6 || all alone crying ugly

618 40 10
                                    

Jungkook'un çocukluğu
8-9 yaşlarındayken
_____________________

Jungkook ve annesi el ele doktorun odasından çıkmışlardı. Jungkook henüz çocuktu fakat bazı şeyleri anlayabiliyordu.

"Yine mi iyileşemeyeceğimi söyledi anne?" Küçük çocuk annesinin kabanını çekiştiriyordu.

Annesi derin bir nefes verip oğlunun boyuna yaklaşmak için eğilmişti. "Hayır tatlım. İyileşeceğini söyledi. Bize işe yarar kremler verdi, şimdi gidip alacağız ve sen de akşamları uslu bir çocuk olup sürmeme izin vereceksin. Anlaştık mı?"

Jungkook başını aşağı yukarı sallamıştı. Annesini mutlu etmek istiyordu.

Jungkook'un bir tür deri rahatsızlığı vardı. Cildi tuhaf bir şekilde en ufak bir temasta kızarıp kabarıyordu. Kızaran yerler deli gibi kaşınıyordu ve Jungkook buna dayanamadığından bazen kanayana kadar kaşıyordu. Neden olduğunu bilmiyorlardı, doktorlar genetik olduğunu ve yalnızca kremlerle kaşıntısını azaltabileceklerini söylüyorlardı. Kesin bir çözüm getiremiyorlardı.

Jungkook küçük yaşına rağmen pek çok hap kullanmıştı, ilaçlar ve kremler kullanmıştı. Bir türlü bu hastalık boyuntudaki rahatsızlıktan kurtulamıyordu.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi okulda, parkta karşılaştığı çocuklar onunla dalga geçiyorlardı. Jungkook zorbalığa uğruyordu.

Okulda pek çok kez kıstırılmıştı. Genelde ondan büyük çocuklar olurdu Jungkook'a zarar verenler. Onu bir köşede kıstırır ve kollarını açıp sertçe kaşıyarak canını yakarlardı. Onlar canavardı, bundan zevk alır gibi bir halleri vardı.

Kimisi Jungkook'a bu şekilde zorbalık ediyordu, kimisi ise ona dokunmadan sözleriyle zarar veriyordu. Jungkook'a yaklaşırlarsa hastalığının onlara da bulaşacağını söylüyorlardı, ona dokunanın onun gibi bir ucube olacağını söylüyorlardı. Tüm bunları Jungkook'un duyması umurlarında değildi.

Birkaç kez okulun velilerinden Jungkook'un annesine şikayet gelmişti. Bulaşıcı olup olmadığını sorup duruyorlardı, annesi defalarca bulaşıcı olmadığına dair doktor raporu getirmiş olsa dahi. Jungkook'u okuldan almalarını söylüyorlardı.

Açıkçası o canavar çocukların annelerinin ne dediği Jungkook'un umrunda değildi. Onu asıl üzen annesiydi. Annesi, Jungkook'u savunmuyordu. O çocukların annelerine "Haklısınız, ben olsam ben de endişe duyardım." gibi cümleler kuruyordu.

Annesi, Jungkook'u sevdiğini söylüyordu. Fakat onu sevdiğin söylemesine rağmen neden yaz mevsiminin yakıcı sıcağına rağmen uzun kollu kıyafetler giydiriyordu? Böyle olunca oldukça terliyor ve bu durum cildini daha da mahvediyordu.

Annesi, Jungkook'u sevdiğini söylüyordu. Fakat neden onu sevdiğini söylemesine rağmen ortaokulda Jungkook'u okuldan almıştı? Neden evde eğitim almasını sağlamıştı?

Annesi, Jungkook'u sevdiğini söylüyordu. Fakat neden onu eve kapatmıştı? Ortaokuldan itibaren arkadaş nedir görmemişti. Dışarı çıkıp oyun oynamasına izin verilmemişti.

Jungkook annesinin; sevginin arkasına sığınarak ondan kaçtığını hissediyordu. Annesi, oğluna olan sevgisini kullanıyordu. Bunu Jungkook'tan saklanmak, Jungkook'u saklamak için bir araç olarak kullanıyordu.

Annesi ve babası devamlı bu mesele yüzünden kavga ediyordu. Babası, Jungkook'u bu şekilde kapatmanın yanlış olduğunu söylese de bir yandan kendisi de korkuyor ve utanıyordu. Çok dayanamamışlar ve boşanmışlardı. Babası kaçmıştı.

Annesinin onu eve kapatmasından sonra Jungkook iyice içine kapanmıştı. Hayattan aldığı zevk her geçen gün azalıyordu, sevdiği şeylerin sayısı giderek düşüyordu. Bir süre sonra Jungkook gülmemeye başlamıştı.

Liseye başlama yaşına geldiğinde gittikleri bir doktorun tedavisi ile Jungkook'un deri hastalığı iyileşmeye başlamıştı. Artık daha az kızarıp kabarıyordu ve Jungkook bunu saklayabiliyordu. Bu nedenle lisede okula gitmeye başlamıştı.

Fakat Jungkook, eskiden olduğu kişi değildi. Bambaşka biriydi. İlkokulda yaşadığı okul deneyimi onun travmasıydı, gecelerini mahveden bir kabustu. Liseye başlarken böyle bir şeyin yaşanmasına izin vermeyeceğine dair kendi kendine yemin etmişti.

Lisede bir tane bile arkadaş edinmemişti. Kimse ile konuşmuyor, her türlü sohbeti beş dakikadan kısa tutuyordu.

Hal böyle olunca annesi bu sefer onu psikologdan psikolağa götürmeye başlamıştı. Annesi her psikolağa oğlunun hasta olduğunu ve iyileştirmeleri gerektiğini söylüyordu.

Jungkook en sonunda annesine bakıp şöyle düşünmüştü: Annesinin sevgisi yalandı.

Sevgi yalandı.

Annesi de babası da sevgilerini Jungkook'a karşı kullanmışlardı. Korkularını gizlemek istemişlerdi.

Annesi ne kadar uğraşırsa uğraşsın hasta olduğunu düşündüğü oğlu iyileşmiyordu. İlerleme kaydetmiyordu. Bir gün annesinin bir arkadaşı onun umutsuz vaka olduğunu söylemişti, annesi buna oldukça inanmış olacaktı ki çok geçmeden intihar etmişti.

Annesi, öldüğü günden bir önceki gün bile oğluna onu sevdiğini söylemişti.

Jungkook korkmuştu. O halde annesini öldüren, annesinin oğluna olan sevgisi miydi?

Jungkook sevgi nedir öğrenmemişti. Çünkü hayatı boyunca onu sevdiğini söyleyen insanlar sevgiyi yalnızca saklanmak ve saklamak için kullanmıştı. Jungkook sevgi denen duygu ile yanlış tanışmıştı.

Jungkook hayatı boyunca yalnız yaşamaya mahkum olduğunu düşünmüştü.

~

bölümü yazarken kalbimden koca bir parça koptu ;(

healing | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin