Uyanıp yatağımdan kalktım. Yüzümü yıkadım ve annemi kaldırdım. Bugün Cumartesi'ydi. Akşam üstü abimin evine gidecektim ve onun öncesinde annemle güzel bir kahvaltı yapmak istiyordum. Annem kahvaltıyı hazırlarken bisikletime atlayıp siteden ayrıldım ve fırına gidip çıtır çıtır,sıcacık iki ekmek aldım...
"-Ben geldim,anne nere-..."Annem televizyonun karşısında dehşete kapılmış bir şekilde oturuyordu. Görüntü ve ses gidip geliyordu. Televizyonun sağ üst köşesindeki "Acil Durum Yayını" yazısı tamamen gitti ve ardından görüntü de kesildi. Duyduğum tek şey ise "Onlarla temasa geçmeyin." oldu.Annem ayağa kalktı. Gözlerindeki korkuyu hissetmemek mümkün değildi.Ne de olsa 16 yıllık annemdi. Bana sarıldı ve ağlamaya başladı.Ağlaması kesilince ne olduğunu sordum. Kekeleyerek,zar zor konuşabiliyordu.
"-İnsanlar... Ya da,eskiden insan olanlar. Aman Allah'ım!
-Anne bana bak! Ne olduğunu anlatır mısın?Ama ilk önce sakin ol!
-P,ppeki. Ha,hani o izlediğin filmler var ya?
-Hangi filmler anne?
-Öyle insan yiyen ölüle..."
İşte o zaman kafama dank etmişti. O her akşam izlediğim Sci-Fi(Bilim Kurgu) filmlerinde işlenen konulardan en çok sevdiğim gerçek olmuştu. Zombi virüsü... Arkadaşlarımla teneffüslerde "Olsa ne güzel olurdu lan?" dediğim şey gerçek olmuştu. Ama hiç de güzel olmamıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın
ParanormalÇiçeği burnunda bir avukat olan Mehmet,bir anda kendisini kıyametim ortasında bulur.Vereceği yaşam savaşına birçok kayıp verecek,birçok yeni dost kazanacaktır.