Bölüm 3

25 9 0
                                    

* Çok heycanla yazıyorum bölümleri. Henüz çok okuma yok ama bu birkaç kişi bile beni çok iyi hissettiriyor. Hepinize çok teşekkür ederim ♥️

.
.
.

Başımın ağrısından gözlerimi açacak halim kalmamıştı. Etrafımdaki insanların kahkahaları sanki beynime iğne gibi batıyordu. Yeterince zor bir günün ardından bu kutlama daha da zorluyordu beni. Ela yanıma gelip belkide geldiğimden beri onuncu kez sorduğu soruyu tekrar sordu.
"İyimisin Lina . Pek iyi görünmüyosun"

İyi olduğumu söylemiştim daha öncede ama tabi Ela beni tanıdığı için iyi olmadığımı fark ediyordu. Kutlama boyunca gözü sürekli üzerimdeydi. O da rahatsız olmuştu bu durumdan.

"Ela ben eve gitsem olur mu. Çok yorgunum."

" Şimdilik git bakalım ama konusucaz bu konuyu kurtulduğunu sanma"dedi

Ela'ya şirinlik yapıp gülümsedim ama kurtulamicağımı da biliyordum. Çantamı da alıp oturduğum yerden kalktım. Kalktığımda masadaki gözler bana dönmüştü. Ece'ye dönüp "Tekrar doğum günün kutlu olsun Ece . Kusura bakma artık gitmem gerekiyor" dedim.

Herkesle vedalaşıp cafeden çıktım. Eve doğru yürümeye başladım. Birinin adımı seslenmesiyle durup arkama baktım. Kerim koşarak yanıma geldi.
" Seni eve bırakabilir miyim?"

Bazen anlamıyordum bu durumu. Ben eve tek başıma yürüyemiyormuydum acaba.

"Gerek yok ben kendim gidebilirim"
Dedim sinirimi sesime yansıtarak.

"Sinirlendirmek istememiştim. Sohbet ederiz diye düşünmüştüm"dedi

Yüzü asılmıştı. Aferin Lina bütün sinirini çıkar çocuktan. Biraz fazla tepki vermiştim galiba .

"Tamam o zaman hadi gidelim. Kusura bakma kötü bir gün geçiriyorum. Öyle söylemek istememistim."

Hiçbir şey söylemeden sadece kafasını salladı. Ev fazla uzak değildi. Yürüyerek en fazla 20 dakika sürüyordu. Kerim konuşalım demişti ama yürüdüğümüz den beri hiç bir şey söylememişti. Acaba bana kırılmış mıydı.

"Umut'la nasıl gidiyor?"

İşte beklenen soru geldi. Kafamı önüme eğip ayaklarımın ritmine baktım.

"Ayrıldık biz."

"Ben bilmiyordum,özür dilerim."
Yine sesinde aynı ifade vardı.

"Sorun değil."

Yine aramızda sessizlik oluşmuştu. Sanki birşey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Onu zorlamak istemedim. Ne zaman hazır hissederse o zaman soylemeliydi. Telefonumun zil sesiyle dikkatim dağılmıştı. Cebimden telefonu çıkarıp gelen armaya baktım Umut.
Göz ucuyla Kerime baktım o da kimin aradığını görmüştü ve kasları çatılmıştı.
"Rahatsız mı ediyor seni istersen konuşabilirim."

Bende konuşabiliyorum. Bak seninle nasıl konusuyosam telefonda da konuşabilirim.

"Halledebilirim ben"

Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim"

"Nerdesin Lina"
Sesi sabahkinden biraz daha sakin çıkmıştı.

"Noldu" ona hesap vermemi beklemiyordu herhalde onca şeyden sonra.

Sesli bir nefes verip tekrar konuştu.
"Konuşmak istiyorum"

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin