Kendimize Gelmeliyiz

1.1K 59 9
                                    

"Sorun şu ki Yüksel ;
Ben senin için yürümeyi öğrenirken , sen onun için koşmaya çalışıyosun...
Sence de bu fazla acımasızca değil mi ?"
Sorduğu soru beynimin içinde yankılanırken, bir anda omzuma yatmasıyla duygusal olarak fazlaca sarsıldım. Geri çekilmek için hareketlenince karnımın üstünden elini geçirip belimi sarmaladı. Kafasını boyun girintime , kendisini saklamak istercesine yaklaştırmıştı. Kulağıma fısıldayarak "Bir soru niteliğinde söylemedim o cümleleri. Şimdi lütfen izin ver boynunda dinleneyim." Donmuş şekilde onu dinlerken ağzım yine beynimden önce hareket etmiş ve "dinlen bakalım " deyivermişti. Ben de kafamı onun kafasının üzerine koymuş biraz dinlenmek istemiştim.

Duyduğum küfür ile daldığım uykudan sıçramıştım.
Poyraz :Lan al işte kızı da uyandırdın şerefsiz
Berkay:Hayvan gibi bağırmasan uyanmazdı kız. diyen Berkay 'a gözlerimi kısıp baktım. Teknedeki yerlinin garip bakışlarını fark edince ikisinin de elini tutup tekneden indirmeye çalıştım. Ama sorun bakalım bir seksenlik iki tane mavi donluyu gram kıpırdatabildim mi? Tabikii hayır onlara bakıp "Adam iki saattir üçümüzü bekliyo, ayıp." Dememle Berkay "Düşünceli kızım." diyerek mırıldanmış beni kolunun altına alarak, Poyraz'a  "Çantaları al gel, bi de seni bekleyemeyiz Robertli. Zaten tüm gün ayrıydım bu kediden." demişti. Berkuşa gülerken Poyraz'ın , Berkay'a sövüş seansına başladığını anlamıştım.

Tekneden inip Berkay'ın beni kucağına almasıyla barakaya doğru yol almaya başladık. Poyraz'ın sessiz küfürleri artarken, bu durum gerçekten komiğime gidiyordu. Ona döndüğümde yüzünü çevirmişti. Yürüken Berkay " Sahilde ateş yakalım siz de bana olup biteni anlatırsınız. " diyince itiraz etmedik. Barakanın önüne geldiğimizde Poyraz tabiri caizse Berkuşun çantayı kafasına fırlattı. Neye sinirlendi anlamamıştım.Ben de elimi uzattım, çantayı vermesi için ama o çantayı vermek yerine elimi tuttu. Ona anlamsız bakışlarımı yolladım. Açıklamak istercesine "Sahil soğuk olur. Taytını giyin, battaniyeni de yanına al. Yağmurluğun havuza atladığın ve sonrasında çantana tıkıp unuttuğun için ıslak. Gri hırkamı alırım yanıma senin için. Son olarak hızlı ol " "Emrin olur paşam (!)" kinayeli sesimin o da farkındaydı ufak bir sırıtışla yanımdan uzaklaştı.

Dediklerini yapıp sahile doğru yürüyodum . Ateşin ışığını görmemle yerlerini tespit ettim ve ilerledim. Ateşin başında oturmuş beni bekliyorlardı. Berkay'ın omzuna başımı yasladım. Kafama atılan hırka ile kafamı kaldırdım. Robertli "Giy şunu , sürekli kendini sakatlıyosun zaten. Bir de grip olduğunu düşünemiyorum. Ona gözlerimi devirip hırkayı giydim. Yan tarafıma dönmemle Berkay'ın " Anlat bakalım Kedii ne varmış ayağında." Uzun uzun mevzuyu anlatmıştım.

Berkay uzunca bir süre daha dikkatli olmam için beni darlamış, uykumu getirmişti. Dizine uzanıp "Sabah devam eder misin Berkuşum. Yoruldum artı olarak uykum var. Lüüüttfeenn." Halime kıkırdamış saçlarımı okşamaya başlamıştı. Bu beni daha çok mayıştırırken kendimi uykuya teslim etmiştim. Son hatırladığım Poyraz'ın "Bu kız beni manyak eder, broo..." cümlesini duymuştum.

Sabah poyrazların sahile yaptığı barakada uyanmıştım. Gözlerimi açmak istemiyordum. Bizim mavi donlular fısıldaşıyordu. Ama ben şu an beynimin içindekileri bile idrak edemiyorum. Onların fısıldaşmalarını anlamam, Demet Akalın'ın Türkçeyi düzgün kullanması kadar imkansızdı. Bu yüzden "Bi susuuun beğğğ " diye cırlamıştım. İkisi de tabiri caizse yerinden zıpladı. "Ya burada uyuyan bir insan var, ne diye bik bik bik konuşup rahatsız ediyosunuz yaaa. Hadi bu Robertli neyse de sen bunu bana neden yapıyorsun Berkuşum. Ne vardı sanki bu kız az daha uyusa"diyerek onları azarlamaya başladım. Berkay söylenmem üzerine kahkaha atmış ve yanıma gelip saçımdan öpmüştü. Poyraz'ın sırıtması Berkay'ın öpücüğü sonrası yüzünde kaybolmuş, yerini somurtmaya bırakmıştı. Bir anda kendisini topladı ve "Bir an hiç kalkmayacaksın sandık. Zaten öğlen oldu sen hala uyuyosun. " Ona gözlerimi devirdim. "Kalktım işte, sanırım Metin Abinin yaptığı iğne yüzünden bu kadar uyudum."
Poyraz : Abartma Ayşe o iğneden bana da yaptı ama ben güneş doğarken kalktım. Uykuyu seviyorum demek bu kadar zor olmamalı.
Ayşe: Ya sen bir seksenlik 27 yaşında kocaman adamsın. Senin vücuduna gösterdiği etkiyle benim vücuduma gösterdiği etki sence bir olur mu?
Poyraz :Öncelikle 27 değil 26 yaşındayım
Ayşe :Aman çok küçükmüşsün
Poyraz :Lafımı bölme Ayşeciğim, ayrıca bir seksen değil bir seksen altıyım.
Ayşe:Tamam Poyraz en uzun sensin amkskdkdk
Berkay:Bir susun be abicim karı koca gibi sen ona, o sana laf yetiştiriyo. Bu da kafa yaaa.
Ayşe :Ama Berkuşum tüm suç on-
Berkay:Bir sus Ayşe. Bu ne çenedir abiciğim.    Dediği şeyle sustum. Dudaklarımı büzüp kollarımı bağladım. Ve bağdaş kurdum.
Poyraz:Hadi çantalarımızı falan ayarlayalım sonra tekne gelince Ayşe'nin eli ayağına dolanıyo. Berkay onu onaylamış ayağa kalkmıştı. Elini bana uzatsa da tutmadım. Kendim kalktım ve yürümeye başladım.

AyRaz (Dear Diary 📝)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin