/3. Kişi Bakış Açısı/
Karasuno'nun turnuvalardan önce yaptığı son antrenman maçı bitmiş, takım maç öncesi dinlenmek ve tekrar buluşmak için son kez dağılmıştı.Herkes yaklaşan maçlar sebebiyle heyecanlı ve stresliydi. Üçüncü sınıflar son yılları olduğu için beklentileri yüksekti, ikinci ve birinci sınıflar ise kendilerinden beklenenleri karşılamayı ümit ediyorlardı.
Çıkışta hep birlikte, Ukai Sensei'nin bakkalından yiyecek bir şeyler aşırmışlar ve "maç öncesi kıyağı" diyerekten ödeme faslını es geçmişlerdi.Ukai buna ilk başta homurdansa da sonradan gülerek razı olmuştu.
Sugawara, Daichi ve Asahi'ye derste duyduğu saçma dedikodular hakkında heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Kageyama ise Sugawara konuşurken duyduğu "palavra" kelimesinin ne anlama geldiğini Yamaguchi'den öğrenmeye çalışıyordu.
Tanaka ve Noya her zamanki gibi grubun en önünde ilerliyor, arada sırada yürürken amuda kalkmaya çalışıp birbirlerine "o iş öyle olmaz böyle olur" nidaları veriyorlardı.
Kageyama'nın yanında şaşırtıcı derecede sessizce yürüyen Hinata göz ucuyla Tsukishima'ya baktı.-Sessiz olmasının nedeni belki de onu düşünmesiydi-
Uzun bir süredir araları eskisinden çok daha iyi, aynı zamanda garipti de.
Tsukishima beklenmedik derecede nazikti ve nadiren de olsa kendisine Jay Gatsby'nin Daisy Buchanan'a davrandığı gibi davranıyordu.Bu tamamen beklenmedik bir şeydi ve Hinata dahil takımdaki herkes çoğu zaman olan biten her şeyi büyük bir şaşkınlıkla seyrediyordu.Hinata sıkışan göğsünü gözardı ederek gülümsedi ve yavaş adımlarla grubun en arkasında yürüyen Tsukishima'ya doğru döndü.
Hinata'nın bir süre sonra Tsukishima'nın yanına varacağını bildiği için takımdaki herkes, Hinata geri adım attığı anda birbirlerine kaş göz hareketi yapmıştı.
Arkada kalan ikiliyle aralarını açmak ve onları yalnız bırakmak için daha hızlı yürüyorlardı.-Tanaka, Noya ve Kageyama'nın meseleyi çözmesi zaman aldığı için Sugawara genellikle bu üçünü peşinde sürüklüyordu.-Kendi kendine müzik dinleyip sessizce yürüyen Tsukishima, yanına gelen Hinata'yı gördükten sonra tek kulağındaki kulaklığı çıkardı ve hafifçe gülüsümsedi.Artık aralarında garip bir bağ olduğu için "ne yapıyorsun, nasılsın" faslını direkt geçiyorlardı.
Tsukishima her zamanki gibi elindeki kulaklığın sağ tarafını Hinata'ya uzattı ve sol tarafını kendine taktı. Aralarındaki boy farkı çok uzun olduğu için Tsukishima hafifçe eğiliyordu.
Hinata duyduğu melodiyle tebessüm etti,son birkaç haftada Tsukishima'nın
müzik listesini hatmetmişti ve çoğu şarkıyı severek dinliyordu.«Living Life, In The Night. Bu da çok güzel», dedi Hinata. Tsukishima karşılık olarak hafifçe tebessüm etti ve gözlüğünü düzeltti.
«Artık kulaklığıma musallat olduğun için sevmek zorundasın küçük karides.»
«Sen bu karides lafına çok alıştın yalnız.Hoşuma gitmedi.»
«Küçük ve kırmızı. Daha iyi bir kelime olamazdı gerçekten.»
«Çok komik.»
Aralarında konuşup gülen ikiliyi hızla geride bırakan Karasuno takım üyeleri, onları görebilecekleri bir mesafede yürüyor, arada sırada göz ucuyla izliyordu.
Tsukishima ise hâlâ bu duruma tam olarak alışamamış olsa da mutluydu, hislerini kabullenmişti ve soğukkanlılıkla duygularını belli ediyordu. Hinata ise aralarındaki bu çekim yüzünden heyecanlıydı, çoğu zaman şaşkınlıktan veya utangaçlığından afallıyor, ne tepki vereceğini bilemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Living Life, In The Night •Tsukihina
Fanfiction«Bazen sadece daha anlayışlı ve iyi bir insan olmaya çalışsan nasıl olurdu diye düşünüyorum. Sadece çaba sarf etmen yeterli olurdu.İyi arkadaş olabilirdik.» «Saat gecenin dördü? Defol git başımdan Hinata.»