Bölüm 4

13 9 0
                                    

Yüzüme vuran güneşle gözlerimi aralamak zorunda kaldım. Dün gecenin ardından iyice yorulmuş ve geldiğim gibi kendimi yatağa atmıştım. Vücudum hala dünün yorgunluğunu atamamıştı. Yataktan kalkıp zorda olsa kendimi banyoya atmıştım. Ilık bir duş alıp saçlarımı hızlıca kurutup banyodan çıktım. Dolaptan dizlerimin üzerinde olan mavi tulumumu giyip odadan çıktım. Ela evde yoktu, muhtemelen işe gitmişti. Kendime kahvaltılık biseyler hazırlayıp sehpaya bıraktım. Koltuğa oturup televizyonda izleyecek biseyler aramaya başladım.

Bugün işe gitmeyecektim daha doğrusu bir hafta izinliydim. Muğla'ya ailemin yanına gidicektim. Onları çok özlemiştim güzel bir supriz yapıp bu gece annemle uyuyacaktım. Anneme sarılmak bütün acılarımı hafifletiyordu. Ona sımsıkı sarılıp uyumak istiyorum, buna çok ihtiyacım var.

Hızlıca kahvaltımı yapıp mutfağı toparladım ve odama gidip valizimi hazırladım. Saat 12 de uyandığım için sadece üç saat vaktim kalmıştı.

Son olarak ta hafif bir makyaj yapıp evden çıktım. Çıkmadan önce taksi çağırdığım için çoktan gelmişti. Hemen taksiye binip havaalanına gitmek istediğimi söyledim.

🌚

Havaalanına gelmiştim ama daha uçağın kalkmasına 1.5 saat vardı. Havaalanından çıkıp arkaya doğru yürümeye başladım. Uçağa binmeden bir sigara içsem fena olmazdı. Aslında çok sigara içen biri değildim ama arada içiyordum. Havaalanından fazla uzaklaşmadan insanların olmadığı ağaçlık bir alana gelmiştim. Çantamdan sigara paketini çıkarıp paketten bir sigara aldım ve ağzıma götürüp yaktım.

Etrafta kimse yoktu ve bu çok iyi hissettiriyor du. Sigaradan son dumanıda çekip sigarayı söndürdüm ve yanımda duran çöp kutusunun içine fırlattım. Çantamı tekrar sırtıma takıp Havaalanına doğru yürümeye başladım. Ağaçlık alandan çıktığımda önümde aniden bir araba durdu. İçindeki adam kafasını dışarıya doğru uzatıp konuştu.

"Merhaba bir adres sorabilir miyim?"

Üzerimdeki şaşkınlığı atıp adama gülümsedim.

"Tabikide "

Adamda bana gülümsedi ama bu gülümseme hiç samimi değildi. İçimde oluşan kötü hissi yok etmeye çalıştım. Ama aniden ağzıma bir bez kapatılmasıyla içimdeki kötü his yerini korkuya bıraktı ve istemesem de bilincim yavaş yavaş beni terketti.

🌚

Burnuma gelen rutubet kokusu midemi bulandırmıştı. Çok yoğun geliyordu koku. Yavaşça gözlerimi açıp etrafa bakmaya başladım. Çok karanlıktı ve çok sessiz. Ellerimi oynatmaya çalıştım ama bilegimde hissettiğim acıyla durmak zorunda kaldım. Gözüm karanlığa yavaş yavaş alışıyordu . Etrafımdaki şeyleri daha net görmeye başlamıştım. Küçük bir odadaydım. Odada pek fazla birşey yoktu. Odanın ortasında sandalyenin üzerinde ellerim bağlı bir şekilde oturuyordum. Karşımda duran aynadan kendime baktım. Saçlarım dağılmış berbat halde gözüküyordum. Etrafımda işime yaricak birşeyler aramaya başladım. Karşındaki ayna ve yanındaki sandalye haricinde hiç birşey yoktu oda da . Ve tabiki küçük pencereyi de unutmayalım.

"Kimse yokmu."

"Neden getirdiniz beni buraya"

Bağırabildiğim kadar yüksek sesle bağırmıştım ama işe yaramamıştı. Hiç bir ses gelmiyor du.

Kim kaçırdı beni, daha ne kadar burda kalıcam. Biri gelicek mi beni kurtarmaya. Gelmez ki kimse. Yokluğumu bile farketmezler belki.

İşten bir hafta izinliydim bir hafta boyunca beni aramazlardı. Annemlerin haberi de yoktu geleceğimden. Bana ulaşamazlarsa belki merak edebilirler ama gece çalıştığım için çoğu zaman açmam zaten telefonları o yüzden endişelenipte Ela'yı aramazlar. Belki Ela farkeder yokluğumu. Onun işide çok yoğun oluyor vakit bulup ararmı ki beni.

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin