Sahil Ayraz'ı

877 66 16
                                    

" Daha dün gece artık kaçmayacağına dair bir söz vermemiş miydin küçük kız..."

Kulağıma fısıldadığı bu sözlerden sonra nefesini boynuma üflemesi içimi gıdıklamıştı. Bedenimin kasılması bana hiç yardımcı olmazken beni kendisine çevirmesiyle resmen dengem şaşmıştı. Ellerini bel oyuntuma yerleştiren Poyraz kafasını kafama yaklaştırdı. Göz göze geldiğimizde derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. "Poyraz dibimden çıkar mısın? Şimdi biri gelicek rezil olucaz." Cümlemi bitirdiğimde Poyraz sabır çekerek bedenini benden uzaklaştırdı. Ama elleri hala belimdeydi. Hiç istifini bozmadan benden ayrılıp , kolumdan tutarak beni çekiştirmeye başladı. "Ya çocuk manyak mısın nereye gidiyoruz, pilav yapıcam daha. Poyraz bir bırak." Bir anda durmasıyla kafamı omzuna çarptım. "Ayşe o güzel çenen biraz daha hareket ederse,işlev görmesini engellemek zorunda kalıcam. Sus ve yürü." Onu cık cıklayıp "Resmen yumruk atmakla tehdit etti beni mağara ayısı." Benim içimden söylediğimi zannettiğim ama önümdeki Robertlinin dahi duyduğu cümlem üzerine Poyraz olağan hızıyla arkasına döndü. Dip dibe olmamız kalbimi rahatsız ediyordu. Ama o hiç çekinmeden biraz daha yaklaşıp kafasını eğerek dudaklarımın bir kaç milim ötesinde konuşmaya başladı. "Sence o güzel çenene vuracak biri miyim? Benim yöntemlerim çok daha farklı." Söylediği şeyleri geç de olsa anladığımda gözlerimi pörtlettim ve ona bakmaya başladım. Heyecan saran bedenim beni saçmalamaya iterken ben de Poyrazı ittim. "Poyraz pilav yapmam lazım bırak da kamp alanına döneyim. "Hay pilavına sokiyim Ayşe. Bu cümlelerimin üstüne hala tek derdin pilav mı?" Bir nebze haklı olabilirdi ama ne yapıyım heyecan beni saçmalamaya itmişti. Hiç istifimi bozmadan "Burada birinin sorumluluklarının farkında olması lazım, değil mi Poyriş?" Poyraz sabır çekerek yürümeye başladı. Kolumda olan eli sayesinde ben de ardından yürüyordum. Sahile gelmiştik. Kamp alanına doğru giden Berkayları görmem üzerine hemen kolumu Poyrazın elinden kurtardım ve aramızdaki mesafeyi olabildiğince açtım. Poyrazın dik dik bakması bana yardım olmazken gözlerim ile Berkayları işaret ettim. Yine başını kaldırıp sayısız küfür etmişti. O sırada beni gören Berkay yanımıza geldi. "Kedi hadi gel odunları topladık." Şimdi Berkuş ile gidersem daha dün verdiğim sözü çiğnemiş olurdum. "Berkay ben biraz daha esneme falan yapsam bugün sayı kaybetmek istemiyorum. Siz halletseniz bugün de olmaz mı?" "Zaten ben de her sabah sana bunu diyorum. Neyse ben gidiyim o iki çiyanı buliyim de biraz iş yaptırayım. Kedi sana emanet Robertli." Bunu Poyraza demişti ama Poyraz onu tınlamamıştı bile. Gitsin diye gözüne bakıyordu. Haykırma isteğimi zar zor bastırırken Berkay gelip alnımı öptü ve "Kendini sakatlamamaya bak Kedi" demiş sonra da gitmişti. Berkay görüş alanımdan çıktıktan sonra Poyraza döndüm. Neden sinirli bakıyodu. Dün verdiğim sözü turmuş , gayet güzel şekilde kaçabilecekken ben onunla kalmıştım. Hatta Berkaya bile mesafeli davranmıştım. Ama karşımda hala Sürahi Teyze modunda bir Poyraz var. Ben cidden anlamıyorum. Tam ona söylenmek için ağzımı açacakken bir anda aramızdaki tüm mesafeyi kapattı ve yanıma gelip alnımı silmeye başladı. Silerken bir yandan da söyleniyordu. "Ben bile bu kadar rahat öpemiyo ya da sarılamıyorken bu Sarı Avel neden bu kadar gevşek hareketler yapabiliyor gerçekten anlamıyorum." Ciddi miydi bu çocuk. Ona sen akıllanmazsın bakışı atıp "Tamam Poyraz temizlendi alnım." dediğimde "Yok daha temizlenmedi." dedi. Bir anda alnımı öptüğünde olabildiğince şaşırmıştım. "İşte şimdi temiz."

❄❄❄

Hala sahildeydik. Poyraz ayılmak için denize girmiş hala çıkmamıştı. "Poyraz eğer 10 saniye içinde yanıma ulaşamazsan seni burada bırakıp giderim. Ve sahile döndüğünde giyecek kıyafetlerin de benimle birlikte gitmiş olur." Karaya doğru yüzen Poyrazı gördüğümde zafer gülüşüm yüzüme yerleşmişti. Ama bu gülüş karşımda yalnızca şort ile duran Poyrazı görene kadardı. Etkilenmiş miydim? Birazcık. Ama bunu bilmesine gerek yoktu. "Fazla protein tozu kullanmanın zararları işte. İlk baştaki Poy'dan eser yok şimdi." demiş kahkaha atmıştım. Yanıma yaklaşan Poyraz dibime kadar girmiş, yüzüne de serseri bir gülüş yerleştirmişti. "Eser kalmayan halime bu şekilde bakıyorsan ilk günler üzerime atlamamak için zor tutuyordun kendini sanırım." Daha demin benim yüzümde oluşan o zafer gülüşü simdi onun yüzündeydi. "İlk günler üzerine atlayan atlayana olduğu için, kendime o saygısızlığı yapmak istemedim." Biraz kalp kırıcı bir cümleydi sanırım. Ama o günler aklıma geldiğinde içimde oluşan sinir ve kıskançlık duygularının karışımı ile bu tepkiyi vermiştim. Daha demin tatlı bir atışma içinde olan biz , benim cümlemin ardından aramızda esen soğuk rüzgarlara bırakmıştık kendimizi. "Dilinin kemiği yok. Bunu zaten biliyorum hatta bu yüzden sana Yaban Arısı diyorum. Kendin kırıldığın anda başkalarında kesikler bırakmaktan asla çekinmiyorsun. Ama bana bahşettiğin bunca kesiğe rağmen senden kopamıyorum Yaban Arısı." "Kırıldığım zaman kestiğimi sen söyledin zaten Robertli." Ona diklenerek söylediğim cümlem yüzünden kafamı kaldırmış burun buruna gelmemizi sağladım. Hemen kendimi geriye doğru çekmek istemiştim ama Poyraz'ın belime sarılıp biraz daha yaklaşmamızı sağlamasıyla uzaklaşmak isteyen bedenimi onun dibinde bulmuştum. Gözlerimi olabildiğince açmış ona bakarken, ilk defa kendimde konuşma isteği bulamıyordum. Poyraz ise konuşamamdan olsa gerek daha çok yakınlaşmış burunlarımızı birbirine sürtmeye başlamıştı. Onun gözlerini kapalı görmemle ben de gözlerimi kapattım. Ellerimi boynuna sararak saçlarının içine daldırdım. İkimiz de birbirimizi hissetmek istermişçesine daha da yaklaşmıştık. "Şu an zaman durabilir ve ben seninle sonsuza dek bu anda kalabilirim Yaban Arısı..."






Bir haftadır o anket senin bu tt benim koşturmaktan anca yazabildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir haftadır o anket senin bu tt benim koşturmaktan anca yazabildim.Gecikme için Sorry babys :/ 
Lütfen siz de olabildiğinde katılım gösterin anketlere çünkü çoğumuzun maddi durumu oy atmaya müsait değil. Ama kazandığımız her ankette kendi atabildiğimizin 10 katı atılıyo. Yani demem o ki ;
Ne gerek var birbirimizi kırmağa
Haydi gidelim o anketleri kazanmağa

Cmckmclcöclcöfpdmcmclcöclöcflflmfmdlfmclfmfpfmfpfmfpfmflföfpfkpf

AyRaz (Dear Diary 📝)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin