Dinner tarzı mekana girdiğimizde bir anda tüm gözler bize döndü.Bu hem rahatsız edici hemde oldukca havalıydı.Sonuçda 4 mükemmel erkekle buraya girdiğimi düşünürsek tepkiler normaldi.
Köşedeki masaya Ashton ve ben bir tarafda Luke,Mike ve Calum karşıda olacak şekilde oturduk.Önümüzdeki menüyü alıp baktım.Acaba Luke bunların hangisini yiyebilirdi? Sanırım onun için en iyisi buradakilerin içinden ton balıklı sandviç felan olabilirdi.
Masaya yaklaşan garson kızı gördüğümde lütfen Luke un eski sevgilisi o olmasın diye dua ettim.Fazla güzeldi.Uzun boylu,mankenlere taş çıkartıcak bir fiziğe sahipti.Sarıya yakın kumral saçları asice dağınıktı.Kahverengi gözleri parlıyordu ve en dikkat çeken özelliği iki yanağındaki derin gamzeleriydi.Vay canına! O tamamiyle Luke Hemmings in kahverengi gözlü dişi haliydi.
"Aman Tanrım!! Luke?"diye cıvıldayarak ona sarıldı."Vay canına.Seni görmeyeli uzun zaman oldu."ve gamzelerini daha güzel gösterecek şekilde gülümsedi.Afrodit in dünyadaki hali gibiydi.
"Merhaba Maddy."diye gülümseyerek Luke da ona sarıldı.Tabiki sarılacaktı.O kadar güzel ve çekiciydiki şuan ben bile ona sarılabilirdim!
"Siz nasılsınız çocuklar"diyerek diğerlerinede gülümsedi.Calum yarım bir kucaklama verdi,Michael samimi bir şekilde gülümsedi ve Ashton göz kırptı.
Tabi ya! Çocuklarda onu seviyorlar.Herkes tarafından kabul görmüş.
"Bu Rain Turner.Rain buda Maddison McShane."diye Michael referans yaptı.
"Ahh sadece Maddy de lütfen"diyerek kız samimi bir şekilde gülüp bana sarıldı.Bu fazla beklenmedikdi.Ve çözemediğim bir hırsla bu kızdan nefret etmek istiyordum.Ama yapamıyorum!
"Bize iki karışık pizza getirebilirmisin Maddy.Biliyorsun malzemesi bol"dedi Michael.Ashton buna güldü.Calum gözlerini devirerek"Yinemi pizza"dedi.Kız gülümseyerek yanımızdan uzaklaşmadan önce Luke a biraz daha baktı ve gitti.Bakışlarında samimi bir özlem vardı.Lanet olsun!
"Sen iyimisin?"diye soran Ashton ile kendime geldim.Onun sorusuyla Luke da bize döndü.Benimle ilgileniyordu.Benim duygularımı önemsiyordum.Tabiki Luke dan bahsediyorum.Ashton dan bahsetmem gerekirken Luke dan bahsediyorum!
"Evet iyiyim"dedim karşımdaki yakışıklı çocuğa.Ashton ın ilgisi beni ilk defa rahatsız etti.Çünkü ona aynı şekilde ilgi gösteremiyordum.İstemsizce gözlerim tekrar Luke a kaydı.Bu çocukla benim sorunum neydi?
Tam bu sırada Maddy elinde iki tepsi pizza ile geri döndü.Hepimize kolalarımızı verip Luke a dönüp gülümsedi."Bu tepsiye mantar koydurmadım.Sevmediğini hatırlıyorum."
"Teşekkür ederim Mad.Çok ince bir davranış.Değişmediğini görmek rahatlatıcı.dedi Luke.
"Emin ol Luke.Hiç bir konuda değişmedim."diye Maddy gülmeye başlayınca Luke da güldü.Sanki aralarında sadece onların bildiği bir espiri varmış gibi davranıyorlardı.Üstelik bu canımı sıkıyordu.Çünkü ne kadar kabul etmek istemesemde Luke u şuanda acayip kıskanıyordum! Neden peki? Niye o kıza gülümsemesi beni rahatsız etmişti? Kız biraz eğildi ve Luke un kulağına fısıldadı.Luke buruk bir şekilde güldü ve bakışları bir kaç saniye benimki ile kesişti.
"Mike neredeyse pizzanın hepsini yedin!"diye Calum bağırdı.Maddy Calum un ensesine vurdu."Sessiz ol lütfen Cal."
Daha sonra Luke a göz kırpıp yanımızdan tekrar uzaklaştı.Tanrım!!! Neden böyle hissediyorum ki.Bu berbat bir his!
O kız mükemmel.Hemde her konuda.Onunla yarışamam bile.
Bir dakika! Onunla yarışmak mı istiyordum?
"Sende yesene tatlım."dedi Ashton bana gülümseyerek.Onu haketmiyordum.Yada bir başkasını.
"Ashton bu olmicak."dedim birden.Herkes bir anda dönüp bana baktı.Ashton benden tarafa daha çok dönüp kaşlarını çattı."Ne olmayacak?"
"Bizim aramızdaki bu şey her neyse olmayacak."dedim.Şaşırmış görünüyordu ama kendini çabuk toparladı.Calum endiseyle bizi süzerken Michael hafifce gülümsemişti.Ve Luke.O tam anlamıyla gözlerimin içine bakıyordu.Tekrar Ashton a döndüğümde onunda gözleri bir an için Luke daydı."Aramızda zaten olan bişey yoktu Rain."dedi bana ve tekrar Luke a bakıp.Bu sefer şaşıran taraf tabiki ben oldum.Tabiki aramızda konuşulmuş bişey yoktu ama bir çekim vardı! Neden bunu inkar etme gereği duymuştu ki?
Masadan kalktım.Gururum kırılmıştı."Ahh hayır.Gitmek zorunda değilsin Rain"dedi Michael da ayağa kalkıp.Masadan ayrılırken "Sikeyim Ash neden böyle söyledinki!"dediğini duydum.Kendimi serin akşama bırakırken derin bir nefes aldım.Ben ne yapıyorum! Bana noluyo?
Arkamdan gelen atak sesini duyunca dönüp baktım.Peşimden Mike ın geldiğini sanmıştım ama Luke rahat bir şekilde bana yaklaştı."iyi misin?"
İyi değildim.Kocaman bir duygu karmaşası yaşıyordum ve biraz önce dünyadaki en yakışıklı çocuklardan birini resmen geri çevirmiştim!
"İyiyim.Sen neden geldin?"diye sordum.Bana biraz daha yaklaşıp omiz silkti.Akşamın siyahıyla mavi gözleri parlıyordu ve şu an tam bana bakıyordu."Sen nereye ben oraya"dedi.Bir kaç adım daha yaklaştı.İçimden geçenlere lanet ettim.Onu öpmek için şu an her şeyimi verirdim.Bu sağlıklı değildi.Bu bizim için hiç iyi değildi.
Aman tanrım! Ben onu seviyordum!!
"Luke ben..."bir kere sertce yutkundum.Bu nasıl oluyordu.Daha önce nasıl fark edememiştim."Ben istifa ediyorum."
Yüzündeki ufak gülümseme solarken göz bebekleri büyüdü.Bunu bile bile onunla aynı evde yaşayamazdım.Ona bakamazdım.
"İyi geceler Luke"diyerek arkamı döndüm ve köşedeki taksiye bindim.Kafamı kaldırıp baktığımda hala orada duruyordu.Bu canımı yaktı.Onu öyle görmek çom canımı yaktı.
İşte tamda bu yüzden gidiyordum.Bana bunları hissettirmeye başladığı için.Bende daha fazla ilerlemeden buna bir son veriyordum.
Biraz kısa oldu ama meşgulüm.Kusura bakmayın :(
Vote ve yorum lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath // Hemmings
FanfictionLuke Hemmings. Karşımdaki yatakda oksijen maskesi yardımıyla nefes alabiliyordu.Kapalı gözlerini bir an aralayıp benim gözlerimle buluşturdu. Ne aradığını biliyordum.O hastaydı.Herkes ona acıyordu.Benim gözlerimdede acıma duygusunu aradı.Ama bulamad...