-22-

15.2K 320 17
                                    

katil mi olmuştum şimdi ?

kaçıncı kez?

üç mü?

evet üç

görünüşe göre daha çok katil olacaktım benim kaderim buydu

hayır. 

kader diye bir şey yoktu

verdiğimiz kararlar ve aldığımız sonuçlar hayatımızın gidişatını belirliyordu

adamın kafasını kaldırıp gözünü açtırdım

berbat görünüyordu

sanırım öldüreli saatler olmuştu
en azından hatırladığım buydu

kafasını bıraktım ve ayağa kalktım

koltukaltından tutup onu çekmeye başladım

görünüşe göre beni burdan almaya gelmişti, amacı öldürmek olsaydı çoktan yapardı herhalde

"salaksın" dedim onu dışarı sürüklerken

"benim gibi bir kızı bile götüremediysen, cidden güçsüzsün"

ona bakıp güldüm

"kime çalışıyordun acaba, neden götürecektin ki beni, bok mu var bende niye kaçırıyorsunuz ?"

dışarı çıkarttığımda etrafa göz gezdirdim

etrafı aydınlatan tek şey ay ışığıydı

onu çekiştirip deponun arkasına götürürken bir an duraksadım ve belimi kıtlattım

"of öküz gibisin sende, biraz yardım etsen ölür müsün"

kendi dediğime kahkaha attım. iyice kötüleşiyordum, ilaçlarımı kaç aydır almıyordum ben?

eğilip tekrar sürüklemeye başladım
çok ağırdı

deponun arkasına geldiğimizde bıraktım

teni canlı hâlinden daha soğuktu
e tabi hâliyle mantıklıydı

üstüne eğildim ışık olmamasına rağmen bir şeyler görebiliyordum

kafasından vurduğum için içini az çok görebiliyordum, tabi fazla büyük bir delik değildi

hızlı bir araba sesi geldiğinde ayağa kalktım, araba ani bir frenle durunca kafamın ucunu duvarın kenarından çıkartıp kim olduğuna baktım

gördüğüm kişilerle rahat bir nefes aldım ve gülümsedim

hepsi çok endişeli görünüyordu.
alp bile

onlar deponun kapısına ilerleyip gözden kaybolduğunda

bende kapıya yürümeye başladım, acele etmeden yavaşça.

bağırışıma seslerini duyduğumda tempomu biraz arttırdım

"nerde lan bu kız yerdeki kan ne"

demir kendi kendine bağırıyordu, yada öfkesini alpe yöneltmişti

kapının önünde durup onları izledim

deniz çökmüş yerdeki kanı inceliyordu

alpin elinde silah vardı, sanırım o adamı vurduğum silahtı

demirse bir şeyler parçalayıp etrafa küfürler savuruyordu

böyle giderse yakında içinde bir şeyler yiyip içebileceğimiz tabak ve bardak kalmayacaktı

"her şeyi parçalarsan neyin içinde yemek yiyeceğiz"

dedim denizle alp hızla bana döndü

sesler kesildi

demir kendini gösterdiğinde gülümsedim

yüzünde dehşete düşmüş gibi bir ifade vardı

"gece..."

hızla bana yürüdüğünde göğüsümde birleştirdiğim kollarımı çözdüm ve ona dopru bir kaç adım attım

vücütlarımız sertçe birbirine çarptığında bir kaç adım sürüklendik. büyük kollarıyla bana sıkıca sarıldığında kollarımı boynuna doladım

TAKINTI {+18}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin