çemberden çıkamayışın hikayesi (prolog)

101 16 13
                                    

Haramiler, Drama Köprüsü

Ruhlar var ateşlerin arasında, her biri yakalanmış kendisini yakacak olana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhlar var ateşlerin arasında, her biri yakalanmış kendisini yakacak olana.

İlahi Komedya, Dante Alighieri

"Arden, Arden, Arden...Kimsin sen?"

Arden, hangi günahın bedelsin sen?

Arden, hangi yasağın meyvesisin sen?

Arden, hangi aşkın harcananısın sen?

Arden, tek bir gece yeter bambaşka olasılıklar için.

Bugün eski hayatının son gecesi.

Ellerini ovuşturdu, dudaklarına yaklaştırdı. Üfledi, nefesi bile buz kesmiş oğlanı ısıtmaya dört duvar yetmedi.

Arden'in ela gözleri gaz lambasındaki sarı ışıkla beraber açılırken sıcağa doğru bir adım attı. Sobanın yanına, duvara düşen kısa gölgesine baktı. Faturaları ödeyecek para olmadığı için yine elektrikler kesilmişti.

Elini kaldırdığında kapkara gölgesi de onunla aynı işlemi yaptı. Arden elini yumruk yaptı, sonra açtı. Bu işlemi birkaç kere tekrar etti. Sobanın çıtırtıları sessiz evin içini dolduruyor, ıssızlığın ortasında bir varlık gösteriyordu.

Tek göz gecekondunun tam ortasına kocaman ve eski, eski olduğu kadar ağır bir döşek atılmıştı. Orada kız kardeşiyle beraber uyuyordu. Duvara yaslanmış yeşil çekyatta ise anne ve babası.

Aynaya bakmaktan farksız diye düşündü Arden. Aynaya bakmaktan farksız, senin mi değil mi bunu ancak ve ancak tanrı bilir.

İnce camlar zangır zangır titrediğinde dışarıdaki rüzgarın uğultusu içeriye değin ulaştı. Hemen ardından bir yağmur bastırdı.

Pencerenin kenarlarından ince ince su sızarken birkaç damla yere de düştü. Başındaki eşarbı omzuna düşmüş genç bir kadın - henüz otuzu yoktu- beyaz bir bezi odadaki tek pencerenin kenarına bastırdı, bez suyu emdi fakat fazla dayanmazdı.

Pencere titriyor, her seferinde kırılacakmış gibi sarsılıyor fakat hiçbir şey olmuyordu. Yağmur damlaları o kadar sert vuruyordu ki camlara, çıkan ses bir tomar bilyeyi aynı an da avuçlarının içinden, aynı camın yüzeyine bırakmak gibiydi.

Arden, kimin hatalarının bir bedelisin sen?

Akan burnunu çekti, üzerinde onun bunun eskisi olan kıyafetler ve beyaz bir süveter vardı. Tişörtünün kollarını avuçlarına kadar çekti. Camlar bir kez daha titrediğinde korku dolu bir ses işitti. "Abi," dedi tiz bir ses. "Korkuyorum, ne olur gel."

SEÇKİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin