2-uyan taklacı, daha yaşanacak günlerimiz var

102 11 7
                                    

Mezar Turizm, İşaretler

31 Ağustos 2021PazartesiCinayetten bir saat sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

31 Ağustos 2021
Pazartesi
Cinayetten bir saat sonra

Ankara'da cehennem sıcağı vardı.

Tasvirlerde hep Ankara'nın kışlı bir sabahı diye başlardı romanlar, öyküler ve hatta şiirler. Yılmaz Erdoğan'a göre Ankara'ya kar yakışıyordu, Faysal'a göre ise güneş. Faysal, sıcağı seviyordu. Az kıyafet, soğuk bir bira ve yalnız bir yaşam.

"Nazlanma be kızım! Vaktim yok, gel bir an önce..."

"Neden olmayacakmış vaktin?" Faysal'dan birkaç yaş büyük, esmer kadın üzerindeki beyaz geceleğinin kuşağını çözerken bacaklarını iki yana doğru açtı ve Faysal'ın kucağına sert sayılabilecek şekilde oturdu. Yanaklarını parmaklarının arasına alırken uzun tırnakları yüzüne batmıştı. "Benim için vaktin yok mu gerçekten Faysal?"

"Var, var tabii ki güzelim..." Faysal heyecanlandı, hayır daha çok sabırsızlanmıştı. Gömleğini tamamen çıkarıp zaten dağınık yatak odasında herhangi bir yere attığında artık üzerinde sadece iç çamaşırı ve boynundaki künyesi kaldı. "...Oyun oynamak istiyorsan, tamam."

Faysal kadını kucakladığı gibi yatağa fırlatırcasına attı. Eliyle sütyeni yırtarcasına çıkarırken uzanıp boynuna gömdü başını. Tek eliyle bileklerini yatağa bastırırken geriye çekilip şöyle bir kadına baktı. "Çok güzelsin... "

Kadın kıkırdadı. "Faysal..."

"Seyhan!"

Faysal sanki bir iğne batmış gibi yerinden hoplarken kadın hemen kalkıp sütyenini bile aramadan az önce üzerinden çıkardığı geceleği apar topar giydi.

"Seyhan!"

Ses o kadar gür ve hırs dolu çıkıyordu ki Faysal şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı.

"O kim?" Diyebildi sadece.

"Selçuk! Allah kahretsin ya!"

Faysal'ın ağzı bir karış daha açıldı. Çenesi düşecekti neredeyse.

"Ama...Hani haftaya dönecekti?"

"Ne bileyim ben!" Kadının eli ayağına dolanmıştı. Adamın sesiyle apartman inliyordu. "Gelmiş işte, kaç! Öldürür seni, cesedin çıkar bu evden!"

Faysal'ın öldürebileceğine dair kesinlikle bir inancı vardı. Mahallede adı bile çıkmıştı adamın, Yamyam Selçuk derlerdi. Herkes illallah ederdi. Faysal birkaç kez evlerine beyaz eşya ve televizyon tamiri için gelmişti, daha sonra Yamyam Selçuk yokken de gelmişti ve bunda karısı Seyhan'ın çok büyük bir etkisi vardı! Yürek mi yedin diyordu Faysal kendi kendine ama kendini tutamıyordu da. Selçuk'un delirmesi gayet normaldi çünkü Seyhan su gibiydi su! Mahallenin tüm erkekleri şayet Selçuk olmasaydı kapısında kul köle olurdu. Faysal Selçuk varken bu riski almıştı ve tam olarak şu ana kadar pişman değildi bu aldığı riskten.

SEÇKİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin