Evettt ben geldimm. Uzun bir süre sonra nasılsınız? Sizleri bu kadar beklettiğim için özür dilerim ama yazmaya pek vakit bulamıyordum. Neyse nerde kalmıştık devam edelim bari:)
Konuşma kısmında pek iyi olamıyorum o yüzden size iyi okumalar diliyorummm:)
~*~*~*~*~*~*~*~
Herkesin umudunu kaybettiği anları vardır. Bazıları kaybolan umudunda Ölümü hayal eder, bazıları güçlü durmaya çalışmayı umut eder, bazıları ise yalnızca koca bir boşluğa düşer. Benim de bu üçü içerisinde en çok düştüğüm koca boşluklardı. Sadece 21 Nisan 2008 tarihinde bu içimde biten umut ölümü hayal ettirmişti. Onda ise çok değerli bir arkadaş vermişti bana hayatım olan, her anıma şahitlik eden ve beni canı pahasına korumaya yemin içen biri. Buğrayı...
21 Nisan 2008
Ellerimdeki kan lekesini elbiseme sürüp duruyordum. Geçmiyordu. Küçük ellerimden silinmiyordu. Gözyaşlarım ellerime düşüyordu. Kanın üzerine her düşüşünde elbiseme tekrar tekrar sürmeye devam ediyordum. Bu kan. İnsanın her şeyi olan kişinin kanı ellerine bulaşması ne kötüymüş. Silsen silinmiyor. Unutmaya çalışsan her baktığında hatırlatıyor. O benim diğer yarımdı. O benim eksilen parçamdı. O benim ikizimdi. Bizim kalplerimiz bile beraber atardı. Ya şimdi ne olacak, onun kalbi dursa ne olacak, benim ki atmaya devam eder miydi peki, hiç sanmıyorum. Atmamalıydı da. Biz beraber açtık dünyaya gözlerimizi ve ne olacaksa da beraber kapatacağız gözlerimizi dünyaya.
Yavaşça sabahtan beri üzerinde oturduğum ikizimin kanlı yatağından kalktım. Yavaşça şokun etkisinden yeni çıkıyormuşçasına etrafa baktım yatağın üzerinde ki cam parçaları hala duruyordu. Bazılarının üzerinde kan lekeleri vardı ve kırılan vazodan düşen beyaz güllerde kırmızıyla karışmıştı. Odanın mobilyalarının bazılarında kırıklar vardı ve her taraf olağanca dağınıktı. Bir savaş alanından farksız bir görüntü vardı. Adımlarımı odadan dışarıya doğru yönlendirirken başka bir savaşında diğer odalarda olduğunu gördüm. Adımlarım merdivenin basamaklarını teker teker ardında bırakırken gözyaşlarımda onlara eşlik ediyordu. Cansu'nun kanı bazı basamaklarda yerini almış bir şekilde duruyorlardı. Basamağın son iki tanesi kalırken daha fazlasını ayaklarım tutmaz bir şekilde üçüncü basamağa çöktüm. Damlamış ve kurumuş kan lekesinde parmağımı gezdirirken içimde koca bir hissizliğe düşüyor gibiydim. Kollarımda ruhsuz bedeni canlanırken hıçkırarak kafamı dizlerime koydum.
O benim yalnızlıktaki arkadaşımdı. Onunla geç tanışmış çabuk ayrılmıştık. Sarı saçlarında daha ellerimi bile gezdirmemiştim. Bana daha bisiklet sürmeyi bile öğretmemişti. Ona daha misketlerimi de göstermemiştim. Hem daha doğum günü hediyesi dolabımda duruyordu. Onu bile verememiştim. Hem ona daha yeni ısınmıştım. Ben ilk defa ondan korkmamıştım. İlk ona papatyalardan taç yapmıştım. Bir ses salonda yankılanırken korkuyla merdivenin korkuluklarına sıkıca tutundum.
"Kimse var mı?" Ufak bir çocuk sesiydi. Bu bile korkutuyordu beni. Neden korkutuyordu bilmiyorum. Belki de hatırlamadığım 6 yılımdı o korkular benim. Bilemiyordum ama içimde hep o korku tohumu yeşermeye devam ediyordu. Omzumda bir el hissederken merdiven korkuluklarını daha çok sarılıp daha kuvvetli ağlamaya başladım. Ellerini omzuma koymuş çocuk sakin bir sesle
"Korkma böyle şeyler olur bu çocukların kaderidir." Dedi. Cevap vermedim aynı şekilde durup ağlamaya devam ettim. Yabancılar beni her zaman korkuturdu. Çocuk ondan korktuğumu anlayaraktan ellerini omzumdan çekti ama yanımda oturmaya devam etti.
"Bazen babalar böyle öfkelenebiliyorlar. Kırıyorlar, dağıtıyorlar, dövüyorlar; Anneni ve seni. Sonra uyuyorsun. Her yerin ağrısa da bir yerden sonra uykun geliyor ve uyuyorsun ardından sabah ağrıların devam ediyor ama kalkıyorsun ve her şey önceden olduğu gibi devam ediyor. Sonra bir süre sonra her şeyi unutuyorsun. Babalar böyledir. O yüzden ağlama bu da geçer." Kafamı yasladığım merdiven korkuluğundan çekerken yanımda oturan çocuğa baktım. Dağınık kumral saçlı, bal rengi gözlü, minik burunlu ve hafif çekikten gözleri vardı. Kaşlarının üzerinde ve dudağının kenarında yara vardı. Gözüm yaşlı bir şekilde ona bakmayı devam ettirirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT! Yaramaz İkizler #DİKKAT!ikizler Serisi 1
Teen FictionDikkat! Onlar İKİZ değil onlar İKİ VAHŞİ!! "Sus ve dinle belkide bu son yaramazlığımız!" Bu ikizlerin hikayesi normal olmayan yaramaz ve bir o kadar akıllı ikizlerin hikayesi... #DİKKAT!İkizler serisi 1