Bridget eve geldiğinde Helen'ın dairesinden ayrıldığı sırada aklına gelen şeyi yapmak için üst kata çıkıp odasına girdi ve çalışma masasının başına oturup bilgisayarını açtı. Ekranın açılmasını beklerken sabırsızca parmaklarını masaya vurup ritim tutuyordu.
Sonunda masaüstü kendini göstermişti. Vakit kaybetmeden internet tarayıcısının simgesine bastı ve sayfanın açılmasını bekledi. Bridget saniyeler sonra önüne gelen arama motorunu kullanıp önüne çıkan ilk makaleye tıkladı.
"Genellikle bunun temeli çocuklukta atılır. Genelde anne ile ilişkilerden. Annenin kendisi depresyonda olabilir, çocuğuyla yeterince ilgilenememiş olabilir. Çocuk bu depresif konumdaki anneyi ve onun bir parçası olarak gördüğü kendini, neşelendirmek için manik davranır. Biz buna "manik savunma" deriz. Yani depresif anneye her baktığında çocuk, bunun sorumlusu kendisi hisseder.
Evdeki ağır havayı dağıtmak için çocuk aşırı aktif, esprili, atak, kaygılı olabilir. Yani temel budur.
Düşünceler ve çağrışımlar ardı sıra gelir. Kişi çok daha sosyal, çok daha girişken olur. Hastada ani saldırganlık ve hakaret gözlemlenebilir. Giyiniş biçimini birden bire köklü bir şekilde değiştirebilir Uyku gereksinimi düşer, günlerce uyumaz. Buna rağmen kendini iyi hissederler, hastalığın en önemli belirtisi de budur. Hobilerine bağlı olarak manik dönemde fazlasıyla üretken olurlar.Genelde annenin mutsuzluğu döneminde hamile kalınan çocuklar, öfkeli ve Depresif anne ilk sebep gösterilir. Depresif kişi genelde tanımlayamadığı boşluk duygusu, hayattan zevk alamama, gibi özelliklere sahiptir. Manik dönemde ise bu depresyonu dengelemek için cinsellik, konuşma, boyanma, para harcama vb. belirtiler gösterir ama bu hastalığı önceleyen şey her zaman depresyondur.
Beyinde nerokimyasal aktivitenin değişken olması sonucu özellikle ani dopamin deşarjları sonucu başlayan bir hastalıktır."
Bu cümle Bridget'e can sıkıcı şekilde tanıdık gelmişti. Okumaya devam etti.
"Hipomani ise, maninin hafif şeklidir. Küçük duygu durum yükselmeleri olur. Belirgin bir hastalık tablosu, aşırı taşkınlık yoktur. Konuşkanlık, düşüncelerde hızlanma, neşelilik, cinsel istekte ve enerjide artış hipomanide de görülür ancak manide olduğu kadar şiddetli değildir."
Bridget daha fazla devam etmeden pencereyi sonra da bilgisayarı kapattı.
*
Sonraki iki gün Bridget için fazlasıyla sıradan ve bir o kadar da yoğun geçmişti. Sonunda Coset'in düğün günü gelip çatmıştı. Herhangi bir eksiğin olmaması için Helen, Bridget ve diğerleri gün boyunca koşuşturdular ve davetlileri karşıladılar.
Basit bir kır düğünü için her şey fazlasıyla mükemmeldi. Masalar, pasta, müzik, dekor... Her şey günler öncesinden ayarlanmıştı. Düğüne bir saat kala Joseph Coset'in makyajına Lyneth ise gelinliğini giymesine ve Bridget hediye ettiği inci kolyeyi takmasına yardım etmişti. Bridget gün boyunca kendi sıkıntısını unutturduğu için Coset'e minnettardı.
Gelin ve damat yeminlerini ettikten sonra birbirlerini öptüklerinde Bridget tuhaf bir mutluluk hissetti. Uzun bir süre bu mutlu çiftten gözlerini alamadı. Sıra dansa geldiğinde Bridget ayakta duramayacak kadar yorgun düşmüştü. Buna rağmen Bob'un ve birkaç arkadaşının ısrarlarına dayanamayıp dansa kalkmıştı. Düğünün sonundaysa Coset ve Jim, bir haftalık balayına uğurlanmış ve geride kalanlar da eğlenceye devam etmek üzere Bob'un evine davet edilmişlerdi. Bridget ise eve gidip dinlenmeyi eğlenmeye tercih edip herkesi şaşkınlığa uğratmıştı.
Bridget birkaç kez apartmanda Tom 'la karşılaşmıştı. Fakat her seferinde ikisi de sadece bir anlığına birbirlerine bakmış ve ardından o anda ne yapıyorlarsa onu yapmaya devam etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Terapi
RomanceModa dergisinin sıradan bir çalışanı olan Bridget, hiç de sıradan olmayan bir ruh hali içerisinde... Dışarıdan göründüğü gibi normal biri mi yoksa yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Bridget'ın iç dünyasını keşfe çıkmaya hazır mısınız?