13 || yellow lights

503 38 9
                                    

Hafta sonu tatilimizi Jungkook'un evinde geçiriyorduk. Televizyon öylesine açıktı, izlemiyorduk fakat arkada ses olması daha rahat ve daha ev ortamındaymış gibi hissettiriyordu, küçük detaylar günü güzelleştirirdi. Jungkook sırtını koltuğa yaslar pozisyonda yerde oturuyor, bir yandan dizinin üstüne koyduğum başımda parmaklarını saçlarım arasında gezdiriyor ve bundan keyif aldığını söylüyordu.

"Biraz daha devam edersen cidden uyuyacağım." demiştim kısık çıkan sesimle. Yumuşak dokunuşları beynime adeta bir ninni tınısında iletiliyordu.

Güldüğünü duymuştum. "Uyuyabilirsin."

Yanağımda aniden hissettiğim sıcak dudakları baştan aşağı titrememe sebebiyet vermişti. Kafamı Jungkook'un yüzüne çevirip sahte bir sinirle konuşmuştum.

"Beni böyle her istediğinde öpemezsin."

Bir zamanlar onun bana söylediği cümleyi söylediğimde gülümsemişti. Başını eğerek dudağıma yaklaşmış ve öpüp çekilmişti.

"Öperim."

Tam o anda kapının çalınma sesini duymuştuk. Benim şaşırdığım kadar Jungkook'un da şaşırdığını görebiliyordum.

"Her kimsen umarım mantıklı bir sebebin vardır."

Tek kaşımı kaldırarak sormuştum. "Birini mi bekliyordun?"

Olumsuz anlamında başını sallıyordu. "Bu evin zilini senden başka kimin çaldığı görülmüş?"

Alayla sorduğu sorunun aslında bir cevabı olduğu gerçeği aklıma geldiğimde dişlerimi sıkarak konuşmuştum. "Yunhee."

Hızlı adımlarla kapıya ilerlerken Jungkook üzerimdeki gömleği tutup çekiştiriyordu. Sakin olmam için beni durdurmaya çalışıyordu fakat sinirlerim daha da tepeme çıkıyordu.

Kapıyı açarken "Eğer Yunhee bozuntusuysa yemin ederim onu buradan ülke dışına süreceğim." demiştim.

Fakat gelen Yunhee değildi. Pardon, gelenler.

"Açmanız amma uzun sürdü be kızım." diyen Soojin elindeki abur cubur dolu poşetlerle içeri girmişti.

"Umarım bölmemişizdir." demişti Yoongi.

Ardından Jiah, Jimin, Namjoon ve Taehyung içeri girmişti. Kapıda ne olduğunu anlayamayan Jungkook ve ben birbirimize bakıyorduk. Jungkook oldukça şaşırmış görünüyordu.

"Ben çağırmadım. Yemin ederim ben değilim bu sefer."

Jungkook'un şaşırmış yüz ifadesi hala varlığını korurken onlar çoktan salona geçmişti bile. Yanlarına gittiğimizde yaptığım ilk iş onları soru yağmuruna tutmaktı.

"Burada ne işiniz var? Daha da önemlisi Jungkook'un evinin adresini nereden biliyorsunuz?"

Soojin cevaplamıştı. "Sana buluşalım dediğimde Jungkook ile olacağını söylemiştin. Ben de hep beraber olalım dedim, iyi yapmışım değil mi?"

Aptal gülümsemiyle bana bakan Soojin'e diyecek söz bulamıyordum doğrusu. Burası benim değil Jungkook'un eviydi. Rahatsız olup olmayacağını nereden biliyordu? Benim arkadaşlarım oldukları için Jungkook'a karşı mahcup hissediyordum. Ben Soojin ile konuşurken diğerleri getirdikleri kızarmış tavukları, içecekleri çıkarıp masaya diziyorlardı. Jungkook ise bir şey söylemeyi tercih etmiyordu.

Derin bir nefes vermiştim. "Peki evi nereden buldunuz?"

"Bir keresinde sen, Yunhee bir kere daha Jungkook'un evine gelirse bacaklarını kıracağını söylemiştin ya, o yüzden Yunhee'yi arayıp adresi rica ettim."

Soojin'in bu söylediğinden sonra çaktırmadan Jungkook'a bakmıştım. Tek kaşını kaldırmış ne demek bu dercesine bana bakıyordu. Masumca gülümsemiştim fakat kesinlikle bunu daha sonra soracak ve saatlerce dalga geçecekti.

"Masaya gelin! Yumulalım!" demişti Taehyung.

Soojin sevinçle masaya oturduğunda tek ayakta kalan ben ve Jungkook'tu.

"Aç mısın?" demiştim durumu kurtarmaya çalışarak. Günü kesinlikle bu şekilde planlamamıştık.

"Bacaklarını mı kıracaksın?"

Gözlerimi devirmiştim. "Ona mı takıldın? Otur da yemeğini ye."

Daha uzatmadan masaya oturmuştum, Jungkook da gelip yanıma oturmuştu. Oldukça kalabalık bir masamız vardı. Daha önce Jungkook ile böyle bir ortamda bulunmamıştım ve şu an bunun keyfini çıkarmak istiyordum. Her şey mükemmel gözüküyordu. Soojin'e ne kadar kızsam da yaptığı şey için oldukça minnettardım.

Birlikte kızarmış tavuk yemiştik, sonra hep beraber ortalığı toparlamıştık. Jungkook'un küçük evinde bu kadar kalabalık iken hareket etmek zorlaşıyordu ve bu durum her şeyi komik bir hale getiriyordu. Jungkook, yemek yerken konuşmasa da sonradan Yoongi ve Taehyung ile anlaşabildiğini görmüştüm. Oyunlar oynamıştık, televizyon açıp kişileri taklit etmiştik. Sıradan bir arkadaş grubuyduk. Ve artık Jungkook da buna dahildi. Yakın arkadaş ilişkisi kurmanın ilk adımıydı bu.

Şimdi her şey mükemmeldi.

healing | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin