Geçmişin Hayaletleri

1K 69 5
                                    

Bölüme geçmeden önce Ayşeciğime😸 ve Poyrişe🐛 bir nazar duası rica ediyorum. Winner ikilim bir an önce eskisi gibi sert essin. Çok amin...🙏


"Artık sana karşı savaşmak istemiyorum. Seninle birlikte tüm her şeye karşı savaşmak istiyorum, Yaban Arısı..."

Bu cümle fazla anlamlıydı. Kalbimde ince bir sızı oluşturacak kadar anlamlıydı. Bu soru işareti kullanılmayan bir cümleydi.

Ama benim yeniden birisine güvenip, yanında savaşmam , Poyraz'ın bir çırpıda kurduğu cümle kadar kolay değildi.
Uzun sessizliğim onu da meraka sürüklemiş olacak ki elini ensemden çekerek iki elini de belimin ardına getirdi ve bel oyuntumda ellerini kilitledi. Yüzümü inceliyordu. Bakışlarımı hala yüzüne çıkartmamakta inat etsem de Poyraz'ın kızgın ses tonu beni ona bakmaya itmişti.
Poyraz: Yüzüme bak Ayşe.
Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerimi gözlerine diktiğimde, anlamsız bir sinir vardı yüzünde.
Poyraz :"Sana karşı her attığım adımda, duvarlarına çarpıyorum Ayşe. Sen açtığın yaralardan habersizken, ben o yaralar daha kabuk bağlamadan tekrar sana koşuyorum. Evet güven sorunların oluştu anlayabiliyorum ama herkese bu kadar merhametli olan kız bana karşı neden bu kadar acımasız hâlâ çözemiyorum."
Haklı mıydı? Belki kendince evet. Ama empati yapsa, o kendisinin yüzüne bile bakmazdı.
Ayşe : Bana ' Ben buraya pasta,börek yemeye gelmedim.' dediğin günü hatırlıyo musun Poyraz. Ya da iletişim oyununda bana bas bas bağırıp, Hanzadeye çiçek verip kucaklamanı, hatta herkesin yediği kaşıktan yedim diye yemeğimi burnumdan getirdiğini, veya anlat bakalım gibi gülmeli bir oyında Reşatla birleşip nasıl üstüme geldiğini.
Poyraz :Ayş-
Ayşe : Şşşşştt daha bitmedi Robertli, çok fazla var bunlardan. Söyleyince çok çirkin geliyo demi. Ya bunları yaşasaydın Poyraz. Sen dinlemeye bile tahammül edemedin. Ben yaşadım...

Keşke ağlayabilseydim. İçim dışıma çıkana kadar ağlamak istiyorum. Ama olmuyo. Poyraz'ın yüzünü taradım. Saf bir üzüntü ve pişmanlık vardı. Ben bunu istemiyordum ki. Ona sorun yok dercesine gülümsedim. Sorun vardı ama benim söylememle anlamamalıydı. Ellerimi yüzüne çıkardım. Sakalları ellerimi gıdıklasa da okşamaya başladım.
Ayşe:Hadi ama Robertli, üzül diye söylemedim ki. Anla istedim. Güvenimi sadece o iki yılan kırmadı. Bunu sana anlatmak istedim...

Ben konuşurken gözlerini kapatmıştı. Ya da ellerim sakallarını okşadığı içindi. Bilmiyorum. Ama gözlerine bakmak istiyodum. Elimi ensesini götürdüm ve alnımı alnına yasladım.
"Aç gözlerini Poyraz."  Benim sesim onun gibi kızgın bir tonda değildi. Daha çok şefkat vardı sesimin tınısında. Sanki yıllardır bu sesi ve bu cümleleri arıyormuşçasına birden açtı gözlerini.
Ayşe:O duvarların mimarı senken, bana bu cümleleri söylemen... Asıl acımasız olan bu değil mi Poyraz?
Poyraz:Özü-
Ayşe :Şşşşştttt sakın, özür istemiyorum ki ben. Sadece anla istiyorum Poyraz, biraz olsun anla.

Neden böyle davrandığımı bilmiyorum. Onu affetmek için çırpınan yüreğimi anlamıyorum. Kalbimi her defasında kırmasına rağmen , ona dokunmak isteyen ellerimi durduramıyorum. Ne kadar acı verirse versin, onun yanında durmanın bile içimi huzurla kaplamasını istemiyorum. Şampiyonluk için geldiğim bu adada içimin bir Robertliye bu denli gitmesine katlanamıyorum.

Kendi içimde verdiğim savaşlarda baş kahramanın Poyraz olması , buraya şampiyonluk için gelmişken kalbimin bana ihanet etmesi, beni ona saldırmaya itmişti sanırım. Yoksa ona bu denli bir çıkış yapmazdım. Söylediklerimden pişman değilim. En azından içimde ona karşı biriktirdiğim tüm kırıklıklarımı , ona doğru savırmuştum. Kendimi hafiflemiş hissediyorum. Ama Poyraz'ın yüklerinin ağırlaştığını da gayet net görebiliyorum. Bunun mimarı benim, evet. Kalbimi kırıp bin parçaya ayıran bu adama , tüm kırıklarımı üstüne savurup onun da ruhunun çiziklerle kaplanmasını sağladım.

AyRaz (Dear Diary 📝)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin