Günlerce denedim ama o silinen yazıları geri getiremedim. Lotus cadısı kim olabilirdi düşünmem gerekiyordu. Belki de bu bir işaretti onu kendim bulmam gerekiyordu. Lotus cadısı hakkında kitap bulmak için kütüphaneye geri gittim ve araştırmaya başladım. Fakat onun adına hiçbir kitap yoktu. Sadece elimde olan kitap vardı. Çaresizce ormana doğru yürüdüm. Lotus cadısını nerden bulacaktım. Bana ne öğretecekti çok merak ediyordum. Suyun kenarında oturup düşünüyordum. Sonra birden suyun üstünde bir lotus çiçeği gördüm. Burası bir bataklıktı. Düşünmeye başladım. Lotus çiçeği bataklıkta yetişiyordu ama bataklıkta yetişmesine rağmen dünyadaki en temiz bitkiydi.O zaman bu kişi şeytanların arasında büyümüş biri miydi? Eğer şeytanların arasında büyümüşse bu kişi benim ailemden biri olabilirdi. Çünkü bu güç bana ailemden geçmişti ve bu güç baba tarafımdan geliyordu bana.Babamın ailesini düşünmeye başladım. Babaannem yıllar boyunca şeytanlarla savaştığımızı söylemişti. Buralarda akrabalarımın hepsi şeytanın gazabına uğrayıp mücadele etmişlerdi fakat hiçbiri genç değildi.Düşünmeye başladım bu uzakta olan biriydi.Evet bulmuştum bu halamın kızı olmalıydı. Çünkü onun başına bir şeyler geldiğini duymuştum ve çok uzakta olduğu için onla çok muhabbetimiz yoktu.Hemen eşyalarımı toplayıp çantama doldurdum ve anneme onları ziyarete gitmemiz gerektiğini söyledim. Annem çok şaşırmıştı orası çok uzak olduğu için bunun mümkün olmadığını söyledi. Çok üzülmüştüm peki oraya nasıl gidecektim düşünmeye başladım. Sonra aklıma birden bir fikir geldi belki benim oraya gitmeme gerek kalmaz o buraya gelir diye düşündüm.Ama durduk yere geleceğini düşünmüyordum bir olay olursa ancak o zaman gelebilirdi. Onu buraya getirtecek ne olabilirdi düşünmeye başladım.Bir olay olmalıydı ancak o zaman buraya gelebilirdi.Fakat yalan söylemek istemiyordum o yüzden biraz beklemeye başladım belki kader onu buraya getirebilirdi.Üzerinde çok düşünmeden olayları akışına bırakmaya karar verdim.Tüfekle tüm şeytanları öldürüp bu lanetten kurtulmak istiyordum. O sırada tesadüfen babam eve bir tüfek getirmişti. Arkadaşının hediye ettiğini söyleyip duvara asmıştı. Fakat o tüfekte garip bir şey sezmiştim babam onu getirip duvara asarken
-Bu tılsımlı bir tüfekmiş arkadaşım bana hediye etti. Bunu sakın kullanmayın başımıza bir şeyler gelebilir.
Annem şaşkınlıkla babama bakarak
-Bunu niye getirdin evimize ben evimde silah istemiyorum Jack
-Merak etme hayatım içinde kurşun yok fakat herkesin elinde çalışmıyormuş sahibinin elinde çalışan çok özel bir tüfekmiş o yüzden buraya getirdim
Sahibinin elinde çalışan özel bir tüfek mi? Tam da tüfek üzerinde düşünürken bu tüfeğin eve gelmesi beni çok şaşırttı. Bunu kullanmamız yasak olduğu için tüfeğe hiç dokunmadık fakat önce lotus cadısını düşünmem sonra lotus çiçeği görmem sonra tüfeği düşünüp tüfek görmem çok garibime gitmişti. Bunlar ne anlama geliyordu anlayamamıştım.Gece boyu lotus cadısına nasıl gideceğimi düşündüm fakat şehrimden çıkmam için büyücülerden izin almam gerekiyordu.Bunların üzerinde çok düşünmeyerek uykuya daldım. Rüyamda bir düğündeydim ve orada lotus cadısını görmüştüm bana gülümseyerek tüfeği uzatıyordu o sırada kalabalıklar arasından bir insan bana kırmızı gözleriyle bakıyordu.Onun şeytan olduğunu anlamıştım. Tüfeği ona doğru uzattım ve ateş ettim. Tam on ikiden vurmuştum onu. Lotus cadısı bana bakarak
-O şeytanı vurduğun anda senin yanına geleceğim dedi.Aniden uyanmıştım. Tüm bunlar ne demek oluyordu. Ben o tüfekle bir şeytanı mı vuracaktım kafam karışmıştı.O sırada annem yanıma gelip yarın akşam akrabamızın düğünü olduğunu ve ona gitmemiz gerektiğini söyledi. Çok şaşırmıştım ne diyeceğimi bilemedim kader teker teker gerçekleşiyordu...
