Kasırga:
Spor salonunda büyük bir kutunun etrafında duruyordu. Dört arkadaş. Tabi arkadaşıklarına arkadaşlık denirse... Sinsi bir şekilde gülümsüyor, harcadıkları küçük bir servet sonucu ellerine geçen kazanca bakıyorlardı.
Ece:Bizim için küçük çaplı bir servete mal oldu ama olsun sonu mutlu bitsin yeter.
Duygu ise ona katılırcasına başını sallayıp dudağını büzdü. Ardından konuşmaya başladı.
Duygu: Umarım sonuç bir haftalık harçlığımı heba etmeme değer
Ayberk:Benim de iki haftalık tatlı param gitti... (Ah yazık yavruma)
Tayfun kutuya koyduğu eliyle yavaşça kutuya vurdu ardından kardeşini ve arkadaşlarını cesaretlendirircesine konuşmaya başladı.
Tayfun:Siz hiç merak etmeyin.Yaptığınız tüm fedakarlıklarla değicek
Ardından ayağının altında duran howerboard ile sahanın ortasına gitti
Tayfun:Onlar aysa biz güneşiz,bugün biz doğarken onlar batıcak!
Ardından kötülük kahkahaları tüm salonda yankılanmaya başladı.
O sırada Mavi Ay:
Mavi Ay İskender'i almak üzere Salih Hocaların evine gidiyordu. Bir yandan da sohbet edip gülüşüyorlardır.
Kapıyı çalarlar. Kısa bir beklemenin ardından kapı açılır ve Salih Hocalarını görürler
Salih:Çocuklar
Elif:Günaydın Salih Hocam
Arda:Hocam biz İskender gardaşımızı almaya geldik!
O sırada çantasını kollarına takarken gelen İskender ile karşılaşırlar.
İskender:Geldim ben,hadi çıkalım.
Salih:Peki o zaman İskender de hazırsa derslerinize geç kalmayın. Dikkat edin kendinize.
Çocuklar İskender'i kollarından yakaladıkları gibi Salih Hocalarına el sallarlar ve çekeleştirirken gülüşme sesleri de peşlerinden geliyordu. Bu eğlenceli şamataya rağmen yine de aradan şu cümle rahatlıkla duyulabiliyordu:
"Turnuvada görüşürüz hocam!?"
Yolda mutlu bir şekilde ilerliyorlar bir yandan da başladıkları konu üzerinden sohbetlerini sürdürüyorlardı:
Arda:Bakın size diyorum,baya çalıştık kesinnn kazanıcaz!
Sinan: Diyorsun?
Arda:Aynen öyle Kıvırcık Marul. Bı zahmet emeklerimizin karşılığını alalım.
Asya:E yani haklı çocuk şimdi.
Sinan:O değilde "Kıvırcık Marul" ne alaka??
Arda parmak uçlarına çıkarak elini Sinan'ın saçlarına geçirdi ve bir yandan da sırıtarak konuşmaya başladı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙱𝚒𝙻𝚒𝙽𝙼𝙴𝚉𝙴 𝑇𝑂𝑍𝐾𝑂𝑃𝐴𝑅𝐴𝑁 𝐼𝑆𝐾𝐸𝑁𝐷𝐸𝑅
Fanfiction~Bir ağaçta köşeye sıkıştırmış çakı boğazına tutulmuştu. -Salih ile aranda ne var? -Babam! ~ -Tek diyeceğim İskender boşuna ümitlenme, seni evlatlık almış olabilir ama vakti gelince yine ayrılmak zorunda kalıcaksın ~ -Kendini şanslı bilmelisin İsken...