19 (Özel Bölüm P:2)

8K 409 431
                                    

Eh birazda buraları yakalım. Ne dersiniz hm?

"Buyrun Bay Belewille." Küt siyah saçlı hemşire kadının sesi ile ayağa kalkıp onu takip ettim. Küçük gri binanın kendi gibi küçük bir bahçeye bakan odalarından birine girdik. Gördüğüm görüntü ile kendimi gülümsemek için zorladım.

Annem kuzgun siyahi saçları yerleri süpürürken soğuk zemine oturmuş bağdaş kurarak kapıya bakıyordu. Gözleri beni bulduğunda tuhaf bir şekilde parladı.

Bu beni hatırladığına bir işaretti. Her ne kadar oğlu olduğumu anlamasa bile beni ne zaman görse sevinirdi. Hemşire dışarı çıkıp kapıyı aralık bıraktığında elimde ki hediye paketi ile yanına yaklaştım.

"Nasılsın Kressida?" Ona anne diye seslendiğimde korkuyor ve çığlık atmaya başlıyordu. Beni çoktan oğlu olarak silmişti. Küçük bir kız çocuğu ufak bedeninde sıkışıp kalmış gibiydi. Gülerek mavi pakete heyecanla baktı.

"Bana oyuncak mı aldın?" Hevesli sesi ile yanına oturup paketi önüne koydum. Noel hediyesini açan ufak bir çocuk gibi paketi yırtıp içinde ki bebeği ve taraklı seti eline aldı.

Sevinçle çığlık attığında içeri giren hemşireye elimle durmasını işaret ettim. Elinde ki iğneyi yavaşça indirerek odadan geri çıktı. Tekrar anneme döndüm. Kendi gibi siyah saçlara ve gri gözlere sahip bebeğin saçlarını taramaya başlamıştı.

"Beğendin mi bakalım?" Başını hızla salladığında histerik bir şekilde önüne düşen saçları yüzünden elini savurdu.

"Bebeğinin saçları çok güzel seninkini de öyle yapalım mı?" Şefkatle çıkan sesim onu yumuşatırken hafif kırışmış yüzünü bana döndü.

"Canımı yakmayacaksın değil mi?" Kendimi tutarak gülümsemeye çalıştım. Hala en ufak bir sesten en ufak bir temastan korkuyor kemikleri kırılmış gibi bağırarak yatağın altına saklanıyordu.

"Bana şarkı da söyleyecek misin?" Başımla onayladığımda önünde ki kutudan özenle bir toka seçip tarakla birlikte bana uzattı.

"O zaman tamam." O kendi bebeğinin saçlarını örerken bende arkasına geçip yavaşça saçlarını taramaya başladım.

"Uzat saçlarını, yasla başını.
Annen seni sevecek.
Altın tacını, minik asanı
Alıp seni süsleyecek
Korkma bebeğim yasla başını.
Annen seni sevecek.
Yat kollarıma yum gözlerini
Kovdum tüm kötülükleri." Hafifçe mırıldanarak şarkıya eşlik etti. Nazikçe tüm saçlarını güzelce tarayıp bebeğine yaptığı örgünün aynısını ona yaptım.

Ucunda altın rengi yıldız olan tokayı bağladığımda güzel yüzü ortaya çıkarak bana baktı. Uzun örgüyü eline alıp neşeyle kahkaha attı.

"Baaaak bende bebeğim gibi çok güzel oldum." Ona dokunmak istesem de korkacağı için son anda geri çekildim. O ise bir kendi saçına bir de bebeğine bakıyordu.

"Sen ondan bile güzel oldun." Dudaklarını büzüp bebeğin başında ki ufak tacı gösterdi.

"Ama bak o bir prenses. Ben prensesten daha güzel olamam ki." Kırgın çıkan sesi ile derin bir nefes aldım. Göğsüm sıkışmaya başlamıştı.

"O zaman bir daha ki gelişimde sana kraliçe tacı getireceğim. Ne dersin?" Bir şey hatırlamış gibi gözlerinde ki ışık hızla söndü.

"Ama o zaman o benim çocu-." Birden susarak bebeği hırsla karşı duvara fırlattı. Porselen yüzü büyük bir sesle parçalanırken annem çığlık atmaya başladı.

"Hayır! Hayır! Hayır!" Saçlarını yolmaya ve beni tekmeleyerek uzaklaştırmaya başladığında hızla ayağa kalktım.

Sayıklayarak çığlık atıyor boğazından kan gelmesine sebep olacak kadar bağırıyordu.

Kes Sesini [Tamamlandı✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin