Jung Wooyoung, annesi tarafından köle olarak satıldı. Her kölenin korktuğu ve kaçındığı bir kişiye, şeytan ustası Choi San'a açık arttırma olarak çıkartıldı. Onunla birlikte söylenemez korkular yaşar ama işler değişmeye başlar... Söz konusu olan taş...
Wooyoung yukarı bakmak zorunda kaldı, görünen siyah takım elbise ve parlak ayakkabılara bakılırsa Choi San olmalıydı.
O gizemli adama olan merakını gidermek için sırf bir bakış atmayı planladı, ama kendini başka yöne çeviremedi.
Hayal ettiği kaba orta yaşlı adam değildi, muhteşem bir genç adamdı, şiddetli keskin hatları Wooyoung'un doğrudan göz teması kurma konusunda aldığı önceki uyarıları unutmasına neden oldu. Adamın korkutucu bir aurası ve güçlü bir varlığı vardı.
Genç, sarışın köle gözle görünür bir şekilde sahibine bakıyordu, aniden onun kölesi olmak o kadar da kötü görünmedi.
'Onun gamzeleri var...' Wooyoung kendi kendine düşündü, ona bakarken diğerinin yüzündeki gülümsemeyi fark etmedi.
''İyi seçim Bay Park, yine de daha saygılı bir tane bulsaydınız sizi takdir ederdim.'' Gamzeleri olan adam konuştu, aniden gülümsemesi gitti.
Wooyoung hızla bakışlarını indirdi ve sonunda kendisine geldi. Sahibiyle tanıştığı ilk dakika içinde direk ortalığı karıştırdığına inanamadı.
Bay Park iç çekti. ''Doğruyu söylüyorum, ona herşeyi söyledim efendim.. '' Wooyoung'a hayal kırıklığına uğramış bir bakış attı sarışın bunu başını aşağıda eğdiği için görmedi.
San yaşlı olana küçümseyerek el salladı. ''Açıklamanızı dinlemek için zamanım yok, sen dışarı çık.'' Kafesin içindeki kölesini işaret etti.
Wooyoung yavaşça kafesten çıktı ve başka bir hata yapmak istemeyerek diz çökme pozisyonunda oturdu. Sahibinin onaylarcasina mırıldandığını duydu.'' Yüksel.'' Wooyoung söyleneni yaptı ve ayağa kalktı, gözlerini ayaklarından ayırmadı.
''İyi... güzel vücudun var.'' Wooyoung San'in bir elini cebine koyduğunu görebiliyordu. Sonra aniden bir elin yüzünü sertçe kavradığını ve onu yukarı bakmaya zorladığını hissetti.
''Daha güzellerini görmüştüm ...ama sen de kötü değilsin.'' Sırıtış San'ın yüzüne geri döndü ve Wooyoung için birden bire daha korkutucu oldu.
''Birlikte çok eğleneceğiz.''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
San sonra Wooyoung'un yüzünü bıraktı. ''Kafesine geri dön... teşekkürler Bay Park gidebilirsiniz. İyi geceler.''
Seonghwa eğildi ve bir şey demeden sessizce gitti ve Wooyoung'u tek başına bıraktı, bu sarışın olanı daha fazla korkuttu. Bay Park etrafında varken daha güvende hissediyordu.
San kendini rahatlatmak için banyoya gitti ve duş aldı. Yeni kölesini görmezden gelerek doğruca uyumak için yatağına gitti. Sarışın köle gözlerini sürekli yerde tutarken, yakışıklı sahibine bi daha bakmaya cesaret edemedi. ______________
