıp kimlerin şu anda Whatsapp'ı kullandığını tespit etmesini istemişti. O da telefonda yazışan kişilerden Kahve olma olasılığı olan tek kişinin yerini ona göstermişti. Draco bunu yaparken Kahve'nin onu aradığını anlayıp kaçmasını önlemeyi amaçlamıştı fakat görünen o ki zaten Kahve de kendisini bulmasını istemişti.
"Alçak gönüllülük desen var."
Çocuk güldü. Yerinden kalkıp Draco'nun karşısında dikildi. "Tıpkı senin gibi, Draco Malfoy."
Draco pis sırıtışıyla karşısındakinin boncuk boncuk mavi gözlerine meydan okumayla baktı. "Ama ego bana yakışıyor, Drew Hanson."
Tirilaylayliiii tirilaylaylooom tirilaylayli tirilaylaylom tirilaylayliiiiii
Nasılsınız gençler?
Kahvemizin de kim olduğunu öğrenmiş olduk.
Bölümü nasıl buldunuz?
Şey, kızmayın ama ben bu ikisini azcık shipledim.
Ve geçen bölüm söylemeyi unuttuğum şeylerden biri şu: Harry'i Çay yapmamın sebebi her zaman çayı kahveye tercih etmemdi. Kahveyi nedense hiç sevmiyorum, kokusu bile tüylerimi diken diken ediyor. Bana çok acı geliyor yani. Ama bu Drew kötü biri demek değil, aksine bence çok seveceksiniz.
Neyse, iyi akşamlar kuzular.
Sizi seviyoreeeeeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay mı, Kahve mi?《Drarry》
Fanfiction"Çay mı, kahve mi?" Günlük hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan bir soru. Ama Draco ile bu soruyu çok daha farklı bir şekilde ele alacağız.