3-tanrıyı gökte ararken yerde bulmak

64 5 4
                                    

Replikas, Yaş Elli
Kuan, Al Cenneti Çal Başına
Nick Cave & The Bad Seeds, O Childeren

Rüşvetçi politikaları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk kurban değil, suç ortağıdır.

George Orwell

Başlamadan ufak bir not: Mahir'in sevgilisinin adıyla, kitapta geçen bir başka karakterle karıştırılmaması için ilk bölümde bahsi geçen Cahide karakterinin adı değiştirildi. Karışıklık olmaması için belirtmek istedim.

Arden Öztornacı

Her yeni doğanda, dünya üzülürmüş.

Kusamadığınız şeyler midenizi bulandırır durur zira. İçinizden atmak isteyip de atamadıklarınız karnınızı ağrıtır durur.

Vaziyet böyleyken her ölende de, mutlu olurmuş. Yıllar sonra yeni doğandan bir kemik bile kalmadığında, bir nebze kusmuş olur dünya.

Dünyanın sonu, içine alma ve toprağa verme dengesi bozulduğunda gelecek sanıyorum. Yeni doğanlarla ölenlerin oranı tutmadığında.

Kaynaklar kıt, arzular sonsuz. İktisatta ilk öğretilen şeydir bu. En azından bir düşüncede.

İktisat, bu vahim duruma çözüm arar.

Henüz bulamadı.

Sonsuz olan ihtiyaçlar değil, arzular Arden.

"Savcım?"

Duruşum değişmedi, sadece gözlerimle baktım polis memuruna. Ellerim iki yanımda salınmış, dik bir duruşla karşımdaki evin kapısına bakıyordum. Yedi numara yazıyordu tokmağın tepesinde. Tokmak demişken, bir süs asılmıştı tokmağa. Süpürge desem değil, çelenge benziyor amma...Bilemedim. Mahir'in işi değildir elbet, sevmez o böyle şeyleri. Asiye ısrar etmiş olabilir. Bunu öğrenmenin bir yolu varsa da, diğer bir yolu yok. Mahir öldü, sormak için çok geç.

Mahir hayata dönüp tek bir sorumu yanıtlayıp geri ölecek olsaydı, bana böyle bir şans verselerdi ona bunu sorardım. Hiçbir şeyi değil, yalnız bunu.

Mahir derdim, tokmağın tepesine ne astınız oğlum? Her neyse bu, kim astı peki?

"Daldınız gittiniz, kapıyı açayım mı?"

Derin bir nefes verip başımı salladım sıkkınca. Memur sarı şeritlerin altından geçip kapıya ulaştı. Daire hâlâ inceleniyordu ve giriş çıkışlar yasaktı. Yalnızca polis yetkilileri ve davanın savcısı girebiliyordu. Üç hafta geçmişti Mahir Egeli'nin cinayetinin ardından.

Davayı bana vermişlerdi.

"Gidebilirsin, Eren. Ne olur ne olmaz bina girişinde bekle ama. Gireni çıkanı kontrol et."

"Nasıl isterseniz Sayın Savcım, buyurun."

Evin içine doğru bir adım attım, sonra bir adım daha. Kapıyı ardımdan kapattığımda dışarıdaki tüm sesler kapının ardında kaldı. Ev kuzey cepheydi, pek güneş almıyordu belli ki çünkü öğlendi ve koridorlarda tek bir ışık emaresi yoktu. Evin içinde ilerlemeye başladığımda ayağımla bastığım parkeler oynuyor gibi hissediyordum ama bu bir yanılgıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEÇKİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin