AyRaz (Dear Diary 📝)

Küçük Kız

Medyadaki edite düştüm. Ayşe'e zaten daima düşüyorum. Güçlü kızım Çok Kalp ✨🖤

"Zaten senin yüzünden yorulmuş bir adamı, biraz olsun göğsünde dinlendiremez misin, Güzel Gülüşlü Kız?"

Sözleri üzerine onu kendime çekmiş, kıvırcık saçlarıyla oynamaya başlamıştım. Kucağımda bir çocuk yatıyo gibi hissettim. Çünkü git gide bana daha çok sokulmaya çalışıyo ve nefes alış-verişi daha düzenli bir hal alıyordu. (Ne çocuk ama... Bir seksenlik kocaman adama da çocuk demezsin amk) iç sesim her zaman olduğu gibi yine bana söyleniyordu. Poyraz uyudu mu anlamamıştım. Ama umarım uyumamıştır. Yoksa onu kucaklayıp barakaya taşıyamam ve burada uyur. Ben düşüncelere dalarken ellerim hala saçlarındaydı. Elimi boynuna götürdüğümde, benden huylanmış boynunu elime bastırmıştı. Elimi çektiğimde kafasını kaldırmıştı. "Immm soru sorma, boynumdan tikim var ve sen birden dokununca huylandım. " Sessiz bir kahkaha atmıştım. Utandığını görünce tekrar göğsüme yatırdım. "Tamam dokunmuyorum boynuna, saçlarında ellerim. " Yüzünün gerilmesinden güldüğünü anlamıştım. Hala saçlarıyla oynarken birden Berkay gelmiş ve Poyrazın kafasını işaret parmağıyla benden ayırmıştı. Poyraz şaşırmış , uykunun vermiş olduğu sersemlikle de çok değişik tepkiler veriyodu. Hele yüz mimikleri çok manyaktı ndjdjddj.
Berkay :Ulan iki dakika yalnız bıraktım, hemen girmişsin kızın dibine. Bi de boynuna sokulmuş. Allahım yarabbim sen sabır ver.
Poyraz : Sanane amk sanki senin boynuna sokuldum. 
Berkay: Git yerine yat Poyraz.
Poyrazın konuyu büyüteceğini anlamış, yanına gidip iyi geceler diyerek saçlarını dağıttım. Hareketim üzerine sinyali çakmış barakasına doğru yol almıştı. Berkuşla başbaşa kalınca "Git yat kedi, yarın oyun var. Dinlenmiş olmanı istiyorum. Hadi abimm." Sözünü bitirmiş belimden tutarak yatağıma yönlendirmişti. Yattığım zaman da başıma öpücük kondurmuş "İyi geceler fıstık." demişti.

.........

Sabah kalktığımda çoğu kişi ortalıkta görünmüyordu. Erkekler barakasına yaklaşıp Berkuş'a bakacaktım ama Poyraz ile benim hakkımda konuştuklarını anladığımda dinlemeye başladım. Berkay benim hakkımda Poyraz 'ı uyarmış sözlerini ise "Eğer kedicik senin yüzünden üzülürse tipini kaydırırım bro." ile bitirmişti. Ve yine yeniden beni korumaya çalışan bir Berkuş. Ben bu manyağı sevmeyip ne yapıyım.
Konuşmaları bitince "Günaydıııııınnn Mavi donlu çocuklarııımm "diyerek barakaya giriş yaptım. Halime ikisi de gülmüştü. Onlar da bana günaydın dediklerinde, nasıl hissettiklerini ve bu oyunu almamız gerektiğiyle ilgili konuştum. Onlarla sohbet güzeldi ama biraz kendimi parkur öncesi çalıştırsam fena olmazdı. Bu yüzden onları barakada bırakıp sahile doğru yürüdüm. İlk esnetme hareketlerimle başlayıp sonra aşamalı olarak egzersiz programımı uyguladım. Bugün Ayşe Yüksel tek bir sayı bile kaybetmeyecekti. Kendimi buna ciddi anlamda odaklamıştım.

Tekne gelmişti. Bu sefer kendim çıkmış yerime doğru yürümüştüm. Poyraz'ın söylenerek arkamdan gelmesi beni güldürüyordu. Bir anda durduğumda bana çarpmış sonra gerilemişti. Ona dönüp "Bir susmadın be Robertli." demiştim. "Söz dinlesen, bu kadar konuşmam." Elimi çenemin altına koyup düşünür gibi yaptım "Belki bu kadar konuşmasan sözünü dinlerim." Sözlerim üzerine serserice gülmüş beni kolunun altına almıştı. Dora'yı baş hareketiyle yerinden kaldırmış kendi yanına oturtmuştu.

Yine onun istedikleri olmaya başlamıştı ve ben bundan hiç haz etmiyorum. Bu yüzden somurtarak başımı denize çevirdim. "Yine neden astın suratını, daha demin gülüyodun. Bu kadar kısa sürede ne yapmış olabilirim Ayşe." Oyun öncesi motivasyon kaybetsin istemiyordum ya da oyun dışında başka bir şeye kafasını takmasını. Bu yüzden ona döndüm ve omzuna yattım. "Bir anlık gelen kötü bir histi.  Seninle alakalı değil gerçekten. Geldi ve gitti. Problem yok. " Onu rahatlatmak için başımı kaldırıp saçlarını dağıttım. "Oyunu alamazsak daha çok asılır yüzüm Poyriş o yüzden kazanalım olur mu?" "Rahatt olll, bizde bu. Sen raaahhaaat oll." (Anlat bakalıma itafen nxkdkdk) Bu sözlerinin ardına şımarık bir kahkaha atmıştım. " Bu şımarık kıkırtılarını seviyorum. " Poyraz yine gözlerimin içine bakarak bana iltifat etmişti. Ve ben yine donakalmıştım. Konuşmak istememiş ve omzuna yatmıştım tekrardan.