Altı arkadaş şehrin çıkışındaki kamp bölgesinde çadırlarında uyuyorlardı. Gecenin kollarına emanet etmişlerdi düşlerini. En derin uykularındalardı lakin birisinin uykusu bozulmak üzereydi.
Tek kişilik çadırda, kollarında köpeğiyle uyuyordu kız. Köpeği huzursuzlanmaya başlamıştı birden. Önüne gelen kahve saçlarını elinin tersiyle arkaya attı. Uykusuna devam etti. Köpeği çıkmak için patileriyle çadıra vurmaya başladı. Oluşan sese uyandı kız. Gözleri yarı kapalı halde çadırın fermuarını açtı. Köpeğinin tuvaletinin geldiğini düşünmüştü ama yanılıyordu.
Çadırdaki açıklığı fark ettiği gibi köpek havlayarak dışarıya çıktı. Küçük patileriyle etrafta gezinen sincabın peşine düştü. Birkaç saniye içinde küçük beyaz bedeni ağaçların arasında gözden kayboldu.
Kızın gözleri kapanmıştı. Aradan geçen dakikalar sonrası, "Salep, gel yanıma," diye seslendi. Konuşurken eliyle yere vuruyordu. "Salep. Salep," dedi ve olduğu yerde doğruldu. Yanında duran feneri yaktı. Çadırda köpeği yoktu. Çadırın açık olduğunu görünce neler olduğunu hatırladı. Köpeğinin tuvaletinin geldiğini düşündüğü için onun dışarıya çıkmasına izin vermişti. Salep'i hiç bilmediği bir yerde tek başına bırakmıştı.
Birden yerinden fırladı. Çadırın dışına çıktı. Kahve gözleriyle etrafa baktı. "Salep," diye seslendi. Olabildiğince kısık çıkmıştı sesi. Arkadaşlarını uyandırmak istemiyordu. Birkaç seslenmenin sonucunda köpeği hala gelmemişti. Soğuk havada kampın etrafında gezdi. Köpeği hala ortalıkta yoktu.
Zaman durmak bilmiyordu. Kızın kalbine korku hakim olmaya başlıyordu. Vakit geçtikçe daha da tedirgin oluyordu. Salep küçük boyutta, beyaz tüylere sahip sevimli bir köpekti. Ormanda vahşi hayvanlarla karşılaşabilirdi. Diğer hayvanlardan kaçamayabilirdi. Her an başına kötü şeyler gelebilirdi.
Gözlerindeki korkuyla ormana baktı. Etraf, korku filmini andırırcasına parlıyordu. Karanlık, ağaçlar ve rüzgarın uyumu dehşet vericiydi. Birkaç saat önce huzur veren sessizlik, şu an için bir insanın kalbini yerinden sökecek kadar gürültülüydü. Dinlediği bütün korku hikayeleri beyninde çınlıyordu. Aklında neredeyse yaşanması imkansız senaryolar türetiyordu. Öyle ki ormanın içinde kendisini bekleyen bir katil olabileceğini bile düşünmüştü.
Eli kanlı bir katilin etrafta gezindiğini hayal ediyordu. Aslında bu düşüncesinde haklılık payı bulunuyordu. Sonuçta karanlıkta bizi neyin beklediği bilemeyiz değil mi? Ve nedense insanlar neyden kaçıyorsa, uzaklaşmak istediği konuma doğru çiziyorlardı yönlerini. Korktuğumuz şeylerin başımıza gelmesini istemedikçe onlar hep bir adım ötemizde dikiliyordu.
Karanlığı arkasına alarak Salep'i aramaya koyuldu. Etrafı görmesini sağlayan fenere sıkı sıkı tutunmuştu. Fenerden güç almaya çalışırcasına elini sıkıyordu. Bazen bir çekirge sesine, bazen de kırılan dalların çıtırtısına ürperiyordu. İçindeki korku, her geçen saniyeyle birlikte kalbini sıkıştırıyordu. Sanki gitmemesi gereken bir yere doğru adımlarını atıyordu. Öğrenmemesi gereken sırlara doğru yöneltmişti yelkenlerini.
Ne zamandır yürüdüğünü hatırlamıyordu. Bacak kasları oldukça sıkılaşmıştı ve ağrımaya başlıyordu. Ayakları daha fazla hareket etmek istemiyordu artık. Salep'i bulabileceğini düşünmüyordu. Belki de kampa geri dönmeliydi. Belki de köpeği çoktan kampa geri dönmüştü. Etrafına göz gezdirdi. Buraya nasıl geldiğini, kampa nasıl döneceğini bilmiyordu. Derin bir nefes alıp geriye doğru bir adım attı. O an bütün aksilikler onu bulmuş gibiydi. Fenerinin pili bitti. "Siktir! Bir bu eksikti!"
Kasvetin esir aldığı ormanda tek başınaydı. Ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. Ya burada birisinin kendisini bulması için bekleyecekti ya da karanlıkta yolunu bulmaya çalışacaktı. Peki ya kendisini kim kurtaracaktı? Arkadaşları mı? Onlar yokluğunu ne zaman fark edecekti, sabah mı? Sabaha kadar ne yapacaktı? Kafasında oluşan soru işaretlerine noktayı koydu. Soğuk, bütün bedenini sarmaya başlayınca hırkasına sıkıca sarıldı. Seçimini yürümekten yana kullandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİN KANI (kitap oldu)
Vampirosİnsan sandığımız kan emiciler ve normal insanlar... İnsanların farkında olmadan kan emicilerle birlikte yaşadıklarını fark etmesi üzerine neler olur sizce? Kan emiciler için durumu açık; bunu bilen insanı öldürmek. Peki ya öldüremezse? Kan emicileri...