Kimi sevdalar
ahirete kalır. 🥀Karaca Hatun, beraberindeki alplerle obanın girişine vardı.Obaya yas hakimdi. Garip analar, boynu bükük evlatlar, emektar babalar, dalları kırılan gencecik kızlar ağlayıp ağıt yakıyorlardı.
Alpler baygın yatan Pars Kağan'ı şifahaneye taşırken Karaca Hatun kendi otağının önündeki kalabalığa dikkat kesildi. Konduramadığı düşünceler aklına hücum etti. Bu insanlar ne diye otağının başında toplanırdı ki? Kendi içinde sorduğu sualin cevabını bilirdi lakin itiraf edemezdi.
Kendine hakim olamadı ve nefesini verirken:
-Ah!
Diye bağırdı obanın ortasında. Kalabalığın arka kısmındaki insanlar dönüp Karaca kıza baktılar. Hepsi başını önüne eğmiş yüzlerini saklıyordu. Karaca Hatun yeniden bağırdı:
-Ne diye toplandınız?
Berelenmiş elini kalbinin üzerine koydu. Anlamıştı bu kalabalığın hayra alamet olmadığını. İçine düşen yangın öyle bir kavurmuştu ki ciğerini, boğazında ateşini hissediyordu. Yürek yangınının ne olduğunu ilk kez o defa anlamıştı.
Elleriyle kalabalığı yararak geçmeye çalıştı otağına. Kimse cevap vermeye yürek yetiremiyordu. Bu bey kızı onların zor günlerinde yanlarında olurdu. Her dertlerine ilk o koşardı. Şimdi nasıl olurdu ki böyle bir kara haberi birden söylemek? Hangi yiğit delikanlının gücü yeterdi?
En sonunda otağın başına ulaştı. Babası İlteriş Bey kapının eşiğinde oturmuş ağlıyordu. Koşarak dizinin dibine çöktü babasının. Gözlerine bakmaya çalışarak sordu:
-Bey babam! Neler olur burada?
İlteriş Bey başını sağa sola sallayıp sükutu seçti. Karaca kız durmadı. Duramazdı da pek tabii. Babasının alplerine döndü bu defa. Gitmeden evvel "burada bekleyin." dediği alplere...
-Alpler! Siz deyin!
İki yiğit savaşçı da yüzlerini yere çevirdiler. Gözleri Kutay Alp'in anası Hüma Hatunu aradı Karaca kızın. Bulamayınca yeniden babasının yanına çöktü.
-Baba, Hüma Hatun nerededir?
Cevap vermedi İlteriş Bey yine. Nasıl cevap verebilirdi? Canını istese verirdi ama sualine cevap veremezdi. Sadece otağa döndürdü başını. Otağı işaret etti Karaca kıza. Ardından içeriden "Oğul!" Diye bir feryat yükselince Karaca kız anladı.
-Etmeyesin baba. Yoksa Kutay Alp...
Gözlerini yumup tasdikledi İlteriş Bey. Karaca Hatun feryat etti acısından. Babasının dizine gömerken başını, diğer hatunlar da onunla birlikte yere çöküp ağıt yakmaya başladılar.
Karaca Hatun kalkıp da yiğidi Kutay Alp'in yüzüne bakmaya gidemiyordu. O bedende ruhu yoktu artık. Canı çekilmişti canının.
-Allah'ım sen bana güç ver!
Diye haykırırken obanın hatunları kollarından tutup ayağa kaldırdılar Karaca kızı. Alpler kenara çekilip geçmeleri için alan açtılar. Otağdan içeri girer girmez yanına koştu Kutay Alp'in. Anası Hüma Hatun başını gömmüş ağlıyordu oğlunun omzunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pars İle Karaca
Historical Fictionİki düşman beylik... Bir yiğit komutan Pars Kağan. Bir güzel bey kızı Karaca Hatun. Aşk ve ihanet, savaş ve barış... Bu hikaye tamamen kurgudur.