Eren dönüşeli tam iki saat olmuştu.Bu iki saat içerisinde bullduğum Dune Buggy'yi kamyonetin kasasına bağlamış,gerekli her şeyi de alıp yola koyulmuştum. Elimdeki haritaya göre İzmir'e girmiştim. Sokaklarda hırıltılar dışında hiç ses yoktu. İlerlerken açık tavandan bir çığlık sesi duydum. Biraz ilerleyince bu sesin benim yaşlarımda bir kızdan geldiğini anladım. Sırtında bir çanta vardı ve sokaktaki arabalardan birinin üstünde et yiyicilerin ona ulaşmasını engellemeye çalışıyordu. Biraz daha dikkat edince elinde bir şey olduğunu fark ettim. Bir süre bakınca bunun oyuncak bir fil olduğunu anladım. 20li yaşlarda bir kızın elinde oyuncak bir fil görmek tuhaf bir şeydi. Ben bunları düşünürken onun birazdan et yiyicilere yem olma ihtimali aklıma geldi. Benim sayabildiğim kadarıyla 7 tane et yiyici vardı. Ama onları sessizce yere sermezsem diğerleri de toplanabilirdi. Yan koltuktan levyeyi aldım ve arabanın camını açıp oraya doğru ilerledim. Bu araba gerçekten hiç ses çıkartmıyordu. Kız beni fark edince çığlık atmayı bıraktı. Tüm et yiyicilerin kafataslarını delik deşik ettikten sonra kız arabaya bindi...
Mevsim yaz olmasına rağmen titriyordu. Üşüdüğünü zannedip camları ve tavanı kapattım. Ona doğru döndüm ve ismini sordum. "İzel" diye karşılık verdi. Ben de ona adımı söyledim. Sonra,yüzüne baktım. Az önce et yiyicilerle uğraşmaktan hiç dikkat etmemiştim. Şimdiye kadar gördüğüm en güzel kızlardan biriydi. Tuhaf bir hisse kapılmıştım. Daha 2 saat önce en yakın arkadaşım ölmüştü ama ben onu bulduğum için mutluydum. "Oyuncaklarla oynamayı bırakamamışsın anlaşılan." dedim ve güldüm. Ama o ağlamaya başladı. Olanların şokunu atlatamamıştı. Onu sakinleştirmeye çalıştım,ama hiç bir işe yaramıyordu. Nihayet onu sakinleştirdiğimde ise bana başından geçenleri anlatmasını istedim. Ailesi 2 gün önce alışverişe çıkmış ve eve dönmemişti. O da dışarıda olanları görünce evden çıkmak istememişti ama yiyeceği bitince çıkmak zorunda olduğunu anlamıştı. Sonrasını ben de biliyordum zaten. Yurt dışında bir ablası vardı. Onu bulmak istiyordu. O bunları anlattıktan sonra ben de başımdan geçenleri anlattım. Bir süre böyle konuştuktan sonra ona benimle kalmasını, eğer isterse onunla birlikte ablasını aramaya gelebileceğimi söyledim. O da kabul etti. Ama önce benim de ailemi bulmam gerekiyordu. Ailemin yaşadığı semte doğru yola çıktık. Yol üzerindeki bir alışveriş merkezinde durup eğer güvenliyse içeri girmeye karar verdik. Arabadan indik ve içeri girdik. Karşılaştığımız şey ise bize çok daha büyük bir şok yaşattı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın
ParanormalÇiçeği burnunda bir avukat olan Mehmet,bir anda kendisini kıyametim ortasında bulur.Vereceği yaşam savaşına birçok kayıp verecek,birçok yeni dost kazanacaktır.